Emsalsiz bir yarışma!

A -
A +
Büyük Selçukluların en kıymetli devlet adamı Nizamülmülk, âlim, edip ve kadirşinas bir zat olduğu için meclisi de ilim ve sanat adamlarının toplandığı bir yer hâline gelmişti. Abbasî halifesi dahi kendisine pek çok hürmet eder, meclisinde bulunurdu. Âlimlere, şairlere, sanatkârlara karşı çok ikram, ihsan ve iltifat ederdi. Birçok cami, mescit, vakıf eserleri yaptırdı...
Büyük Selçuklu Devleti’ne; idarî, adlî, askerî, malî, sosyal ve kültürel sahada pek çok yenilikler ve değişiklikler getirdi. Sarayı, merkezî hükûmet teşkilâtını, mahkemeleri, toprak sistemini sağlam esaslar üzerine yeniden düzenledi. O dönemde yayılmaya yüz tutan batıni fikirlere karşı Ehl-i sünnet bilgilerinin sistemli bir şekilde öğretilmesini sağlandı. Bunun için Bağdat, Belh, Nişabur, Herat, İsfahan, Basra ve Musul gibi önemli merkezlerde kendi unvanı ile anılan Nizamiye Medreseleri’ni kurdurdu.
Bu büyük âlim ve devlet adamı, devlet idaresine dair kaleme aldığı Siyasetname’nin yazılış sebebini açıklarken ünlü Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın özel bir yönünü de işaret etmektedir. Tarihte buna nispeten benzer ikinci bir hadiseyi Osmanlı padişahı III. Selim Han’da göreceğiz. Böylece Melikşah’ın devlet adamlığının kıymeti de anlaşılmış olmaktadır.
Evet Melikşah o güne kadar görülmemiş bir yarışma açmış ve âlimlerin de bu yarışmaya katılmalarını istemişti. Yarışmanın konusunu şöyle belirtmişti:
“Her biriniz memleketimiz hakkında düşününüz. Zamanımızda iyi gitmeyen hususların ne olduğunu araştırınız. Bizden önceki padişahların şartlarını yerine getirdikleri fakat bizim tedbir almadığımız hangi meşguliyetler bulunduğuna bakınız. Selçuklu sultanları ve başkaları devrinde geçmiş meliklerin her ne kanun ve âdetleri varsa onlar üzerinde düşününüz. Açık bir şekilde yazınız ve bize arz ediniz. Biz de onlar üzerinde düşünelim. Bundan sonra din ve dünya işlerimizin düzgün yürümesi için emir verelim. Gerçekleştirilmesi gerekeni gerçekleştirelim ve her meşguliyet şartı kendi prensibine göre yürüsün...”
Sultan Melikşah âlimlerin uyarıları çerçevesinde Selçuklu Devleti’nin sağlam esaslar üzerine bina edilmesini ve devamlılığının teminini arzu ediyordu. İşte bunun için devlet idaresi hakkında en güzel eser dalında âlimler arasında yarışma açmıştı. İşte bu yarışmayı Nizamülmülk’ün Siyasetname’si kazandı. Sultan en çok bu eseri beğenmişti. Nizamülmülk, Sultan'ın büyük övgüsüne ve ihsanlarına mazhar oldu.
Devlet idarecilerinin bu kıymetli eseri başucu kitabı yapmaları gerekmektedir. Melikşah’ın belirttiği gibi, günümüzde de bütün etkili ve yetkili kişiler güzel işler kadar yanlış faaliyetleri de görmeli, değerlendirmeli ve idarelerini ona göre şekillendirmelidirler.
Emsalsiz bir yarışma!
 
Örnek bir başkan!
 
Âdem oldur ki ayağın çekicek dünyadan
Zikr ü bi’l-hayr içre güzel adı kala
Evet âdemler gelip gidiyor. Dünyaya gelen insanların şu beytin anlamını yerine getirmek niyetinde olması ne hoş olurdu. Eğitim de bunun için değil midir? Güzel bir çığır açan insanlarla, zararlı ve bozuk işlere sebep olanlar bir midir? Bazen güzel işlere vesile olanları tebrik etmek, başkalarını da teşvik etmek bakımından büyük önem taşıyor. Osman Gazi’nin hocası ve kayınpederi Şeyh Edebali sözleriyle, talebeleriyle, eserleriyle unutulmuyor. Günümüze dahi ışık tutuyor. Bugün de soyadı ile onu hatırlatan Bursa Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali Bey, belki ondan da aldığı bir güç ve enerji ile kalıcı hizmetlere imza atıyor. Eskiden belediyelerimiz şehrin altyapısı, yol, su, elektrik işleri, mali ve sosyal meseleleri derken kültürel faaliyetlere fazla önem vermezlerdi. Yılda bir iki festivalle bu işi kapatırlardı. Son yıllarda bilhassa kitap fuarları başta olmak üzere çeşitli kültürel aktiviteler bilhassa gençlerimize önemli katkılar sağlamaktadır. Bu konuda Yıldırım Belediye Başkanı’mız değişik projeleri ve faaliyetleri ile örnek alınmakta ve gıpta ile izlenmektedir.
Mesela kahvehaneleri, kıraathanelere dönüştürme girişimi mükemmel bir faaliyettir. Kahvehanelerde kültürel sohbetler tertiplenmekte ve bunlara yoğun bir ilgi ve alaka gösterilmektedir. Tarih nedir? diye sorsanız, bir tanımı da, “Tarih köktür” diye ifade ederim. Kökü sağlam olan bir ağacın gövdesi, dalları, budakları da güçlü olur. Bu itibarla kökle rabıtayı kesmemek gerekir. Yıldırım Belediyesi “Köklere Tutunmak” projesi ile gençlerimiz ile tarih söyleşilerini başlatmış bulunmaktadır. Fevkalade yerinde düşünülmüş, gençlerimize faydalı bir projedir.
Öte yandan günümüzde gençlerimizin hızla sanal bir âleme doğru gittikleri, toplumla irtibatının kesildiği, kendini ifadeden aciz kaldığı vs. sıkıntıları hemen herkesin bir vesile ile dile getirdiği hususlardır. Çözüm konusunda ise sadece laf u güzaf vardır. Bu eksiklik matematik, fizik, kimya kitapları ile aşılamaz. Yıldırım Belediyesi’nin Edebiyat teması ile hazırlamış olduğu mükemmel kütüphanesi, gençler için bu konuda bulunmaz değerdedir. Mekânların gencin ruh sağlığı üzerinde olumlu veya olumsuz tesiri bulunduğu malumdur. Bizim kültürel yapımızın sahip olduğu estetik yapı oluşturulmak suretiyle evvela bu noktada gencin ruh dünyasına hitap edilmiştir. Diğer taraftan Edebiyat temalı bu kütüphane, gençlere geçmişi ile barışık, yaşadığı zamana bir anlam katan ve geleceğini; sahip olduğu maddi ve manevi değerler doğrultusunda şekillendirecek bir maksat ve niyetle donanmış bulunmaktadır. İstifade edene afiyet olsun.
Ortaokul talebelerine Bursa şehrinin, dinî ve kültürel eserlerinin, müzelerinin, âlim, veli ve padişah türbelerinin profesyonel rehberler eşliğinde tanıtımı; çocukların eğitimi, şahsiyetinin gelişmesi, millî şuur ve bilincini artırmaya yönelik “alo tiyatro projesi” gibi aktiviteleri gerçekten alkışlanacak faaliyetleridir.
Herkesin uyuşturucu illetinden bizar olduğu günümüzde gençlere yönelik bu gayret ve faaliyetler ileride daha iyi anlaşılacaktır. Ben bütün velilerin, -şayet yarın ah vah etmelerini istemiyorlarsa- bu faaliyetlere evlatlarının iştirakini sağlamalarını ve şahsiyetlerinin gelişmesine katkıda bulunmalarını isterim.
Emsalsiz bir yarışma!
TEFEKKÜR
 
Âdem olanın hayr olur âdemlere kasdı
İnsanlığa insanda budur işte delâlet
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.