“Ben kızımı kirada oturtmam" diyorsan...
"Ben kızımı kirada oturtmam, damadın evi olmalı” diyorsanız, damadınıza bir ev alın, konu kapansın. 60 yıllık hayatlarında ve 35 yıllık evliliklerinde, zar zor bir ev alıp içine oturmuş bir karı koca, daha 25 yaşındaki damat adayından, ev talebinde bulunuyorsa, bu onların ruh hastası olduğunu göstermez mi?
Aynı şekilde, “onu isterim, bunu isterim, şu kadar altın isterim vb.” diye damadı gırtlağına kadar borca sokup sonra o evlilikten huzur bekleyenler de kendine bir baktırsa iyi eder... Çocuklarınıza mal mülk değil çocuklarınıza saygı gösterecek, ona değer verecek birlikte bir ömür tüketmeye ahdeden insan evladı isteyin... Atalarımız ne demiş “evladın var akıllı malı neylesin, evladın var akılsız malı neylesin!”
Tamam günümüz şartları hep tüketimi hep harcamayı hep lüks hayatı özendiriyor ve mahalle baskısı kuruyor ama bir insan toplumun temelini oluşturacak millî ve manevi değerlerini yaşatacak ve toplumun çekirdek yapısını oluşturacak bir aile kurarken bu hedeflerle hiç alakası olmayan mal mülk şan şöhret, desinler peşinde koşabilir mi? Bu akıllıca bir tercih midir? Evliliklerde en önemli hususlardan biri eşlerin birbiriyle küfüv yani denk olmasıdır... İkinci önemli husus gelenek görenek kültür farklılığının mümkün mertebe az olmasıdır... Ama hepsinin üzerinde olan da kim isterse istesen evlenecek kız ile evlenecek erkeğin birbirini kabul etmesidir. Ama günümüzde evliliklerde ne enteresan ki evlenene kadar gelin ile damat bir kenarda duruyor dünürler birbiriyle evlenecekmiş gibi konuşmalar, pazarlıklar anlaşmalar yapılıyor; egolar tatmin ediliyor, dediğim dedikler yaşatılıyor ve yaşanıyor... Sonra herkes kendi kurulu düzenine giderken hayatın onca zorluğunu hiç söz vermedikleri, hiç fikrini sormadıkları iki gencin üzerine bırakıveriyorlar!..
Bahri K.
Cevapsız sorular içinde kalıyorum
“İki yıldır Ankara'da çalışıyorum. Her gün yaklaşık 30 km civarında yol giderek işe ulaşıyorum. Bazı bakanlıkların, genel müdürlüklerin vb. önünden de her gün geçiyorum. Hemen hiçbiri Togg kullanmıyor. Neden? Kendi ürettiğimiz otomobilimizi niçin kullanmıyoruz? Niçin hâlen ithal lüks otomobillerde ısrar ediliyor? Bunları görünce cevapsız sorular içinde kalmaktan kendimi alamıyorum.
Bir diğer tespitim de üç tarafı denizlerle çevrili ülkemde balık fiyatları ve bu fiyatlar üzerine yapılan ayrıca spekülasyonlar ile ilgili 15 Aralık Cuma günü Ankara'da hamsi 29,90 TL. 17 Aralık Pazar günü Bolu'da 120 TL. Şehrin kutsal, büyük, erişilmez, iri, kravatlı yöneticilerini yürekten tebrik ediyorum...”
Ali Özdemir
Marka firma olunsa sekiz kat fiyat artar mı?
Feridun Ağabey, yazar kasamın pili bitmişti. Tabelasında iki ünlü markanın yazılı olduğu Beyoğlu Hasköy Kalaycıbahçe’deki ismi sizde mahfuz bir teknik servise gittim. Pili sordum. Bana 1.150 liradan verdiler. Hayat pahalı olduğu ve her yerde sürpriz yaşadığımız için “ne kadar pahalanmış” diye hayret ederek aldım ve parasını POS makinasından çektirdim. Sonra pilin fiyatını araştırdım. Bu defa tekrar şaşırdım şoke oldum! Çünkü aynı pil PERPA’da 138 lira idi!..
Gidip durumu anlattım ve pili iade ettim. Sağ olsunlar fişimi iptal ettiler. Ama etmeden önce benden 192,5 lira KDV peşin aldılar öyle fişi iptal ettiler. Ben bir de pil parasından daha fazla KDV ödemek zorunda bırakıldım...
Buradan derdimi yetkililere ulaştırmak istiyorum. Her yerde bu derece açık ara bir uygulama farkı nasıl oluyor veya olabiliyor? Bir pil bir yerde 1.150 lira bir başka yerde 138 lira nasıl olabiliyor? Bir ürünün fiyatı marka firma satınca değişebilir ama bu kadar değişebilir mi? Bunun bir denetleyeni bir müeyyidesi olmaz mı? Eskiden de piyasadan aldığın ile marka kurumdan aldığın arasında fark olurdu. Ama bir kat hadi bilemedin iki kat fark olurdu. Sekiz katı fark nasıl olabiliyor? Yaptığım alışveriş belgelerimi de size gönderiyorum. Biz esnafız. Bu tür alışverişlerde bizi marka firmaların bu fahiş farklarından korumak için bir çare yok mu? İletişim bilgilerimi ve belgelerimi ekte gönderiyorum. Hepsini yayınlayabilirsiniz. Saygılarımla.
Ünal Türk