Hani hükümet ve Türkmenler çok farklı noktadaydı?

Bence her konuyu birinci muhatabından dinleyin. Kimse ezbere konuşmasın. Demem o ki.. Hükümetin Suriyeli Türkmenlere duyarsız kaldığı iddiası bir efsanedir. Bizzat Türkmenlerden ve MHP'li vekil Mehmet Şandır'dan da dinledim. Ankara'da Suriye Türkmen Meclis Başkanı Abdurrahman Mustafa'nın bir grup gazeteciye verdiği kahvaltıya katıldım. Ne diyor Mustafa? "Halep'in güvenliği Güneydoğu'nun güvenliğidir"

Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ne diyor? "Bizim için Halep Kobani'den önemli"

Devam edelim. Abdurrahman Mustafa'ya göre; Suriye'de güvenli bölge oluşturulmalı. Türkmenlerin yaşadığı yerler, muhakkak güvenli bölge ilan edilmeli. Cumhurbaşkanı ve hükümetin ne dediğini anlatmaya gerek yok. Yıllardır "güvenli bölge" ısrarında bulunan ve sonunda tek taraflı bunu ilan etme noktasına gelen bir Türkiye. Ve batının takındığı olumsuz tavır. Ana muhalefetin Türkmenlerle konuşmadan onların ne istediğini tahmin etmeye çalışması. Neyse bunları geçelim. 

Tekrar Türkmenlere dönelim.

Abdurrahman Mustafa, "Artık 300 bin kişiyi katleden Esad'lı bir rejim düşünülemez. Esad, mutlaka gidecek. PYD de IŞİD de terör örgütü. Biz üçünü de istemiyoruz. Afrin ve Ayn El Arab arası Türkmen bölgesi. Buralar herhangi bir terör örgütüne terk edilemez" diyor.

Peki hükümet neresinde bu işin? Biz söyleyelim. Birebir aynı noktada. Hatta bizim bulunduğumuz o toplantının organizatörlerinden MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın meseleye Halep merkezli bakmasını övdü. Halep korunmazsa bölücü emellerin güçleneceğini vurguladı.

Ve sonuç.

İktidar ve muhalefet Suriye politikasında rakip olmamalı. Milli bir düşünce geliştirilmeli. Efsanelerden hareket etmekten vazgeçilip. Birinci muhatap Türkmenleri dinlemeli. Ne diyor Türkmenler? "Ne IŞİD, ne Esad, ne PYD..." İlave edilecek bir şey var mı?