SİCİLYA'DA MÜSLÜMAN İZLERİ

A -
A +

Akdeniz'in ortasındaki bu büyük ada, İtalya çizmesinin âdeta vuracağı bir top gibidir. Herkesin Mafya hikâyeleri ile tanıdığı Sicilya, ticaret yollarının kavşağında ve bereketli topraklara sahip oluşu sebebiyle ehemmiyetlidir. Antik çağın ilk esaslı devletlerinden biri burada kurulmuştur.


Roma hâkimiyetinden sonra Hazret-i Muaviye'den itibaren Müslümanlar tarafından tazyik edilen 'Sikilliyye', 827 yılında fethedildi. Adayı fetheden 10 bin kişilik donanmanın kumandanı, aynı zamanda İmam Mâlik'in talebesi Esed bin Furat idi. Sicilya'da büyük âlimler yetişti.

Zamanla İslâm hâkimiyeti zayıfladı. Müslümanlar birbirine düştü. 1061'de Normanlar adayı ele geçirdi. Müslümanlara serbesti tanıdığı gibi, İslâmî sistemi de yerinde bıraktı. Hatta Müslüman âlimleri müşavir olarak istihdam eden ve sonradan Roma-Germen İmparatoru olan Sicilya Kralı II. Friedrich, 1231'de şerî hükümleri kanunlaştırınca, Müslümanlıkla suçlandı ve Papa tarafından aforoz edildi.

Buna rağmen Müslümanlar isyan edip yenilince, adayı terk etmek zorunda kaldılar. Ama adada ve bu vasıtayla Avrupa'da silinmez izler bıraktılar. Normanlar, Müslümanların saray teşkilatı, yazışma usulleri, ordu düzeni ve para basma usullerini kendilerine adapte ettiler. Arapça eserler Latince'ye tercüme edildi. Savaşlar sebebiyle harap olan Palermo gibi şehirleri yeniden inşa eden Müslümanlar, eserleriyle Avrupa mimarisine tesir ettiler. Müslümanlar tarafından yetiştirilen çok bitki de Sicilya yoluyla Avrupa'da tanındı. İtalya kurulurken, İslâm medeniyetinin bıraktığı mirası ileri sürerek adanın istiklâlini teklif eden Amari gibi Sicilyalı aydınlar çıktı.
Hasan Sabbah'ın fedaileri Sicilya'ya sığınmıştı. Fransızlara karşı mukavemet yürüten, sonra eşkıyalığa başlayan MAFIA'yı bunların kurduğu; isminin de Arapça mahfiyye (gizli) kelimesinden geldiği söylenir. Bugün sakin ve fakir bu İtalyan adası, 'Baba' filmi sayesinde, turist çekiyor. Adada şimdi ekserisi Kuzey Afrikalı 30 bin Müslüman yaşamaktadır.




Şu anda otonom olan adanın başşehri Palermo, dar sokakları ile tipik bir Akdeniz şehri. Ulu Câmi'nin yerine yapılan katedral da, hâlâ Müslümanlardan izler yaşıyor. Ana binanın girişi ve sütun üzerindeki Arapça yazı maziye şahitlik ediyor (1) 


Palermo'daki Norman Sarayı'nın da aslı, Müslümanlardan kalmadır. Sarayın Arabesk işlemeli mescidi, şimdi ihtişamlı bir şapel (2).

Sonradan yapılan saray ve kiliselerde bile, bilhassa sütun ve tavan süslemelerinde Endülüs-Mağrip mimarisinin izlerini görmek mümkündür. Palermo'da Porto Nuovo'da Müslümanları sembolize eden heykeller var (3).

Palermo'nun en enteresan yeri Catacombe dei Cappuccini (Kapusen Yeraltı Mezarlığı). 1599'da bir Kapuçin keşişi, yeni ölmüş bir arkadaşını mumyalayıp manastırın mahzenine yerleştiriyor.

Sonra diğer rahipler. Zamanla bir statü sembolü oluyor, şehrin zenginleri para karşılığı mumyalanıp buraya konuyor. Akrabaları ziyaret edip dua okuyor. Ölü önce geçici bir yere konup iyice kuruması temin edildikten sonra, duvardaki kalıcı yere yerleştiriliyor. Bazısı camlı tabutlar içinde. Yakınlarının bağışı kesilince, ölü rafa kaldırılıyor. Buraya en son 1871'de keşiş Ricardo konulmuş. Ortaya çıkınca sansasyon uyandırmış ve Papa tarafından kapatılmış. 1920'den kalma mumyalar da olduğuna göre el altından sürmüş olmalı. Rutubet kokulu salonlar, erkekler, kadınlar, bâkireler, çocuklar, papazlar, keşişler, hukukçular vs. gibi kategorilere ayrılıyor. Bazısı hiç çürümemiş 8000 ceset var. 1252 tanesi mumyalı. Bazısının hüviyeti belli. Biz gezerken iki mütehassıs, ellerinde aletler, bazılarının dişlerini kontrol ederek yaşını tesbite çalışıyordu. Son ölü, 1920'lerden kalma Rosalia Lombardo adında 2 yaşındaki bir kız çocuğu ve cesedi inanılmaz derecede iyi vaziyette. Tahnit, Dr. Alfredo Salafia tarafından yapılmış. Aşırı kurumaya karşı gliserin, bakterileri öldürmek için formalin, vücudu kuru tutmak için alkol, mantarları öldürmek için de salisilik asit kullanılmış. Çinko tuzları ile vücut sertliği elde edilmiş (4).

Sirakuza, Sicilya'nın en güzel şehri. Hâlâ aktif ve başı dumanlı Etna yanardağının eteklerinde kurulmuş. Arşimed'in yurdu. Ne varsa, üç küçük köprüyle karaya bağlı bir ada üzerinde. Katedralde, IV. asırda Romalıların öldürdüğü 'körlerin azizesi' Santa Lucia'nın kemikleri ve eşyası var (5).

Buraya yakın Taormina (Tâbermine) mutlaka görmeye değer. Muazzam manzarası var. Müslümanlardan kalma Corjava Sarayı ayakta (6).

THY'nin sefer tertiplediği Katanya'da görülecek fazla bir şey yok (7).
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.