Memleketimizi Amerika’ya tanıtmak meselesi

A -
A +
 
Günün konusu Biden’ın başkanlığı döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl olacağı. Her gün tüm kanallarda ve gazete köşelerinde onlarca uzman bu başlık altında tartışıyor. Kimileri Biden’in Obama’nın başkan yardımcısı olduğu sıradaki tutumunu göstererek ilişkilerin daha da kötüleşeceğini, kimileri ise Trump döneminden daha kötü olmayabileceğini savunuyor...
ABD’de dış politikanın üretilmesi ve icrası Başkan, Kongre ve bürokrasi arasındaki bir etkileşim neticesinde olur. Başkan da, Kongre de baskı ve çıkar gruplarıyla, lobilerden etkilenir. Her dönemin kendine has özellikleri vardır. Dolayısıyla Biden’ın başkanlık dönemindeki ABD’nin Türkiye’ye bakışı yukarıda saydığım tüm unsurların bir bileşkesiyle oluşacak. Tabii ki, ilişkilerin gidişatında Türkiye’nin ABD’ye bakışı ve dış politika öncelikleri en az ABD’nin Türkiye’ye bakışı ve öncelikleri kadar belirleyici olacak. Her zaman olduğu gibi, iki ülkenin çıkarlarının örtüştüğü alanlarda işbirliğine, ayrıştığı alanlarda da gerilime şahit olacağız.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı son yıllarda araştırmacıların belgelere ulaşabilmelerini kolaylaştıracak önemli işlere imza atıyor. Bu işlerin en önde geleni, internet üzerinden tam metin olarak erişilebilecek evrak sayısındaki ciddi artıştır. Bugün bu belgelerden birinden söz edeceğim. 72 yıl önce yazılmış. Türkiye’nin Vaşington’daki Basın Ataşesi Nüzhet Baba’nın kaleme aldığı 16 sayfalık raporun başlığı “Memleketimizi Amerika’da tanıtmak meselesi.”
Diyor ki Nüzhet Baba: 
“Buranın halkı, yüzde doksan yabancı radyo yayınlarını takip etmez. Ancak büyük radyo istasyonlarının naklen verdikleri mühim haberleri dinler. Bunun içindir ki, Türkiye’den Amerika’ya bu şekil haricinde ve kendi vasıtamızla propaganda yayını yapmaya savaşmak beyhude emektir... 
Amerikan gazeteleri ve yayın vasıtalarıyla herhangi bir münakaşaya tutuşmak da keza faydasızdır. Çünkü bu vasıtalar tekzip veya tavzih diye bir usul tanımazlar...”
Bu girişten sonra Nüzhet Baba, 20 madde hâlinde neler yapılması gerektiğini sıralıyor. Bazı öneriler eskimiş ve manasını kaybetmiş. Ama özü itibarıyla birçok öneri bugün de geçerliliğini koruyor:
-“Filmlerle yapılacak propagandanın hemen her vasıtadan ziyade ve çok daha büyük ölçüde Amerikan halkına hitap edeceği göz önünde tutularak bu işe derhal girişmek lazımdır.”
-“Tanınmış yazarlardan muayyen bir grubu her yıl Türkiye’ye davet ve onlara memleketimizi ve davalarımızı hakkıyla izah ederek Türkiye hakkında Amerika basınında bilhassa haftalık veya aylık dergilerde resimli yazılar yazdırmak.”
-"Mektep muallimlerinden muayyen bir grubu yine her yıl memlekete çağırarak onlara da memleketimizi göstermek ve gezdirmek.”
-“Kolej ve üniversite talebelerinden kız ve erkek grupları da aynı şekilde davet etmek.”
-"Burası bir bakımdan kadınların hâkim oldukları bir diyardır. Memleketin her tarafında binlerce kadın kulüpleri mevcut olup bunlarla yakından ilgi peyda ve buralarda konferans verecek ve film gösterecek kimselerin, sırf bu işle vazifelendirilmeleri, ümidin fevkinde fayda temin edecektir.”
-“Amerika’nın muhtelif şehirlerinde ve birçok üniversitelerinde adedi 800’e yakın talebemiz vardır. Bunlar bulundukları yerlerde birçok Amerikalılarla tanışmakta ve dostluk etmektedirler. 800 Türk talebesinin her biri 10 Amerikalı tanısa ve bu kimselere Türkiye’yi tanıtan broşürlerden birer tane verse, 8000 broşüre ihtiyaç belirmektedir. Gerek bu cihet gerek diğer sahalarda, talebemizden memleket propagandası işlerinde istifade kabildir.”
-“Amerika bir bakıma yaz kış devamlı konferans memleketidir. Her türlü topluluklar, kurullar, kulüpler ve kilise cemiyetleri son derece mebzuldür. Bu cemiyetler Türkiye gibi son derece cazip bir konu etrafında konuşacak kimseleri âdeta el üstünde tutmaktadırlar.”
-“Memleketin büyük radyo şirketleri nezdinde veyahut mahallî radyo istasyonlarında saat kiralamak da başvurulacak işlerden biridir.”
-“Washington’daki 'Library of Congress' ve sair büyük üniversite kütüphaneleri ve keza Washington’daki Middle East Institute ile çok sıkı münasebetler tesis etmek ve bunlara bedava kitap ve yayın mübadelesine girişmek asla ihmal edilmemesi lazım gelen bir teşebbüstür.”
-“Biri Şark, biri Orta ve biri de Garp Amerikasında seçilecek üç üniversitede, Türk Enstitüleri açarak buralara yavaş yavaş Türk profesörleri göndermek.”
-“Amerika’ya kendimizi tanıtma davasında hiçbir zaman unutulmaması lazım gelen bir mesele de, bu işin birkaç yıl içinde değil, uzun senelere mütevakkıf olduğunu önceden göze aldırmaktır...”
Bunları tek tek sıraladıktan sonra Nüzhet Baba çok önemli bir hususa değinerek raporunu tamamlıyor:
“Memleketimizi burada tanıtmak konusu üzerinde, Türkiye’de bulunmuş bazı Amerikalılarla bu konu etrafında fikir teatisi, beyhude ve çok zaman yanlış kararlara sevk edici bir yoldur. Bunlar kendi memleketlerini tanımadıkları gibi, burada memleketimizin iyi tanınmasını da fazla arzu eden insanlar değildir. Bu gibi insanların biricik gayesi, burada veya memleketimizde, muhtelif işlerde sadece kendilerinin Türkiye Mütehassısı olarak geçinmelerini teminden ibarettir...”
Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir dönem öncesinde okumak isteyenler metnin tamamına Devlet Arşivleri'nin internet sayfasından ulaşabilirler...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.