Beyrut'ta intihar saldırısı ve sorular, sorular...

A -
A +

Lübnan yine bir patlama haberi ile dünya haberlerine ilk sıradan girdi... Yirminin üzerinde kişinin hayatını kaybettiği patlamanın hedefi Beyrut'taki İran elçiliği. Hayatını kaybedenler arasında İran'ın kültür ataşesi de var. Belli ki asıl hedef büyükelçinin kendisi idi.

Son derece büyük, iyi planlanmış ve profesyonel bir saldırıdan bahsediyoruz. Beyrut'ta İran büyükelçiliği, Hizbullah'ın kontrol ettiği mahallelerin birinde yer alıyor.

Saldırıyı el-Kaide'ye bağlı Abdullah Azzam örgütü üstlenerek, Hizbullah ve İran'ın Suriye'de Esad'a askerî destek vermelerini saldırının gerekçesi olarak sundu. Suriye Lübnan sınırında önemli bir lojistik geçiş noktası olan (ve Humus ile Şam'ı birbirine bağlayan) Kalamun'u, Hizbullah ve rejim ele geçirmeye çalışıyor. Kalamun muharebesinin ilk günlerinde gerçekleşen bu saldırının Suriye ile ilişkili olması yüksek ihtimal.

Lakin operasyonun büyüklüğü göz önüne alındığında, "olayın arkasında bir istihbarat örgütü var mı?" sorusu akla geliyor. Hizbullah, İran ve Lübnan ordusu tarafından aynı anda korunan bir hedefe yönelik bu saldırı devlet destekli bir operasyon kokuyor.

Hizbullah saldırıdan dolayı (bundan önce Lübnan'da kendisine ve rakiplerine karşı düzenlenen hemen hemen tüm saldırılarda olduğu gibi) İsrail'i sorumlu tutuyor. Hizbullah basın sözcülerinin bilgisayarlarındaki kınama word dosyasındaki şablonda İsrail'in yeri değişmiyor, değişen tek şey saldırının tarihi ve yeri.

Lübnan'ı en iyi bilen uzmanlardan, Lübnan'da BM'ye bağlı barış gücü UNIFIL'in eski sözcüsü Timur Göksel, saldırının motivasyonuna bakmamız gerektiğinin altını çiziyor ve amacın Lübnan'da mezhep gerginliğini arttırmak ve dolayısıyla olası bir iç savaşın tohumlarını atmak olduğunu söylüyor. Göksel'e göre İsrail'in komşu ülkesinde yaşanacak bir iç savaştan çıkarı yok.

Peki böylesi bir iç savaştan çıkarı olacak ve Hizbullah üzerinden İran'a tehdit göndermeyi amaçlayacak ülke hangisi? Saldırının motivasyonunu böyle açıklayan bazı yorumcular, Suudi Arabistan'a işaret ediyor.

Bir başka teori ise saldırının kime yarayacağı sorusundan hareket ediyor. Hizbullah'ın Suriye'deki askerî varlığı ve sürekli militan desteği, Lübnan'daki Şii topluluğun içinde rahatsızlık meydana getirdiği bir sır değil. İsrail'e direnmek amacıyla kurulan bir örgütün eli kanlı bir diktatörün taşeronluğunu yapması kendi cemaati arasında bile "kimin savaşı için ölüyoruz" sorusunun ayyuka çıkmasına sebebiyet verdi. Bazı Lübnanlı analistlere göre, Hizbullah'ın Suriye'deki varlığını meşru kılması için tehdit altında olduğu hissini sürekli vurgulaması lazım. Özellikle radikal Sünni unsurların hedefinde olduğunun altını çizmesi elzem. Bundan hareketle bazı analistler, işin arkasında Suriye muhaberatı olduğunu iddia ediyor.

İşin özü herkes kendi ideolojik pozisyonuna uygun fail ararken, Lübnan bir bölgesel savaşın üssü olmaya devam ediyor

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.