ALFA BETA GAMA…

A -
A +
Daha önce defalarda yazmıştık.
“Yunanistan’ın dostluğuna güven olmaz" diye.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ziyareti ile birlikte…
Yeni bir umut doğdu.
Bu umut tünelin ucundaki ışığı gösterir mi?
Binde bir bile ihtimal söz konusu olmayabilir.
Genlerinde hasetlik var, eziklik var, kalleşlik var.
Zira;
Uluslararası meselelerde söz sahibi olmamız,
Savaşan ülkelere ara buluculuk yapmamız,
Yerkürede  geldiğimiz konum…
Haksızlıklara meydan okumamız,
Mağdurlara, mazlumlara kol kanat germemiz,
Uykularını kaçırıyor, huzurlarını bozuyor.
Tansiyonlarını yükseltiyor.
Sinir katsayıları tavan yapıyor.
Kendilerini kaybediyorlar.
Başka bir deyişle;
Bize karşı, gereksiz silahlanmaya kalkışan,
ABD himayesinde sınırımıza yakın askerî üsler kuran
Kıt’a sahanlığı, hava sahası gibi hayallerle yaşayan,
Ege ve Akdeniz’de bunalımı körükleyen,
Batı Trakya Türklerinin müktesebatını engelleyen,
Kıbrıs’ta iki devletli sisteme taş koyan,
Teröristleri, düşmanlarımızı beslemekten zevk alan,
Sayamayacak kadar problem yumağına giriftar olan,
Helen ya da Grek ruhunu canlandırmaya çalışan,
Bir ülke Türkiye ile ilişkilerini düzeltebilir mi?
     ***
Erdoğan, Miçotakis görüşmesi olumlu karşılandı.
Her iki toplumun katmanları tarafından.
Medya organlarında olumlu başlıklar atıldı.
Dünya, övgüler yağdırdı, bahar rüzgârları estirildi.
Cumhurbaşkanımız güzel bir temennide bulundu:
“Ege Denizi barış denizi olsun” diye.
Keşke olsa…
Onların derdi başka.
Ege’yi savaş denizi hâline getirmek?!
Ege demişken…
Merhum Demirel’i de anmadan geçemeyiz.
Bakın Ege Denizi'ni nasıl tarif ediyor:
“Ege bir Yunan gölü değildir.
Ege bir Türk gölü de değildir.
Binaenaleyh, Ege bir göl de değildir.”
Yine de iyimser olmak istiyorum ama...
İnşallah zaman bizi yanıltır?!.
Dilerim ki biz mahcup oluruz…
     ***
Yunan dostluğuna ilişkin bir anekdot.
Uzun yıllar kabinede görev yapan,
Bir bakanımız anlatmıştı.
“Yunan yönetimi, toplantılarda samimiyet sergiler.
Masada her konuda anlaşma sağlarsınız.
‘Tamam’ derler, memnuniyetlerini bildirirler.
İş uygulamaya geldiğinde de kaçarlar.
Özel sohbetleri de zevkli geçer.
Aile kurumundan, geleneklere, kültüre kadar…
Birçok ortak noktamız olduğunu söylerler.
Ne hikmetse bir türlü ortak paydada buluşamayız.”
Doğru söze ne denir ki!
 
 
ŞEN SAZIN BÜLBÜLLERİ!
 
Dost-düşman demişken…
Özgür Özel’le devam edelim yazımıza.
İyi Parti Genel İdare Kurulu karar aldı.
CHP ile yollar tamamen ayrıldı.
İş birliği de, ittifak da suya düştü?!.
6’lı Masa'nın hatırına…
Özgür Bey de, Meral Hanım’a cevap verdi:
 “Eski dosttan düşman olmaz…”
Mevcut tabloda CHP’nin durumu çok vahim.
Yerel seçimde sandığa gömülebilir.
Özgür Bey keşke:
“Dost kara günde belli olur" deseydi de,
Açık kapı bıraksaydı, kim bilir…
Meral Hanım pişman olur da geri dönerdi?!.
Şunu da unutmamak gerekir:
 “Akılsız dostun olacağına akıllı düşmanın olsun.”
Daha evladır. Çünkü ne yapacağını bilirsin.
     ***
Saadet Partisi Grup Başkan Vekili.
Bülent Kaya’dan bir inci…
“Tasarrufa AK Parti’nin ampulünü
Söndürerek başlayalım.”
Peki nasıl söndüreceksiniz?
22 yıldır kesintisiz iktidarda,
Seçmenin yarısından fazlası oyunu vermiş.
28 Mayıs’ta güven tazelemiş,
31 Mart’a hazırlanan,
AK Parti’nin ampulünü söndürmek zordur.
Her babayiğidin gücü yetmez.
Yedi düvel siyasetçi birleşti de…
Yine de Erdoğan’ı yenemedi.
Siz mi yeneceksiniz!
Sözün özü;
Liderlik bir sanattır.
Erdoğan da sanatını çok güzel icra ediyor.
     ***
Bir komedyen kızımız sahneye çıktı.
Altın Kelebek ödül töreninde.
Konuşmasına öyle bir giriş yaptı ki…
Zannettik, ödülünü;
Filistinli çocuklara adayacak.
Oysa onun aklı fikri köpeğindeymiş.
Kendi köpeği mutlu-mesutmuş ama…
Sokaktakiler bahtsızmış, kimsesizmiş.
Bu konuşma aklımızı çeldi.
Hayvanları seveceğiz de…
Eşref-i mahlûkata ne değer vereceğiz?
Buna varın siz karar verin.
     ***
Yeni yılda sahne alacak Tarkan...
Bir gecelik ücreti 28 milyon liraymış.
Serenay Sarıkaya, Kıvanç Tatlıtuğ’un da,
Dizilerde bölüm ücreti 1 milyonu aşıyormuş.
Paralarında gözümüz yok.
Allah daha çok versin…
İşte Türkiye gerçeği bu:
Bir tarafta açlıkta pençeleşen insanlar,
Bir tarafta servetine servet katanlar…
Nasıl yorumlarsanız yorumlayın…
Ne diyelim?!.
 
 
DÜN BUGÜN YARIN...
 
10 Aralık… Yani dün…
Dünya İnsan Hakları Günü’ydü.
Ama ortada kutlanacak bir şey yok ki!
İnsanların;
Yaşama hakkının elinden alındığı,
Soykırıma uğradığı,
İnançları yüzünden katledildiği,
Irkçılığın, İslam düşmanlığının arttığı,
Bir dünyada yaşıyoruz.
Dün de öyleydi, bugün de öyle.
Yarın da öyle olacak.
İşte size örnek Filistin…
Binlerce masum katlediliyor.
Dünya devleri tıss bile demiyor.
Olsa olsa bugün:
"Netanyahu Haltları Günü" olur?!.
Katliamcının dostlarına duyurulur.
Her yıl kendi aralarında kutlarlar?!.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.