İhsanoğlu ile buluşma...

Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ile bir araya geldik...

Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri davetliydi.

Önce izlenimlerim.

İhsanoğlu nazik bir insan.

Ama söylediklerini de sakınmıyor.

Zaman zaman provoke de olabiliyor.

Bunu bir kenara koymak lazım.

Ama şunu da teslim etmeli.

Kelimelerini çok dikkatli seçiyor.

Zaman zaman fıkra anlatıyor.

Espri yapıyor.

Eleştirilerini bu espri arasına gizliyor.

Üslubunu özellikle CHP ve MHP'den biraz farklı tutuyor.

Bu bir taktik olabilir.

Gelelim İhsanoğlu'nun sözlerine...

Toplantıda bana kalırsa akılda kalan sloganla ilgili bir tartışmaydı.

Bir gazete temsilcisinin, "Sloganınız ekmek için Ekmeleddin. Peki ekmeğin fiyatını biliyor musunuz?" sorusu çok belli etmese de İhsanoğlu'nu kızdırdı.

Ancak yine de bu soruya hazırlıklı olduğunu teslim etmeliyiz.

Çatı aday hem normal ekmeğin hem de halk ekmeğin fiyatlarını söyledi.

Buna rağmen gazetecinin ısrarlı soruları üzerine de, "Siz ne isterseniz yazın. Zaten âdetiniz" cevabını verdi.

Demek ki kibar kişiliğinin altında, gerçekten provokatif sorulara karşı bir tepkisi de olabiliyor Ekmeleddin beyin...

İhsanoğlu bazı sert denebilecek soruları ise ustaca savuşturdu.

CHP ve MHP'nin kendisini yalnız bıraktığı iddiasını yalanladı.

İsrail'in son katliamını "Gaddarlık" diye niteledi.

Ama Filistin devletine de "Ne duruyorsunuz, uluslararası ceza mahkemesine gidin" diye yol gösterdi.

28 Şubat yüzünden on sene erken emekli olduğundan söz etti.

Yani post modern darbenin kendisini de mağdur ettiğini söyledi.

Ve Cumhurbaşkanı Gül'e saygısını ifade etti.

"Gül son güne kadar benim de cumhurbaşkanım" dedi.

Çatı aday İhsanoğlu Köşk seçimini ilk turda kazanacağını da iddia etti...

Bazı soruların cevaplarını ise muallakta bıraktı.

"Arap kardeşlerimiz arasında taraf olmayalım derken, Esad ve suriyeli muhalifleri mi kastediyorsunuz?" sorusuna net cevap veremedi.

Bunu da eksi hanesine yazmalı belki.

Salondan birkaç ayrıntı vermek gerekirse.

Oruç tutmayanlar için çay ve pasta ikramı vardı.

İhsanoğlu kendisi de oruç tutan birisi olarak, bu ikramın anonsunu bizzat kendisi yaptı.

Toplantıya 25 dakika geç kalması nedeniyle özür diledi.

Basın danışmanları Özlem Gürses ve Mete Belovacıklı sürekli olarak sorulara karşı notlarıyla ona destek verdiler.

Benim izlenimim.

İhsanoğlu sürece alışıyor.

Seçim sandığından çıksa da çıkamasa da...

Türk siyasetine önemli bir figür olarak geçeceği aşikâr...