Suriye'de umudun bitişi

A -
A +
Abdülkadir Salih, Suriye muhalif militanları arasında belki de en çok sevileni, en çok saygı duyulanı ve gerçek bir kahraman olarak görüleniydi. Yabancı gazetecilerin dostu, koruması, eline silah almamış siyasi muhalefetin sahadaki en yakın arkadaşıydı. Geçtiğimiz hafta rejim güçlerinin düzenlediği bir hava bombardımanı sonucu hayatını kaybetti.
Suriye muhalefeti açısından uzun zamandır işler iyiye gitmiyordu. Bir yanda sahada hiç beklenmedik bir hızla ve genişlikte ağırlık kazanan radikal unsurlar, diğer yandan Amerika'nın İran ile anlaşmak uğruna Suriye meselesini masada bir koz olarak kullanması (ve bu uğurda kimyasal silah kullanımından sonra kendi kırmızı çizgilerini bile ihlal etmiş olması), Suriye muhalefeti açısından hem askerî anlamda, hem de diplomatik anlamda bir çöküşü simgeliyordu.
Abdülkadir Salih'in ölümü ise ılımlı askerî cephenin bitişinin habercisi olacak muhtemelen.
33 yaşında hayatını kaybeden Salih, Suriye isyanı başlamadan önce eline hiç silah almamış bir tüccardı. Irak müdahalesine ölümüne karşıydı. Ancak Suriye'den Irak'a Sünni kardeşleri için "direnmeye" yani savaşmaya giden gençleri de bu yoldan çevirmeye çalışıyordu. Savaşmak onun tarzı değildi. Siyasetin yasak olduğu bir Baas rejiminde, siyasi aktivizmi de yoktu. Belki de onu tanımlayacak tek sıfat mütedeyyin idi.
Ta ki tamamen barışçı başlayan Suriye isyanlarına kadar. Deraa'da bir avuç çocuğun duvara yazdığı yazılar ile başlayan devrime kayıtsız kalmadı. Sokağa çıktı, elinde silah yoktu, ağzından dökülen kelime ise "ıslah" idi. Yani istediği şey reformdu.
Tek silahı, silahsız bedenleri ve sloganları olan göstericilere açılan rastgele ateşler, bedeli işkence ve tecavüz olarak ödenen talepler, katliamdan tarumar olan köyler Salih'in fikrini değiştirdi. Bu rejimin reform edilmesi mümkün değildi ve tek yol devrimdi. Sivil göstericilere ateş açmak istemedikleri için ordudan firar eden askerler rejimin çökeceğini muştuluyordu. Kırılma yaşanmıştı, dünya kamuoyu arkalarında olduğunu söylüyordu. Aynı seyirde ilerleyen Libya örneği umut veriyordu. Altı ay süren sivil direnişinin sonucunda, tüm aile birikimini satarak, kendi birliğini kurdu.
Hikâyenin gerisi malumunuz. Desteklenmeyen ılımlı muhalefet bir yere kadar ilerleyebildi, radikal unsurlar rejimin de desteğiyle alanda hakimiyet kurdu. Gerçek muhalefete vadedilen destek hiçbir zaman gelmedi, sivil halkı korumak için müdahale bir tehdit unsuru olarak bile kullanılmadı. Dünya kamuoyu kafasını başka bir yere çevirdi, Esad -bildiği tek şey olan katliamlara- İran ve Rusya'nın aktif desteği ile devam etti, diğer yandan el-Kaide Suriye'ye kan kusturdu.
Abdülkadir Salih, türünün son örneklerindendi. Bu yüzden de el-Kaide'nin hakim olduğu yerlere operasyon düzenlemeyen rejim için en büyük hedefti. Ilımlı muhalefetin elimine edilmesi ile Esad, sahada en çok görmek istediği unsurla, yani el-Kaide ile baş başa kaldı.
Kötülerin kazandığı bir yerde, Suriye iyi bir evladını kaybetti. Allah taksiratını affetsin..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.