2010’lardan 2020 sonrasına AK Parti

A -
A +
Bir önceki yazıda gelecek yıl muhalefet partilerini neyin beklediğine değinmiş iktidar konumunda bulunan AK Parti’yi ise bu yazıya bırakmıştım. AK Parti, 17 yıldır kesintisiz iktidarda. 2023’e kadar seçim olmaz ise en az 21 sene kesintisiz iktidarda olacak. Dünyada demokratik sistemlerde AK Parti gibi uzun dönem iktidarda kalan partiler var. Ama aynı liderlerle bu kadar uzun dönem seçimleri kazanıp iktidarını devam ettirmek istisnai bir durum. Bu açıdan bakıldığında, AK Parti’yi daha çok Erdoğan siyaseti ve siyaset tarzı üzerinden değerlendirmek gerekir. Türkiye’deki AK Parti ve Erdoğan dışındaki mevcut partilere bakın. Bu partilerin liderlerinin ya da öne çıkan siyasetçilerinin politika üretme becerilerini göz önünde bulundurun. Ve şu soruyu sorun: Son on yıllık dönemde içeride ve dışarıda yaşanan türbülansları, krizleri, siyasete yönelik darbeleri, işgal girişimlerini, ülkeyi parçalamaya yönelik içeriden ve dışarıdan koordineli hamleleri, Erdoğan’dan başka bir siyasetçi etkisiz hâle getirebilir miydi? Bu mücadeleden başka hangi siyasetçi çıkabilirdi? Beş yıl içinde yapılan sekiz farklı seçimi kim kazanabilirdi? Bu soruların cevabını sadece Türkiye’de yaşayanlar değil, uluslararası çevrelerde çok iyi biliyor. Bundan dolayı, Erdoğan’ın bizzat kendisi, ailesi ve çevresi en az son on yıldır kesintisiz büyük bir saldırı altında. Sürekli hedefte. Darbe girişimleri, algı oyunları, karalama kampanyaları hiç durmuyor. Ama hiçbirinden de bu çevreler istedikleri sonucu alamadılar. Erdoğan’la mücadele ederek sonuç alamayınca, partisine, kabinesine, birlikte çalıştığı ekibine yönelik farklı farklı salvolar gerçekleştirdiler. Şu ana kadar bu salvolar da onlar açısından sonuç üretemedi. Erdoğan, küçük ya da büyük her krizi siyasi anlamda bir fırsata çevirdi. Her krizden öğrenerek çıktı. Mücadele siyasetinin kurullarını yeniden belirledi.             *** 2016’da siyasal sistemin değişiminden itibaren tüm muhalefet partileri ve kesimleri “blok siyaseti” üzerinden tek bir amaca odaklandılar: Erdoğan karşıtlığında tüm muhalefet kesimlerini birleştirmek… Erdoğan kendisine ve partisine yönelik kurgulanan siyaset dizaynına, hiç vakit kaybetmeden, Cumhur İttifakı ile karşılık verdi. 15 Temmuz’dan sonra oluşan doğal birlikteliği derinleştirdi. MHP ile Cumhur İttifakı’nı kurarak; ülkenin birliği ve selameti için yasama ve yürütme seçimlerinde ortak hareket etmenin imkânını oluşturdu. Muhalefet kesimleri, şimdiye kadar kendi çabaları ile Erdoğan’a karşı bir türlü seçimleri kazanamadıkları için, AK Parti’den kopan siyasetçilerin kurduğu partilere umut bağladılar. Dört gözle bu partilerin, Erdoğan karşıtlığında kendileri ile birlikte hareket etmelerini bekliyorlar. Şimdiden siyasi alanı onlar için hazır hâle getirmeye çalışıyorlar. 2023 seçimlerinde “çatı aday”a kendi içlerinde itiraz edecekleri tasfiye etmeye ve itibarsızlaştırmaya odaklandılar. Bunun ilk örneğini, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını açıklayan Muharrem İnce’nin başına gelenlerde gördük. AK Parti’nin önündeki en büyük meydan okuma yeni kurulan partiler değil. 2023’e yönelik şimdiden kurgulanmaya çalışılan dizayn siyaseti hiç değil… AK Parti’nin önündeki en büyük meydan okuma; muhalefet çevrelerinin kendisine yönelik ürettiği algı siyaseti ile nasıl mücadelede edeceği sorunudur. 17 yıldır iktidarda olan bir partinin siyaset tarzı, taban eğilimleri, seçmen kümelerindeki kırılganlıklar ve en nihayetinde hangi gelişmeye nasıl tepki vereceği hususu, muhalefet partileri ve çevreleri tarafından öngörülebilir hâle geldi. Muhalefet; kademelendirilmiş, özel içeriklendirilmiş, kimin ne söyleyeceği ve nerede söyleyeceği tespit edilmiş şekilde, yeni sosyolojiye yönelik daha çok algılar üzerinden bir muhalefet aktivizmi sürdürmektedir. Şu an Türkiye’nin 40 milyona yakın  nüfusu 30 yaşın altındadır. Sadece AK Parti döneminde ilk defa oy kullanmaya başlayan seçmen sayısı 2023’te 24 milyon olacaktır. Dolayısıyla 2020 ve sonrasının, AK Parti için bu yeni sosyolojiye odaklanma dönemi olması muhtemeldir. Ve de kaçınılmazdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.