Destan yazılan vatan toprağı: ÇANAKKALE

A -
A +
Tarih boyunca önemini hep korumuş bu topraklarda, 1915'te destanlaşan Çanakkale savaşları başlar... 250 bin askerimiz bu vatan uğruna şehit olur Destan yazılan
vatan toprağı: ÇANAKKALE
İŞTE O ÇARŞI! Aynalı Çarşı'nın 1889'da 2. Abdülhamid Han döneminde yapıldığı söyleniyor. Şehre gelenler mutlaka uğramalı... Destan yazılan
vatan toprağı: ÇANAKKALE
 Birçok şehitliğin bulunduğu Çanakkale'de, tamamı şehit olmuş 57. Alay Şehitliği de ayrı bir yere sahip. Destan yazılan
vatan toprağı: ÇANAKKALE
 Bütün Çanakkale Şehitleri'nin hatırasına yapılmış Şehitler Abidesi, devasa büyüklüğüyle Boğazın girişinde bulunuyor ve denizden de görülüyor. Çanakkale, eski çağlarda Hellespontos ve Dardanel olarak anılmış. Zamanla Boğaz Hisarı, Kale-i Sultaniye denmiş, sonra da "çanak" ile "kale"nin birleştirilmesiyle "Çanakkale" olmuş. Bu toprakların, MÖ 5 binli yıllarda Pers İmparatorluğu'nun hakimiyeti altında olduğu söylenir. Pers Kralı, 100 bin kişilik ordusunu, boğazın en dar noktasından Trakya'ya geçirmek için, gemilerden köprü yaptırır. Makedonya Kralı da Anadolu'ya hakim olmak için, bu boğazı kontrol ederek işe başlar. Sonraki zamanlarda Romalılar ve Bizanslılar bu stratejik topraklara hakim olur. KARŞILIKLI İKİ KALE 718 senesinde Müslümanlar Avrupa kıtasına ilk defa buradan çıkmış. Emevî şehzâdesi Mesleme, Gelibolu'ya geçip Marmara'nın kuzeyinden dolaşarak İstanbul'u kuşatır. Kardeşi Süleyman da gemilerle yardıma gelir. Galata düşer. Bir Türk oymağı olan Karesioğulları 14. yüzyılda buraya gelir; Orhan Gazi'nin oğlu Rumeli Fatihi Süleyman Paşa 1356'da bu boğazdan geçer. Fatih Sultan Mehmet Han, boğazın en dar kısmında karşılıklı olarak Çimenlik ve Kilitbahir Kalelerini yaptırarak, geçişi kontrol altına alır. Tarih boyunca önemini hep korumuş bu topraklarda, 1915'te de destanlaşan Çanakkale savaşları başlar... TARİHÎ SAAT KULESİ Çanakkale Limanı'nın yanındaki kordonda, Brad Pitt'in oynadığı Troy filminde kullanılan tahta at görülüyor. Gelenler hatıra fotoğrafı çektiriyor. Çanakkale Savaşlarında kullanılmış meşhur toplardan bir tanesi şehir girişinde, caddenin kenarına yerleştirilmiş. Yine limanın çıkışında, güneyde kalan tarihî Saat Kulesi dikkatimizi çekiyor. 1897 yılında Ayvalık taşından, kare planlı olarak yapılmış ve 4 tarafında birer saat bulunan kule, şehre ayrı bir güzellik vermiş. Saat Kulesi'nin bulunduğu sokakta, güneye doğru gitmeye devam ediyoruz, tarihî doku, binalar kısmen korunabilmiş. İlerde de karşımıza "Aynalı Çarşı" çıkıyor. Gayri ihtiyari olarak, hepimizin hafızasında derin izler bırakmış Çanakkale Türküsü'nü hatırlıyoruz: "Çanakkale içinde vurdular beni / Ölmeden mezara koydular beni / Çanakkale köprüsü dardır geçilmez /Al kan olmuş suları bir tas içilmez / Çanakkale içinde Aynalı Çarşı / Anne ben gidiyorum düşmana karşı / Çanakkale içinde bir dolu testi / Anneler babalar ümidi kesti / Çanakkale içinde sıra söğütler / Altında yatıyor aslan yiğitler / Of gençliğim eyvah..." Savaş ortamında yakılmış bu dokunaklı sözler hüzün veriyor. ÇİMENLİK KALESİ Türküde geçen tarihî Aynalı Çarşı'ya giriyorum. Kapının iki tarafında aynalar ve türkü sözleri yazılmış. 1889'da 2. Abdülhamit Han döneminde yapıldığı söylenen Aynalı Çarşı'nın savaş sırasında isabet alıp yıkıldığı, sonra tekrar inşa edildiği söylenmekte... Deniz kıyısında bulunan Çimenlik Kalesi'ne yöneliyoruz. Kale, Fatih Sultan Mehmet Han tarafından Boğazın güvenliği için yapılmış, Çanakkale Savaşları'nda hayati önem taşımış. Şu anda müze olarak kullanılmakta olan Kale'nin içinde Fatih Camii bulunurken, dıştaki bahçede de savaşta kullanılmış toplar sergilenmekte. Destan yazılan
vatan toprağı: ÇANAKKALE
Neredeyse bir asır önceden kalan mevziler, kahramanların ne şartlar altında savaştığını gösteriyor. MİLLİ PARK Çanakkale çıkışında bulunan tabyalara gidiyor, o zamanlar kullanılmış devasa toplara ve askerin kaldığı sığınaklara bakıyoruz. Çanakkale'ye 30 kilometre mesafede bulunan Troya, Japon turistlerle dolu idi. Homeros'un İlyada destanında anlatılan Troya Savaşları burada olmuş. Savaşın sembolü olmuş kocaman Troya Atı buraya da dikilmiş. Kazılar devam ediyor, MÖ 3 binli yıllardan itibaren yüzyıllarca yerleşim alanı olmuş, 10 ana kent tabakası tespit edilmiş. Dünya Kültür Mirası kabul edilen Milli Park Troya, bütün dünyada ilgi görmekte. GELİBOLU Çanakkale Boğazı'nın Trakya kısmında Tarihî Gelibolu Yarımadası bulunmakta. Çanakkale Savaşları'nın yapıldığı yer... 500 bin askerin bu topraklarda hayatını kaybettiği söylenmekte. Gelibolu Yarımadası, Milli Park olarak ilan edilmiş. 253 bin şehidimizin bulunduğu söylenen bu tarihi yarımadada, her Türk vatandaşının bir yakını mutlaka bulunmakta. Adım başı şehitlik, adım başı anıt... İngiliz ve Fransızların başını çektiği itilaf kuvvetleri 3 Kasım 1915'te tabyalarımızı bombalamaya başlar, sonra denizde ve karada çetin savaşlar olur. İtilaf Kuvvetleri 9 ocak 1916'da da topraklarımızdan çekilmek zorunda kalır. Boğazın güzelliklerini seyrederek Kilitbahir tarafına geçiyoruz. Fatih Sultan Mehmet Han tarafından 1452 yılında yaptırılan "Deniz Kilidi" Kalesi'ne bir ilave de Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından yapılmış, yonca yaprağı şeklinde bir iç kale ve 7 katlı kule inşa edilmiş; geziyor, hayran kalıyoruz. DESTANLAŞAN KOCA SEYİT Kalenin dışında, deniz kıyısında bulunan Sarıkule, Mecidiye ve Namazgah Tabyalarını geçerek, Seyit Onbaşı Anıtı'na gidiyoruz. Mecidiye Bataryası'nda bütün arkadaşları şehit olmasına rağmen, 275 kilogramlık top mermisini tek başına kaldırarak ateşleyen ve İngilizlerin ünlü Ocean Zırhlısına isabet ettirerek destanlaşan Koca Seyit... 1969 şehidimizin bulunduğu Şahindere Şehitliği'ne gidiyor, Şehit Üsteğmen Mustafa Efendi'nin mütevazı mezarında dua ediyor, şahadetinden kısa süre önce ailesine gönderdiği vasiyetnamesini hatırlıyor, onun asaleti ve kahramanlığına hayran kalıyoruz. Yarbay Hasan Bey Şehitliğine gidiyor, yaralı bir Fransız askerinin kalleşçe yaraladığı bu kahraman subayımızın, o düşman askerine bile zarar verilmesini nasıl önlediğini ve ölmek özere iken ayağa kalkıp "Siz niye zahmet buyurdunuz ya Resulullah, ben geliyordum" diyerek son nefesini verdiğini öğreniyoruz. Yahya Çavuş Şehitliği; bu yiğit askerimizin bir avuç kahramanla, İngilizlerle nasıl savaşarak şehit olduğunu öğreniyor, o zamandan kalan mevzileri, abideyi ve şiddetli çarpışmaların olduğu mıntıkayı geziyor, bu vatan için ne fedakarlıklar yapıldığını görüyoruz. Devasa büyüklüğüyle boğazın girişinde bulunan ve denizden de görülen, bütün Çanakkale Şehitleri'nin hatırasına yapılmış Şehitler Abidesi'ne gidiyor, bir askerimizin yaralı Anzak askerini taşıdığı anıtın yanında duruyor ve Fransız Generali Guro'nun anlattıklarını hatırlıyoruz... FRANSIZ'I AĞLATTI Fransız kuvvetlerine komuta eden General Guro, savaş sırasında bir kolu ile bir bacağının bir kısmını bırakarak yurduna dönmüş. Daha sonra anlattığı bir savaş hatırasında şöyle diyor: "Yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır kayıplar vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutmayacağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeri kendi gömleğini yırtmış, onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtasıyla bir konuşma yaptık: Niçin öldürmek istediğin askere şimdi yardım ediyorsun? Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi: Bu Fransız yaralanınca yanıma düştü. Cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı. Bir şeyler söyledi! Anlamadım!.. Ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok! İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün!.. Bu asil duygu karşısında ağlamaya başladım. Bu sırada emir subayım Türk askerinin yakasını açtı!.. O anda gördüğüm manzaradan, yanaklarımdan sızan yaşların donduğunu hissettim! Çünkü, Türk askerinin göğsünde, bizim askerinkinden çok daha ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı!.. Az sonra ikisi de öldü!" Hislenmiş olarak, tamamı şehit olmuş 57. Alay Şehitliği'ne, Anzaklar'ın çıkarma yaptığı koya, Anafartalar'a ve diğer yerlere gidiyoruz. Mektep, medrese talebeleri ve yetişmiş 250 bin vatan evladının bu topraklarda nasıl kırdırıldığını düşünüyor, şairin "Bu topraklar bir devrin battığı yerdir" mısrasını, "bir medeniyetin yok edilmesi" olarak anlıyor, bir daha düşünüyorum... EVLİYASI ÇOK ASLINDA... Gelibolu'ya gidiyor, Ahmed-i Bican ve Muhammed-i Bican Hazretleri'nin türbelerinde dua ediyoruz. Araştırmacı Ramazan Eren'in yazdığına göre, Gelibolu'daki Evliya, Bursa evliyasından az değil. 1940'lı yıllarda mezar taşları toplanarak denize atılmış, mezar ve türbeler yok edilmiş. Birileri yetişmiş, Anadolu evlatlarını kırarken, bir başka güruh da medeniyetimizin izlerini siliyormuş anlaşılan... İkisi ada, 11 ilçesi ve sayısız güzellikleriyle Çanakkale, elbette bu sayfaya sığmaz. Şehit kanlarıyla sulanarak ulvileşmiş bu vatan toprağı mutlaka görülmeli... Destan yazılan
vatan toprağı: ÇANAKKALE
 Çimenlik Kalesi ve Açıkhava Müzesi  Peynir helvasına büyük ilgi Çanakkale'nin meşhur Peynir Helvası, gidenlerin tatmak istediği bir lezzet. Bunun için Kadir Usta'ya gidiyoruz. Kadir Usta'nın mütevazı dükkanının önünde zaman zaman uzun kuyruklar oluyormuş. O gün de kalabalık idi... Kadir Usta, bunun esas maddesinin koyun sütü olduğunu belirtiyor. Süt, peynir yapılır. Yapılan tuzsuz peynire irmik ve şeker katılır, pişirilir, sonra tepsilere çıkartılıp, fırınlanır, bir saat kalır, satışa sunulur. Asıl lezzet ustalıktan... Kadir Usta, bu tatlıyı ilk yapanın Bayramiç'ten Mustafa Koç olduğunu söylüyor. Kendisi 70'li yıllarda tanışmış, o zamanlar Mustafa Koç 45-50 yaşlarında imiş. Çanakkale'de bu işi 6 kişi yapıyor, Bigadiç ve Gelibolu'da da yapanlar varmış. Başka illerden de bu lezzetin tutkunları varmış, onlara kargo ile gönderiliyor... Destan yazılan
vatan toprağı: ÇANAKKALE
 Kadir Usta, peynir helvasının asıl lezzetinin koyun sütünden geldiğini söyledi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.