HİZMET, SOHBET, ANEKDOT

A -
A +

Yusuf Ziya Yılmaz… Samsun Milletvekili.

 

AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı.

 

Millî Mücadelenin simgesi Samsun’da;

 

4 dönem hizmet verdi, Belediye Başkanı sıfatıyla.

 

Karadeniz’in incisi bu müstesna şehre,

 

Birçok eser kazandırdı.

 

Hizmetleriyle ‘efsane başkan’ hâline geldi.

 

Geçenlerde bir araya geldik, sohbet ettik.

 

Sohbetimizin bir kısmını haberleştirmiştik.

 

Bugün de bazı anekdotlar aktaralım size.

 

Yusuf Ziya Bey;

 

Belediyelerin yaptığı sosyal yardımların,

 

Proje olarak tanıtılmasına son derece karşı.

 

Bu faaliyetleri görev olarak nitelendiriyor.

 

Yardımların deşifre edilmesine sıcak bakmıyor.

 

Muhtaç insanların rencide edildiğini düşünüyor.

 

Yakınlarının rahatsız olduğunu söylüyor.

 

Örnek veriyor, yaşlılara evde bakım hizmeti üzerinden.

 

Bu uygulamayı 10 yıl önce AK Parti başlatmış.

 

Belediyelerden olumlu dönüşler alınıyormuş.

 

Bir de anısını paylaştı, Yusuf Ziya Bey…

 

Yaşlılara bakım hizmetleriyle ilgili:

 

“Yaşlı bir adamcağız bana dedi ki:

 

‘Başkanım, bir şeye ihtiyacım yok, param da var.

 

Sizden de gelirler yaparlar, ben de paramla hallederim.

 

Benim sohbete ihtiyacım var,

 

Konuşabileceğim adam gönderseniz yeterli.

 

Evde canım sıkılıyor, çok bunalıyorum.

 

Pencerenin camını açıyorum.

 

Sokaktaki çocuklarla konuşmaya çalışıyorum

 

Psikolojimi korumaya gayret ediyorum...

 

Adamcağızın derdini anlamıştım.

 

Yalnızlık çekiyordu, isteğini yerine getirdim.

 

Hemen hoşsohbet arkadaşlar görevlendirdim.

 

Zaman zaman gidip muhabbet ediyorlardı.

 

Gönlünü alıyorlardı.

 

Derdine bir nebze de olsa derman olduk.

 

Şehrin insanlarını mutlu etmek de

 

Belediye başkanlarının görevidir.”

 

Yusuf Ziya Beyden bir anı daha aktaralım

 

“Bir grup öğretmen ziyaretime gelmişti.

 

Mesleki sorunlarını dile getirdiler.

 

Bir kadın öğretmenimiz konuşurken…

 

Cebinden çıkardığı bir fotoğrafı bana uzattı.

 

Fotoğrafta iki kişi vardı.

 

Bir genç adam ve kucağında minik bir çocuk…

 

Siması yabancı gelmemişti, adamı tanıdım;

 

‘Sezgin abi bu…’ dedim.

 

Çok şaşırdı öğretmen hanım!

 

Sezgin abiyi çok eskiden tanırdım.

 

Uzun bir süre önce rahmetli olmuştu.

 

Sordum, ‘Peki bu çocuk kim?’

 

‘O çocuk benim’ karşılığını verdi.

 

Aradan yıllar geçmiş, büyümüş ve karşımdaydı.

 

Şimdi şaşırma sırası bana gelmişti!”

 

Anılar da olmasa hayatın ne önemi var…"

 

     ***

 

Ve biraz da siyasete girelim.

 

AK Parti’nin Cumhur İttifakı ortağı MHP…

 

14 kez bir araya geldiler, görüşmeler 4 aya yakın sürdü.

 

Her iki ortak da memnun kaldı sonuçtan.

 

Yusuf Ziya Bey o günleri anlatıyor:

 

“Birbirimizi rahatsız edecek, incitecek bir dil kullanmadık.

 

Son derece saygıya, nezakete dayalı bir süreç geçirdik.

 

Yol arkadaşlığı için çok güzel diyalog kurduk.

 

Ama süreç bizi yordu…

 

Nedeni de, 'Hata yapma lüksümüz yoktu.'

 

Cumhur ortağı AK Parti’ye bir de jest yapmış.

 

Adana’nın ele alındığı günlerde…

 

MHP heyeti bize;

 

‘Deprem illerini rekabete sokmak istemiyoruz.

 

Ne istiyorsanız onu yapmaya hazırız’ dediler.

 

Adana, onlar için özel olmasına rağmen…”

 

Dava arkadaşlığına ne güzel örnek değil mi?!.

 

     ***

 

AK Parti cephesinde durum ne?

 

Aday tespitinde çok dikkatli davranıldı.

 

İnce eleyip sık dokundu, detaylı analizler yapıldı.

 

Sunumlar ekrana yansıtıldı.

 

İsimler çok aşamalı titiz çalışmayla belirlendi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sunumlarda;

 

Kişilerle ilgili daha fazla detay istediği de oldu.

 

Bu kişi şaibeli işlere karışmış mı?

 

Görevini suistimal etmiş mi?

 

Kamuoyu nasıl biliyor?..

 

İşte, adaylar böyle süzgeçten geçti.

 

Şimdi karar sırası seçmende.

 

 

 

 

 

GEÇMİŞTEN GELECEĞE KÖPRÜ

 

 

 

Mesleki eğitimde Türkiye nerede?

 

Bu sorunun cevabını vermeden önce…

 

Kısaca bilgi verelim:

 

Anadolu’da 11. yüzyılda başlamış.

 

Esnaf ve sanatkârlar arasında, "Ahilik" sistemi ile.

 

Osmanlı, sanayileşmenin başladığı,

 

Ticaretin önem kazandığı dönemde,

 

“Islahhane” adı altında eleman yetiştirmiş.

 

Mesleki eğitim, cumhuriyet ile birlikte,

 

Devlet politikası hâline geldi.

 

Kanuni düzenlemeler yapıldı.

 

Yapılmaya da devam ediliyor...

 

AK Parti iktidarının çok önemsediği bir konu.

 

2016 yılında çıraklık eğitimi zorunlu oldu.

 

Çocuklara öğrenci statüsü kazandırıldı.

 

14 yaşına giren çocuklar, 4 yıl eğitim alıyor.

 

3 yılın sonunda kalfalık sınavına giriyor.

 

Kazanırsa 1 yıl da ustalık eğitimine tabi tutuluyor.

 

MEB ile özel sektörün iş birliğiyle,

 

Meslek sahibi oluyorlar.

 

Eğitim sırasında belli oranda ücret de ödeniyor.

 

Bir not daha;

 

Fark dersini veren lise mezunu da olabiliyor.

 

Bugün itibarıyla:

 

MTAL, ÇPAL ve Mesleki Eğitim Merkezlerinde (MESEM)…

 

1 milyon 609 bin civarında öğrenci var.

 

Hepsi istihdama kazandırılacak.

 

TUİK verilerine göre kıyaslarsak;

 

Mezun istihdam oranı 2022 yılında yüzde 59,1.

 

2023 yılının ilk çeyreğinde ise yüzde 61,60

 

Önemli bir not daha;

 

Mesleki ve teknik liseler buna dâhil değil...

 

     ***

 

MEB’in üzerinde hassasiyetle durduğu,

 

Bakan Yusuf Tekin’in özel önem verdiği,

 

Bu projeyi eleştirenler de mevcut.

 

Bunlara da birkaç söz söyleyelim.

 

Muhalefet de ilk başı çekenler arasında.

 

Afaki gerekçelerle karşı çıkıyorlar.

 

Neymiş efendim;

 

Hükûmet çocuk işçiliğini teşvik ediyormuş!

 

İşletmelere ucuz iş gücü sağlanıyormuş.

 

Uygun şartlarda beceri eğitimi verilmiyormuş!

 

İş sağlığı kale alınmıyormuş!

 

Güvenlik tedbirleri yokmuş da...

 

Çocuklar kazalara kurban gidiyormuş!

 

Eğer gidip de yerinde inceleme yapsalar,

 

Bu dediklerinin asılsız olduğunu görecekler.

 

Ama işlerine gelmiyor, ezberleri bozulacak.

 

Muhalefetin bu tutarsızlığı…

 

İşlerin yolunda gittiğini ispatlıyor zaten!

 

Bu çocuklar eğitilmese, iş sahibi yapılmasa…

 

Ekonomiye katkı vermeseler… Sanki,

 

Her şey daha mı güzel olacak?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.