Asansörler neden düşüyor?

Sesli Dinle
A -
A +

Son birkaç aydır kamuya ait olan öğrenci yurtlarında asansör kazaları, kabinin zemine çakılması ile ilgili haberleri çok görmeye başladık. Elektrikçi ve elektrik öğretmeni olarak bu konudaki bazı hususları sizlere iletmek istiyorum.

 

1. Ülkemizde, Uzak Doğu ülkelerinde üretilmiş, markası bile olmayan, TSE, CE, ISO kalite belgelerini içermeyen sigorta, şalter, kontaktör, bobin, mıknatıs, rulman, sınır anahtarı, kablo gibi gereçler her yerde satılmaktadır. Devletin bu konuda hiçbir yaptırımı yoktur.

 

Eczanelerde sadece sağlık ile ilgili ürünler satılabiliyorken bakkal, market, hırdavatçı, AVM, nalbur, seyyar satıcı gibi ortamlarda kalitesiz elektrik gereçlerinin satışına göz yumulmaktadır.

 

2. Gelişmiş ülkelerin firmalarının; uzun araştırmalar, deneyler, tetkiklerden sonra ürettiği şalter, kontaktör, motor, bobin gibi ürünlerinin taklitleri (çakmaları) elektrikçi görünümlü sahtekâr birtakım esnaf tarafından serbestçe satılmaktadır. Dünya çapında tanınan elektrik firmalarının ürünlerinin markalarını, Uzak Doğu ülkelerinin mallarının üzerine basıp marka taklidi yapanlara caydırıcı cezalar verilmiyor.

 

3. Türkiye’nin her iline, her ilçesine, her mahallesine açılan yetersiz /donanımsız/öğretmensiz meslek liselerinden ve meslek yüksekokullarından her yıl on binlerce elektrikçi mezun ediliyor. Bu mezunlar periyodik olarak sınavlara, testlere tabi tutulmuyor. Misal, 40 yıl önce elektrikle ilgili bir meslek lisesinden mezun oldum. Bugüne kadar hiçbir kamu kurumu benim bilgi seviyemi ölçmedi. Piyasada “elektrikçi” olduğunu söyleyen kişilerin yüzde 90’ının yeterli bilgisi, diploması, sertifikası, ustalık belgesi yoktur. Her “elektrikçi” tabelasını gördüğünüz yeri usta sanmayın. 

 

4. Kişisel tespitlerime göre asansörlerde kullanılan motorların, fren bobinlerinin, kontaktörlerin, sigortaların, kabloların, devre kartlarının yüzde 90’ı kalitesiz taklit mallardır. Bu derece kötü durumdaki bir sektörde sık sık kazaların olması yadırganmamalıdır. Asansörleri denetleyen belediyelerin çalıştırdığı teknik elemanların çoğunun bilgi seviyesi sıfırın altındadır.

 

Sonuç olarak, Türkiye’de elektrik-elektronik sektöründe yüzde 90 oranında başıboşluk, kalitesizlik, denetimsizlik vardır.

     Ali Özdemir/Elektrik Teknik Öğretmeni-Yazar
 
 
Dünya Filistin’de soykırımı seyrederken
 
“İsrail’in kesintisiz olarak iki aya yakındır Gazze’ye düzenlediği saldırıların maliyeti 8 milyar doları bulmuşken, kârlarıyla soykırımcıların ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya koşan firmaları kendi alın terimizin karşılığıyla kuruş kuruş desteklemeye devam ediyoruz. Bizimle yeterince ilgilenmeyen bir esnaftan bile alışverişi keserken, çocuklarımızın parçalanmasına alkış tutup finansör olan firmaları beslemekten geri durmuyoruz maalesef.
Devletimiz nezdinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanımız, MİT ve diğer paydaşları, İsrail’in saldırılarını sonlandırması için gece yoğun diploması trafiğini sürdürüyor. Cumhurbaşkanımız, tüm uluslararası organizasyonları yüksek sesle göreve çağırıyor ve nihai olarak kalıcı ateşkesin sağlanması için samimi gayret sarf ediyor.
Birey olarak bizler de her birimiz, dünyadaki tüm Müslümanlar ve vicdanlı insanlar da çok uluslu İsrail menşeli ürünleri “boykot” edebilmemizin önünde hiçbir engel yok. Yeter ki vicdanımızın sesine kulak verip “ben de bu ürünleri almıyorum” diyebiliriz ve dememiz lazım. Ve diyorum ki sonuç almaktan değilse de sonuç için çalışmaktan mesul iken, safımızı belirtmek üzere yapacağımız her şey, kârlı bir ahiret yatırımı olmanın yanında, yaradılış amacımıza uygun davranmanın benzersiz tatmin duygusu ile bizleri henüz bu fâni dünyada bile ödüllendirecektir diyebiliriz. Buna binaen tabii ki, zulmü kınarız, mazlum ve masum kardeşlerimize dua ederiz ama bence en etkili yol boykottur.
     Yüksel Kantar-Artvin
 
 
Müslüman güzel ahlakıyla örnek olmalıdır
 
Bireysel olarak boykot tepkisi yapıyorum derken kendi vatandaşlarımıza, bizim gibi davranması için baskı uygulamaya kalkmak etrafa tafra yapmak, yediğine içtiğine karışmaya cüret etmek gerçekten çok iticidir, çok üzücüdür, hiç de geleneklerimize göreneklerimize inanç ve ahlakımıza uygun bir davranış değildir, medeni bir davranış da değildir.
Hiçbir şekilde hiçbir sebeple toplum düzenini bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Benim bu yazdığımı okuyunca kimi sığ düşünenler benim İsrail yanlısı olduğumu sanabilir. Hayır, benim Siyonistlerden yana olmamam itikadî bir meseledir. Onlara sevgi besleyemem, dost olamam onlar gibi ibadet edemem... Benim burada dile getirmek istediğim şey kavmiyetçilik yapanların ve bu amaçla yaptığı taşkınlıklar kesinlikle İslamiyet’in izin vermediği bir şekilde olup ırk asabiyetine, toprak kazanmaya, taş binaları ele geçirmeye yöneliktir. İslamiyet’in ve Müslümanların görevi önce bu güzel dini güzel ahlak üzere yaşamak ve insanlığa bu güzel ahlakı ile örnek olmaktır.
     Nedim Yıldız
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.