Nice bayramlara

A -
A +

Yöneticilerimiz ne kadar övünseler az; zira, uzun süren savaş yıllarını yaşar gibiyiz! Senede yalnızca iki defa olan, mübarek bayram günleri sevincini bile millete çok görüyorlar. Gazetelerin başlıklarına taşıdığı 'Buruk Bayram' manşetlerinden bile ibret alıp utanmıyorlar! Öyle ya; harp yok darp yok... Neden, ağız tadıyla bayram yapamayalım? Çok şükür; ülkemizde ve dünyanın birkaç yeri müstesna bütününde sulh ve sükun hakimken, kriz üstüne kriz yaşamak ve hayatı çekilmez kılmak, bizim yöneticilerimize has bir yönetim biçimi ve özellik olsa gerek! 'Temiz el' diye bel bağlayıp göklere çıkardığımız ve umudumuzu bağladığımız Zekeriya Temizel'i de kaybettik! Büyük umutlarla gelen ve adına, müstakil daire kurulan sayın Temizel, temizlik yerine kriz batağına saplanınca, dayanamayıp istifa etti! Yalandan kim ölmüş ki?! Yeni umut ithal malı. Ta ABD'den getirildi. İnşaallah denildiği gibi olur ve tek adam olarak ekonominin başına geçer. Çünkü, bugünkü krizin kaynağı, üçlü koalisyonla yönetilmemiz ve ekonominin, her birisi ayrı istikamete çeken en az üç başlı olmasıdır. Birisi özelleştirme isterken, diğeri frene basıyor. Berikinin ak dediğine öteki kara diyor! Koalisyonlarda, partilerin yapısal ahenklerine önem vermiyoruz; güvenoyu için yalnızca sayıya itibar ediyoruz. Sayıyı buluyoruz ama, işleri yürütemiyoruz. Nasıl yürütebilelim ki, mevcut koalisyon partilerimizden birisi, serbest piyasa ekonomisi derken ve bu doğrultuda AB'ye raporlar hazırlarken, diğerleri devletçi anlayıştan yana tavır alıyor ve işler, bugünkü halini alıyor. Dolayısıyla işin, gerçek sahibi yok. Bu ekonomik çöküşün faturasını, genel olarak hükümete çıkarıyoruz ama, fert bazında suçlayabileceğimiz, ekonomiden sorumlu kimse yok! Yok ki; işin gerçek sorumlusu olan siyasi kadrolar yerli yerinde durup, iki-üç bürokratın istifasıyla yetinildi. Bütün bu krizlerden, olumsuzluklardan; milletin çektiği sıkıntılardan kim sorumlu? Bu bürokratlar mı? Başta Başbakan olmak üzere, sorumlu mevkilerdeki siyasiler, bu istifaları zorla kabul edip, kendilerine methiyeler düzdüklerine göre, bu garibanların fazla suçları yok gibi! Suçları olsa olsa, siyasilerin vermiş oldukları yanlış kararları uygulamış olmalarıdır. Kararlara imza atıp, mesuliyete ortak olmadan istifa edebilselerdi, daha erdemli davranmış olurlardı. Enkaz altında kalındıktan sonra istifa etmek, kaçmaktan öte mana taşımaz zira! Sayın Kemal Derviş bir bayram arifesinde geldi. Milletin, bu sevinç günlerinde çektiği sıkıntıyı ve ıstırabı gördü. Bayram süresince bolca vakti olacak; bu süre içinde, dosyaları ve raporları görüp devleti de tanıyacak. Yani, işin vahametini görüp bilecek! Kolları sıvayıp evet der ve işe koyulursa, Allah yardımcısı olsun! Bugüne kadar bayram vaadedip acıyı yaşattılar; bugün, bu kutlu günde, milletçe bu acı günleri yaşıyoruz. Nice bayramlara derken, temenni ve kastımız bayram gibi bayramlardır elbette!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.