Kullanışlı aptallık-4S

A -
A +

Paralel polis soruşturmasının temelini oluşturan müfettiş raporuna göre Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın telefonları da Ahmet ve Ahmet Doğan sahte adlarıyla dinlenmiş. Sadece onun değil kızı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve damadı Mehmet Ali Yalçındağ'ın da telefonları Ergenekon soruşturmasında "Haydar Şer" sahte adıyla dinlenenler arasında. Dinleme talep yazısının altında "hayatına girin" talimatıyla meşhur devrin İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in imzası var.
Haber o müfettiş raporunu bulup günlerdir çok iyi haberler çıkaran Al Jazeera'den Selahattin Günday imzalı. Aslında bu haber şüphesiz Doğan Holding bünyesindeki gazete ve tv'lerin Emniyet muhabirlerine yakışırdı. Kanal D'nin İstanbul Emniyeti'ne bakan kıdemli muhabiri için de bu dinleme kararı epey şaşırtıcı olmuş olmalı. Polislere yönelik tutuklamalar başlayınca yas yayınına geçip, bir ara şöyle yazmış çünkü:
"Hiçbir iyilik gerçekten cezasız kalmıyor. Ali Fuat Yılmazer tutuklandı..Nereden nereye..Yıllarca demokrasi deyip iktidarı koruyup kollamak için kendini yırttı.. Sonuç çok dramatik.."
Hürriyet'in, Neo-con Fox News'ın ulusalcı çizgideki televizyonu Fox Haber'in, Gezici Karşı Gazetesi'nin liberals-sol T-24 Sitesinin Emniyet muhabirlerinin gözaltılar başladıktan sonraki zulüm, haksızlık tweetlerine bakınca şaşırma hissiniz artıyor. Medyanın emniyet muhabirlerinin pek çoğunun Emniyet'in medyadaki mubabirlerine dönüşmesi bir Türk medyası geleneğidir..
Ama burada başka bir özel durum var. Aralarında cemaat operasyonlarının kurbanı olan ODA tv çalışanlarının da olduğu polise karşı şanlı direnişleriyle övünen Gezicilerin çıkardığı Karşı Gazetesi'nin Emniyet muhabirlerinin twitter performansları  içerdeki polislerin resmi sözcülüğünden bir adım geride. Caferi bir işadamının çıkardığı söylenen bu gazetenin Caferilerin aralarında olduğu yüzlerce kişinin İran ajanı diye tutuklanacağı Tevhid-Selam soruşturması iddianamesinden yazı dizisine başlaması karşısında ise insan ne diyeceğini bilemiyor...
Ama taa İstanbul'dan Hatay'da durdurulan tırları durup, içeri gören Doğan Holding'in dijital gazetesi Radikal'in 17 Aralık sürecinde yıldızı parlayan Emniyet muhabirinin bu haberi atlaması ise o kadar şaşırtıcı değil. Gözaltılar başladığından beri yaptığı haberlerin başlıklarını sıralamak bile bunu anlamak için yeterli:
"Cemaat soruşturması savcısına soruşturma." "Gözaltına alınan polislerin oruç sıkıntısı" "'Paralel Operasyon' hakimi: Selam dosyasında imzam var". "Yurt Atayün'e 2 yıl gecikmiş soru!"
Ve son haber: "Adliyede bayramlaşma: Gözaltındaki polislerin yakınları bayrama Çağlayan Adliyesi önünde girdi. Aileler, gözaltındaki yakınları ile henüz bayramlaşamadı. Dışarıda ise buruk bir bayram kutlaması sürüyor..."
Polislere yönelik  "İsrail'in Gazze'ye yaptığıyla eş tutulan zulmü" deşifre eden Radikal mubabirinin gözaltılar öncesi yaptığı bir haberin başlığı da dikkat çekici:
"YARSAV'dan HSYK seçimleri açıklaması: 'Bağımsız ve tarafsız liste giriyoruz'
Hatay'dan haber yapan İstanbul Emniyeti muhabiri Ankara'dan da yaklaşan HSYK seçimleri hakkında haber yapabilir tabii ki...
Esas ilginci cemaat-hükümet arasında büyük bir kapışmanın yaşanacağı yaklaşan HSYK seçimleri öncesi cemaat meselesinde herkesten önce gözünün açılmasıyla haklı olarak gurur duyup, bunu göremeyenlerle gün aşırı dalga geçen Radikal'in ünlü muhabiri imzalı başka bir haber.
Başlık: "HSYK seçimlerinde YARSAV'dan cemaate ret"
"YARSAV ve Yargıçlar Sendikası, HSYK'yla ortak listeyle girme kararı aldı. Her iki oluşum da, listelerine cemaate yakın isimleri almayı reddetti."
Peki, YARSAV'ın cemaati reddedip daha küçük Yargıçlar Birliği ile birlikte çıkardığı 11 kişilik listede kimler var?
Balyoz Davası kararına onama isteyen raporu yazan Yargıtay tetkik hakimi.
Radikal'in de aleyhine epey yayın yaptığı Çağdaş Hukukçular Derneği davasında tutukluğun devamına karar veren hakim.
İkisi de tesadüf değil. Telefonda konuştuğum bir YARSAV kurucusu sosyal demokrat bir hakim daha fazlasını anlatıyor. 11 kişilik YARSAV-Yargıçlar Sendikası listesinin yarısının cemaat kontejanı olduğunu söylüyor.
Bunda şaşılacak bir şey yok diye de ekliyor: "YARSAV'ın aktif üyelerinin yüzde 70'i, yönetim kurulunun çoğunluğu cemaatçi zaten. Anayasa Mahkemesi'nde raportör olarak çalışan başkanı da dahil."
"YARSAV mı" diye inanamayarak soruyorum. "Bildiğimiz ulusalcı, Emine Ülker Tarhan'ın eski başkanı olduğu YARSAV mı?" "Evet aynen öyle. Hem de 2010 referandumunun öncesinden beri böyle. Herkes de bilir bunu. Kendileri de inkar etmiyor. İsteseler bütün YARSAV yönetim kurulunu cemaatten seçebilirler yarın. O sayıları var. "
Şaşırma hissini kaybedenler için bile şaşırtıcı.
100 yıllık Askeri vesayete karşı hükümetin, dindar, liberal kesimlerin cemaate açtığı krediyi, bugün AK Parti iktidarına karşı solcular, muhalifler açıyor. Yargıtay'da HSYK seçimlerinde cemaatle ittifak yapan ulusalcılar bunun son örneği...
Polis muhbiri çıkan Gezicilerin idolü Redhack'ten, cemaat operasyonlarına en sert karşı çıkan Türk Solu dergisine, Hürriyet'ten, Radikal'den , Gezicilerin Karşı gazetesine...
Devlet içinde engel olunamayan darbe girişimlerini teşhir etmek için telefon dinlemelerini savunan pek de gurur duymadığım beş yıl önceki bir yazımı bütün telefon dinlemelerini savunan bir yazıya dönüştürenler, 30 Mart öncesi aylarca her gece cemaat polislerinin fake hesaplarından yalvar yakar yasa dışı telefon dinlemesi dilendiklerini gördük. Cemaatçi polislerin yasa dışı dinlemelerinin ODA TV'ye, sahte belgelerin SOL gazetesine, hatta Paris suikastını MİT'e yıkmaya çalışan dokümanların PKK yayın organlarında işlendiğini  bile gördük.
Cemaat konusunda güvenilir bir uzman olmadığım çok açık. Bunu en veciz biçimde bizzat kendim için bizim tarafta henüz pek de kimsenin cesaret edemediği bir tonda  ve epey de aleyhte kullanılma pahasına "kullanışlı aptallık" diye tarif etmiştim.  Ama haksızlık etmemek gerek. Bizim ki Nokia 8110 model bir kullanışlı aptallıksa, bunca şey ortaya çıktıktan sonra kullanılmaya devam edenlerin ki iphone 4S model bir kullanışlı aptallık. Hatta onlara aptal demek de haksızlık. Ayrıca biz o zaman da gayri meşru yapılara karşı sivil siyasetin tarafındaydık, şimdi de öyleyiz. Siz  o zaman da sivil siyasetin karşısındaydınız, bugüne de öyle. Buradaki istikrarlardan hangisi daha itibarlıdır herkes kendi hesabına düşünsün.
Ve bu yazı da emekli tecrübeli bir kullanışlı aptaldan yeni nesil kullanışlı aptallara naçizane bir uyarı olarak kayıtlara geçsin lütfen....

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.