Namazı terk edenin çekeceği sıkıntılar!..

A -
A +
Namazı önemsemeyip hafif tutanlar, ölümü esnasında çeşitli cezalara düçar olurlar.
 
Zâhir Hasan Nu’mânî hazretleri tefsîr ve fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. 547 (m. 1152)’de Kudüs yakınlarındaki Nu’maniye’de doğdu.  598 (m. 1202)’de Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Namazı önemsemeyip, hafif tutanlar, ölümü esnasında, yani sekerat-ı mevti anında şu cezalara düçar olur:
1- Zelil olarak ölür. Öyle olur ki, en yakınları olan çoluk çocuğu, ana ve babası da ölümünden nefret eder. Beklenilen hürmet ve riayeti gösteremezler. Namazı terk edenin ölümünde gözlerinde korku eseri, telaş ve hüzün alametleri olur. Gözlerinin rengi değişir. Yukarı veya aşağıya doğru bir şekilde dikilir ki, bakmaya imkân olmaz. Burun delikleri kurur. Namaz kılmamakla iman zayıflar. Namaz kılmayanların imanları zayıf olduğundan, ne melekler, ne ruhlar, ne meyyitler, ne diriler ve ne de diğer mahlûkat onu aziz tutar. Ona hürmet ve riayet göstermezler.
Salih müminlerde ise ölümde dahi hayatındaki heybeti bozulmaz. Aynen hayatında olduğu gibi durur. Âdeta yatağında uyuyormuş gibi durur. Onu ölüm hâlinde görenler, vefatından haberdar değilseler, uyuyor zannederler.
2- En büyük bir hastalık olan açlıkla ölür. Ne kadar çok yemek yese de, yine açlık elemi, ızdırabı dinmez. Gittikçe şiddetlenir. Dayanılmaz, tahammül edilmez bir hâl alır. Bu hasta yedirilmekle, içirilmekle kandırılamaz ve doyurulamaz. Açlık bir titremeyle şiddetlenir. Nihayet kıvrana kıvrana can verir. Çünkü namazı terk büyük günahtır. Cezası da, o nisbette büyük olur. Açlık da önemli bir hastalıktır. Neticesi mutlaka ölümdür. Diğer hastalıklar gibi değildir. İşte namazı terk eden, açlık hastalığıyla dertli olur da öyle gider. Her namazı terk eden, aç olarak ölür.
3- Susuz olarak ölür. Damarlarına, iliklerine, etine, derisine, kemiklerine kadar bu susuzluk, elem ve ızdırabı nüfuz eder. Dudakları hararetten kurur, çatlar. Ölüm anında bulunan hastalara su içirmeleri bundandır. Namazı terk eden kişinin harareti çoğalır. Su onun ateşini söndürmeye kâfi gelmez. Namaz kılan kişi olup da, namaza devamlı olanlar ise, yataklarında ve odalarında ne kadar perişanlık ve intizamsızlık olursa olsun, Allahü teâlâ indinde muhterem oldukları için, melekler de onları hürmetle tutar. Riayet eder, susuz bırakmazlar. Temiz şerbetlerle suya kandırırlar. Cennetten alınan temiz şerbetle vefat etmiş olan müminler, aziz kılınmış ve ikram olunurlar. Kanmış olarak vefat ederler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.