Siz
sokağa basit bir istek için çıkabilirsiniz. Veya o istek size çok basit
gelebilir. Hatta sokak sizin için sıradan bir eylem gibi de gelebilir.
Ama sonuç hiç de sizin arzuladığınız gibi olmuyor.
"Arap
Baharı" diktatörlerin devrilmesi yolunda demokrasinin önünü açıyordu.
Ama asıl açılmak istenen gümrükler ve pazarlardı. Sonra işler değişti ve
demokrasilerin yerine itaat edenler, azla yetinenler tercih edildi.
Ne de olsa demokrasilerde halkın çıkarlarını düşünen bazı kendini bilmez liderler çıkıveriyordu ortaya.
Esaretten
kurtulmak kolay mı sanıyorsunuz. Bedeli çok ağırdır. Özellikle
millî ekonomiye geçişin veya bu yolda atılan en küçük adımların bile
bedelleri ödetilir. Hem de kendinizden bildiklerinize yaptırırlar bunu.
Siz iki ağaç dersiniz; onlar havalimanı ne lazım size yapmayın derler.
Siz çevre dersiniz; onlar köprüye ne gerek var der.
Siz nükleer dersiniz; onlar atom bombası mı yapıyorsunuz der.
Siz ucuz enerji dersiniz; onlar yolsuzluk der.
Siz boykotu kırar ülke çıkarı dersiniz; onlar nerde bu kayıtlar der.
Siz Azerbaycan, Türkmenistan, Irak enerji iş birliği dersiniz; onlar terörist ülkelerle iş birliği ha der.
Siz bağımsız ekonomi dersiniz; onlar ne gerek var buna der.
Siz millî liderlik, bağımsız ülke dersiniz; onlar özgürlük diye gençleri sokağa dökerler.
Ve sokağa dökülen insanlar sayesinde IMF'nin borcunu kapatıp ülkeden yolladıysanız, geri döner IMF'ye muhtaç olursunuz.
Artık resmen para dilenir, avuç açarsınız.
Örnek
mi arıyorsunuz? Önce 1980 öncesini hatırlayın: 70 sente muhtaç ülke
olarak anılmıyor muyduk? Ya 2001 sonrası: Bize 1 milyar dolarla gelip
"açın yolları Irak'ı işgal edeceğiz, yol verin" demiyorlar mıydı?
Hiç
gururunuz incinmedi mi o günlerde. Para karşılığı onurunu satan bir
ülke olmak. Para karşılığı çıkarlarını satan ülke olmak; incitmedi mi
sizi?
Aynısını Ukrayna'ya yaptılar. Ceplerine yine 1 milyar dolar alıp 'yanındayız' dediler. Şimdi de IMF'yi yolladılar.
Mısır'da
Sisi ne durumda sanıyorsunuz. Hiç unutmuyorum, Tahrir Meydanı'nda
Mursi'ye karşı sokak hareketlerini naklen veren, muhabirlerini gönderen
bizim sokak tahrikçisi medya Adeviyye Meydanı dolduğunda elemanlarını
hemen o gece geri çekti. Ve Mısır'da Tahrir şiddet eylemleri ile
diktatörlüğü geri getirirken şimdi resmen para dileniyorlar.
Sokağa
her inişin aslında bir küresel sermayenin oyunu olduğu ve kendilerine
para dilenen modeller oluşturmak için gösterilerin desteklendiğini
görmek için daha ne kadar örnek gerekiyor.
Evet, çıkın sokağa ve dilenin para. Çünkü sokağın dili Mısır'da ve Ukrayna'da para dilenen ülke konumuna eşit geliyor.
Bu
nedenle ben sokağa çıkmayı ve dilenci olmayı istemiyorum. Bu nedenle
insanlar miting meydanlarında Başbakan'a sıkı sıkıya sarılıp o eski
dilenci Türkiye'yi görmek istemiyorlar.