Kiraya sınır var da aidata neden yok?

A -
A +

Deli Dumrul'u bilir misiniz? Hani geçenden 33, geçmeyenden döve döve 40 akçe alan, Dede Korkut Kitabının en ünlü bölümlerinden birini oluşturan öykünün kahramanı... İşte günümüzün konut sitelerini yönetenler de tam birer Deli Dumrul örneği. Hepimiz muzdaribiz bu Deli Dumrullardan... Ev sahibi, kiracı ayrımı olmaksızın hepimiz.

 

İstisnalar kaideyi bozmaz tabii ama belirledikleri aidatlarla yaptıkları işler arasında asla bir paralellik yoktur.

 

Her dönem genel kurulda bazı projeler sunarlar, bunlarla ilgili çok sıfırlı aidat talep ederler, o da yetmez ek bütçe yapma hakkı alarak her an, her dakika yeni para istemelerine kılıfı da hazırlarlar.

 

Nedendir bilinmez, mutlaka yılın sonunda o bütçe milimi milimine tutar. Bütün parayı harcarlar ama o geçen yıl yetki istedikleri, para topladıkları aidat yetmez, o proje de gerçekleşmez.

 

Her bütçe programında, birçok sitede bariyer açıp kapatmak ve "falanca gelmiş alalım mı" şeklinden öteye gitmeyen güvenlik görevlilerine, apartman görevlilerine verdikleri maaşlara dair iddialar da hiç gerçekleşmez.

 

O bütçelerdeki 'maaşlar' ile gerçekte verilen maaşlar da asla birbirini tutmaz.

 

O siteye bir yönetici ve ekibi atanmış mı? Geçmiş olsun. Mafya gibidir çoğu. Bir daha kolay kolay çıkaramazsınız oradan. Sizin parasını ödediğiniz görevliler onların hizmetkârı gibi çalışmaya başlar. Evlerinin işi, işin en masum tarafı. Bu apartman görevlileri o yöneticinin inşaatında da çalışır, evinin eşyasını da taşır, özel hizmetçisi gibi de davranır.

 

Bu yıl 3 tane malzeme aldıysa o site, önümüzdeki sene nedense en az 10 taneye ihtiyacı vardır.

 

Nereye, neden gittiğini bilmediğiniz bir 'ulaştırma' gideri vardır mesela...

 

Sitelerde yeşil yoktur ama 'yeşil alan sulaması' öderiz her nedense.

 

Sizin için çalışsın diye para ödediğiniz yönetimdeki başkan ve diğerleri 'gözünün üzerinde kaşın var' diye ceza kestiğini bile gördük geçtiğimiz dönemlerde. Ödemeyince tehditler, şiddet görüntüleri havalarda uçuştu...

 

Bu tür korkunç örnekleri artırarak sıralamak mümkün tabii... Fakat televizyon haberlerine konu bile olan bu korkunç örnekler için neden hiç kimse hiçbir şey yapmıyor? Kanun kat malikini koruduğu hâlde hem de? Tehditle ibraname imzalatanlar, yine tehditle oy vermeye zorlayanlar var. Ve bunlar 'münferit' örnek falan da değil; her yerdeler... Yüzlerce ve hatta binlerce insanın ödediği, her ay milyonlarca lira tutan aidatı bankalarda tutup fayda sağlayan da var. Neden dokunulamıyor bunlara?

 

Kendilerine karşı olup site yönetimine adaylığını koymak isteyenler "Burada araban, çoluğun çocuğun var" diye tehditle, şantajla insanları sindirenlerin yaptığı, neden yanına kâr kalıyor?

 

Enflasyonun tek sorumlusu olarak ev sahipleri görülüp kira artışları yüzde 25'le sınırlandı. Ne kadar uygulandığı, el altından, banka arkasından ne rakamlar gelip gittiği muamma ama sonuçta böyle bir sınır uygulandı. İş yeri kiraları için bile enflasyon hesabı devam etti hatırlayın; sınır sadece konut kiraları için oldu bu sınır. Kendi ödediği kira yüzde 100 artarken, kiracısından aldığı bedel yüzde 25 artınca zora girse de devam etti bu uygulama ama aidatlara sonsuz özgürlük... Neden?

 

Neden hiç kimse milyonlarca liranın döndüğü siteleri denetlemiyor?

 

O sitelerin denetlenmesi için neden başvuru ya da şikâyet yetmiyor da illaki 'mahkeme ve avukat' gerekiyor?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Ayse 4 Mart 2024 09:44

Agziniza ve kaleminize saglik Bayan Erarslan. Türkiyenin en önemli sorununu dile getirdiniz. Siteler bir sehir ve kasaba olmus halde. Buralarin üretttigi sorun ve adaletsizlik diz boyu. Siteler bir rant haline gelmis bir cok yer mafya vari yönetilmekte. Hic bir vasfi olmayan siradan kisilerce yönetim ele geciririlerek yüksek aidatlarla ev sahiplerini mahdur konuma sokmaktadirlar. Devletin buralara kesinlikle el atmasi gerekli.