Çuvaldızı başkasına batırmadan önce...

Sesli Dinle
A -
A +

Feridun Ağabey, çuvaldızı başkasına batırmadan önce ne dersiniz iğneyi biraz kendimize batıralım mı? Şimdi durmuş hep bir ağızdan yandık, bittik, öldük gibi şikâyetlerde bulunuyoruz. Sefil olmaktan sefaletten söz ediyoruz. İyi de kardeşim bir millet olarak şöyle dönüp kendimize bir baktık mı? Biz bugünlere gelene kadar neler yapmışız?

 

Ben size ilk aklıma gelenleri sıralayayım isterseniz. Örnek olarak herkes çalışmak yerine bir an önce emekli olma yarışına girmedi mi? 40-45 yaşında emekli olanlara “dur” dedik mi? Nice sosyal medya fenomenini alkışlayıp hayran kalıp “helal olsun” demek yerine ihbar ettik mi? Evimize ısrarla yerli malı almayı tercih ettik mi? Yılın yarısını neredeyse tatil ile geçirmedik mi? En verimli tarlaları, bağları bahçeleri beton ile doldurmadık mı? Tatillerimizi hep yurt dışında yapmaya çalışmadık mı? Çocuklarımız iyi eğitim alsın diye yabancı dil eğitimini ilkokullara kadar indirmedik mi? En küçük belde belediye başkanlarına kadar lüks ötesi makam araçları tahsis edilmedi mi? Kalitesiz ucuz Uzak Doğu ürünlerine teslim olmadık mı?

 

Üretim, yatırım, araştırma diyen girişimcileri tu kaka yapmadık mı? Daha hangi birini sayayım. Çiftçiyi köylüyü, hayvancılık yapanı hakir görmedik mi? Mesleki-teknik okulları fakirlerin okuduğu yer olarak görmedik mi? İşte bu benzeri nedenle; fakirleşmeye, yozlaşmaya, çürümeye, geri kalmaya mahkûm olduk. Bu sebeple sefalet çekmemizden dert yanmaya da gıdaya ete süte gelen zamlara da itiraz etmeye “ne oluyor ya?” demeye hakkımız yoktur...

     Ali Özdemir
 
 
Trafik kuralları da yeni nesle göre güncellenmeli
 
“Feridun Ağabey, birkaç senedir trafikte sağımızdan solumuzdan önümüzden arkamızdan vızır vızır geçen motosiklet sürücülerine şimdi bir de sağına soluna hiç bakmadan; kaldırım asfalt yaya yolu araç yolu demeden trafiğe çıkan sükutur (scooter) sürücüsü gençler eklendi. Belki ileride herkes bu araçlara yönelir de buna göre trafik dizayn edilirse hepimiz kurtuluruz orasını bilemeyeceğim ama şu an için çok fazla yaralanmalı, Allah korusun bazen de ölümlü kazalara rastlıyoruz. Her an bizim de başımıza gelecek diye inanın ödümüz kopuyor. Geçen önümdeki bir otomobil sinyalini verdi dönüş için direksiyonu sağa kırdığı sırada bir motosikletli genç, hareket hâlindeki aracın önünden S çizip geçmek istedi. Dengesini sağlayamadı ve otomobile çarptı. Motor bir yana kendi bir yana. Ambulans çağırdılar. İnşallah kendisine bir şey olmamıştır. Burada o otomobil sürücüsünün ne kabahati var? Ama yazık değil mi şu düştüğü çaresizliğe? Yazık değil mi o motosikletli gencimizin canına malına gelen zarara? Ağabey şu bir gerçek oldu ki artık motosikletler de bu sükuturlar da trafikte hayatın bir parçası hâline geldi. Devletimizden, yetkililerimizden trafik kurallarını bu gerçeği göre güncellemelerini bekliyoruz. Artık “araçta cep telefonu kullanmıyorum” diyen rol gereği kibarlık yapıyordur. Kullanmayan yoktur. Buna kimse de engel olamaz. Olamıyor da... Sürücü adaylarını yetiştirirken de bu kurallar yeni nesle göre ayarlanmalı ve öğretilmelidir. Kredi kartını QR kodu, okutan herkese sükuturu çalıştırıp binme kolaylığı sağlandığı gibi o gençlere trafikte nasıl araç kullanmaları gerektiği konusunda da akıllı yöntemler üretebilmelidir. Saygılarımla..."  
     Ümit Yaşar
 
 
Abdullah Özgül Efendi’nin ardından
 
“Feridun Ağabey, Abdullah Özgül öğretmenimizin vefat haberini sizin vesilenizle gazete okuyucularımızla paylaşmak istedim. Kendileri Hüseyin Hilmi Efendi’nin Vefa Lisesi'nde iken öğrencisi olurdu. Hüseyin Hilmi Efendi kimya derslerine girerlerdi. Abdullah Hocamız Hüseyin Hilmi Efendi'nin faziletlerinden takvasından hüsnü ahlaklarından ve menkıbelerinden bendenize anlatırlardı. Hocamız devrin tanınmış birçok hocalarından ders almışlardı en mühimi zamanın Reis’ül Kurrası Ayağı Kesik İsmail Efendi’den kıraat dersleri almışlardı. Yanılmıyorsam 2021’de vefat eden ve İsmail Efendi’nin baş kalfası ve hizmetkârı olarak bilinen reis’ül kurra Hacı Hafız Mikdat Temiztürk Efendi de devre arkadaşıydı. Abdullah Özgül hocamız mütevazı, ilmi enaniyeti olmayan, paraya pula önem vermeyen; hastalanıncaya kadar birkaç talebe de olsa fıkıh kıraat talim tecvit vs. okutan bir âlimdi. Son dört aydır hastaydı, geçtiğimiz ay vefat etti, Rahmet-i Rahmana kavuştu. "İyi insanlar iyi atlara binip gittiler" bakalım biz geride kalanlar ne yapacağız? Allah hocalarımıza rahmetler eyleye bizlere de şefaatçi olmalarını nasip eyleye. Mekânları cennet; dereceleri âli olsun.”
     Musa İshakoğlu
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.