VUSLAT

Uygarlıkların taht kurduğu,

 

Osmanlı’nın payitahtı…

 

Tarihin akışını değiştiren,

 

Fatih’in emaneti, yerkürenin incisi.

 

Süleymaniye’siyle, Ayasofya’sıyla.

 

Dünyanın cazibe merkezi…

 

Türkiye’nin göz bebeği…

 

Siyasilerin paylaşamadığı,

 

Kaside, gazel, şarkılarıyla,

 

Mesnevi, türküleriyle,

 

Dillere destan İstanbul…

 

     ***

 

Senin için ne denilse, ne yazılsa az.

 

Divan Edebiyatının güçlü şairi…

 

Nedim, bakın ne diyor:

 

“Bu şehr-i Stanbul ki bî-misl ü behâdır

 

Bir sengine yek-pâre 'Acem mülkü fedadır”(*)

 

Türk Edebiyatının usta şairi..

 

Yahya Kemal, bakın ne diyor:

 

“Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!

 

Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

 

Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!

 

Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.”

 

Üstat Necip Fazıl, bakın ne diyor:

 

“Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;

 

Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

 

İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;

 

O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim.

 

İstanbul benim canım, vatanım da vatanım.”

 

Bedri Rahmi Eyüpoğlu, bakın ne diyor:

 

“İstanbul deyince aklıma martı gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış, bir yokmuş.”

 

Daha, Orhan Veli, Faruk Nafız Çamlıbel gibi…

 

Onlarca kalem erbabı… Neler diyor neler…

 

     ***

 

25 yıl AK Parti yönetmişti.

 

Son dönem CHP’de olan,

 

Böylesine güzel şehri…

 

Şimdi de Murat Kurum talip.

 

Bürokraside bulundu, bakanlık yaptı.

 

Devlet tecrübesine sahip.

 

İstanbulluların sorununu iyi bilen bir isim.

 

Kentsel dönüşüm başta olmak üzere…

 

Genç, enerjik, meselelere hâkim.

 

Halkla iç içe, herkesle kucaklaşıyor.

 

Gönül insanı, gece gündüz koşturuyor.

 

Eğer İstanbullu tercih ederse ipi göğüsleyecek…

 

Güzelim şehrin;

 

Üzerindeki kara bulutları dağıtacak.

 

'Fetret'e son verecek, geriye gidişi önleyecek.

 

Yükselme dönemine imza atacak.

 

İstanbul sevdalısı Cumhurbaşkanı Erdoğan:

 

Bakın ne diyor;

 

“İstanbul’a hizmet etmek için ona âşık olacaksınız.”

 

Peki, Kurum’un aşkı vuslata erişecek mi?

 

31 Mart’ta sandıkta hep birlikte göreceğiz…

 

.....

 

(*) İstanbul şehrine değer biçmek mümkün değildir.

 

Onun bir taşına bütün Acem/İran devleti feda edilir.

 

 

 

 

 

BELGELER YALAN SÖYLEMEZ!

 

 

 

MİT’in 97. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle…

 

Muhteşem Kale’deki törene katıldık.

 

Başkan İbrahim Kalın’ın konuğu olarak.

 

“Vatan, Gelenek, Gelecek” temalı müzeyi de gezdik.

 

Kullanılan objeleri, tutulan belgeleri, raporları…

 

Her ne varsa, hepsini örnekleriyle gördük.

 

Sergilenen belgeler arasında dikkatimizi çekti

 

Terör örgütleri PKK ve FETÖ ile ilgili bilgiler.

 

By-Lock’un  çözülmesi ve bağlantı noktaları…

 

Teşkilata hizmet verenler de vardı sergide.

 

Mesela Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy…

 

Millî Mücadele sırasında yurdu karış karış gezmiş.

 

Başka ülkelerdeki vatandaşlarımızla buluşmuş.

 

Tek şey hedeflemiş; vatanı kurtarmak.

 

Ana temalarından biri de ışık hüzmeleri…

 

Bu vatan için şehit olanları simgeliyor.

 

Attığınız her adımda sizle birlikte.

 

Şükran duyuyorsunuz, minnet hissediyorsunuz…

 

Başka bir köşe; veri duvarları…

 

Yapay zekâ devrede.

 

Kelimelerin algoritması ile eşleştirme yapılıyor.

 

Stratejik oyun anlayışını simgeleyen…

 

Dünyaca ünlü Tük Daması da sergide…

 

Türk Damasının diğerlerinden farkı:

 

Kazanmanın, kaybetmenin ötesinde,

 

Beraberlik de söz konusu imiş.

 

Teşkilatın üç yönlü çalışma prensibi,

 

Türk Daması ile ifade ediliyor.

 

Teröristlere yapılan nokta operasyonları…

 

Hedef bölümünde sinevizyonla anlatılıyor.

 

Gazetemizin nokta operasyonu haberiyle...

 

Anlatım sona eriyor, gururlandık.

 

     ***

 

Pençe Kilit Operasyon bölgesinde;

 

9 Mehmetçiğimizi şehit verdik.

 

Ordumuzun ve milletimizin başı sağ olsun.

 

Şehitlerimize Allah’tan rahmet,

 

Ailelerine ve yakınlarına sabr-ı cemil dilerim.

 

Bölgede operasyonlar sürüyor.

 

60’a yakın terörist etkisiz hâle getirildi.

 

Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı.

 

Allah, bu karda-kışta,

 

Gece-gündüz demeden,

 

Soğuk-sıcak demeden,

 

Yurt içinde ve sınır ötesinde,

 

Vatanımızı koruyan,

 

Teröristlere göz açtırmayan

 

Ordumuza, jandarmamıza, polisimize

 

Güç kuvvet versin, onları korusun.

 

Milletimizin duası onlarla…

 

 

 

 

 

ORADAN BURADAN...

 

 

 

Ekrem İmamoğlu çok iddialı konuşuyor:

 

“Ben rakibimin pozisyonuna bakmam.

 

Kıracağım rekora bakarım.

 

Koşmaya devam ederim.

 

Arkamda kimin koştuğuna bakmam…”

 

Sayın Başkan sporu özlemiş herhâlde..

 

Kendini atlet yerine koyuyor.

 

Ama maraton riskli bir koşudur.

 

Kaza yapma ihtimali çok kuvvetlidir.

 

Ayağınıza kramp girebilir,

 

Tökezleyip düşebilirsiniz,

 

Heyecana kapılıp yoldan çıkabilirsiniz.

 

O zaman da arkanızdaki rakip önünüze geçer!?.

 

Rekor kırmak bir yana diskalifiye olursunuz!..

 

     ***

 

Meral Hanım, kendi kendine soruyor.

 

Ve kendi kendine cevabını veriyor:

 

“Bu partiyi CHP’ye yancılık yapmak için mi kurduk?”

 

Siyaset yeni kavram kazandı; yancılık.

 

Yancılığın sözlük anlamı:

 

Kahvede oyunları seyreden,

 

Bedavadan yiyip-içen demek.

 

Yani beleşçilik.

 

Bir başka anlamı da var:

 

Düşmana karşı ilerleyen komutanın,

 

Yandan gelecek baskınlara karşı

 

Oluşturduğu emniyet birliği...”

 

Aslında ilk tanım…

 

DEVA, GELECEK, SAADET ve DP için,

 

Dört dörtlük bir benzetme…

 

Keyif çatarak vekillik kazandılar.

 

İkinci tanım ise tam İyi Parti’ye uygun.

 

CHP ve yandaşları dört koldan saldırıyor.

 

Ordusu perişan, dağılmak üzere.

 

Kısa zamanda emniyet birliğini kurmalı…

 

Meral Hanım;

 

Daha seçime girmeden kaybediyor!?.