“Düşene bir tekme de sen at-ma arkadaş!”

Sesli Dinle
A -
A +

Hepimiz biliyoruz, dedikodu büyük bir günahtır. Hepimiz biliriz ki kimsenin dedikodusunu yapmamalı. Ama şöyle bir bakıyorum da aile arasında, iş yerinde, sokakta, otobüste aklınıza gelen hemen her yerde dedikodu almış başını gitmiş. Hatta kulaktan dolma bilgilerle insanlara iftira edenler mi dersiniz? En ufak bir olayı büyüten mi? Hepsi var bunun içinde... Diyorum ki kendi kendime insanlar neden her gördüklerini, her duyduklarını anlamayıp dinlemeden ortalığa yayar? Neden iyiye yorup “Acaba ben mi yanlış anladım?”, “Ben mi yanlış gördüm?” deyip insanlara hüsnüzan edip yoluna bakmaz. İllaki işi magazine edip kulaktan kulağa herkese yaymak mı lazım? Ne geçiyor insanların dedikodusunu yapınca elimize anlamıyorum? Bizler akşamdan sabaha, sabahtan akşama insanların dedikodusunu yapıyoruz. Hatta doğruluğunu bile araştırmadan herkese -deyim yerindeyse- reklam yapıyoruz. Burada ise ortaya hem gıybet hem de iftira günahı giriyor. Bu illetten nasıl kurtulacağız bilemiyorum!..

 

Bir kişinin günah işlediğini gördüğümüzde veya bir şekilde öğrendiğimizde. Diğer insanlara bunu yaymak yerine çaresine bakmaya çalışsak nasıl olur acaba? O insanı işlediği günahtan alıkoymak için çabalasak. Eğer nazımız geçiyorsa konuşsak. Nazımız geçmiyorsa ya nazı geçen birine söyleyip aracı kılsak. Bunun günah olduğunu anlatsak nasıl olur? Büyük çoğunluğumuz bunları yapmak yerine “düşene bir tekme de sen at” mantığıyla hareket ediyoruz. İnsanların sinir uçlarıyla neden oynuyoruz, neden oynuyorlar? Belki ben o konuyu unutmak istiyorum neden açıyorsun durduk yere? İnsanların da günahına giriyoruz...

 

Neyse yine dert köşesine döndü burası. Bir dua ile bitirelim. Allah hepimizi dedikoducu insanların şerrinden korusun. Âmin...

     Abdullah Karakoç
 

Niyet okuyuculuğu

Değerli okuyucumuz, arkadaşınızın size karşı yanlış davrandığını, sözlerinden mesaj verdiğini ve artık onunla konuşurken samimiyetine inanmadığınızı söylüyorsunuz ama farkında mısınız siz de niyet okuyuculuğu yapıyorsunuz. Niyet okuyuculuğu yapan kimse konuşmada söylenenleri nötr olarak dinleyip ne demek istediğini anlamaya uğraşmaz. Konuşmalardan kendine göre yorum yapmaya başlar. Sizin bu olumsuz düşünme modundan bir an önce kurtulmanız gerekir. Sağlıklı düşünmeniz ve karşıdaki ile sağlıklı iletişime geçebilmeniz açısından bu çok önemlidir. Aksi takdirde sadece o arkadaşınızla değil kiminle konuşursanız konuşun buluttan nem kapacak hâle gelebilirsiniz... “Havada bulut var” diyene “bana ördek mi demek istedi?” duygusuna kapılabilirsiniz. F.A.
 

Görmeyen çocuk öğrenemez ama...

Değerli gözlükçü eczacı okuyucumuz Taylan Beyefendinin eğitim çağındaki çocukların görmesi ve iyi öğrenmesiyle ilgili çabaları takdire şayandır. Diyor ki mailinde:
“Görmeyen çocuk öğrenemez. Görme bozukluğu ve körlük çocuğu hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkiler. Görme bozukluğu çocuğun eğitim ve kendini geliştirme fırsatlarına erişimini kısıtlar. Erişkin bir aile bireyindeki görme kaybı, onu bir çocuğun bakımına muhtaç duruma sokabilir.” Bundan sonra da şu cümleye yer veriyor: “Öğrencilerin her yıl kayıt yenilerken tam gördüklerine dair göz doktorundan alınmış bir raporu kayıt evraklarına eklenmesinin şart koşulmalıdır. Bu uygulama Avrupa’da birçok ülkede yapılmaktadır.” İşte burada “şart koşulmalıdır” temennisi yapılırken içim cızz etti... Keşke bu konuda velileri mecbur bırakma düşüncesi yerine biraz da bu konuyla ilgilenen eczacılar ve gözlükçüler olarak, okullarda çocukların göz taramasının ücretsiz yapılmasıyla ilgili, yine gözlük ihtiyacı olan çocuklara gerçek anlamda kolaylık sağlanmasıyla ilgili, özel indirimler yapılmasıyla ilgili sosyal kurumlarla veya bakanlıkla görüşmelerin yapılması, onlara da bu konunun öneminin anlatılması daha uygun olmaz mı? Amaç geleceğimizin teminatı çocuklarımızın öğrenmesi ise bu konuda çocuk üzerinden velilere yaptırım isteğinin yeniden gözden geçirilmesi dileğiyle efendim... Saygılarımızla... F.A.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.