Ömür dediğin...

A -
A +
İnsan bazen elinde olanın kıymetini bilemiyor. Bitmez dedikleri bitiveriyor. Geçmez dedikleri geçiveriyor.
Elimizde olan ne mi?
Hiç tükenmez dediğimiz sonlu olan ömürden bahsediyorum. Sınırsızmış gibi harcadığımız vakitten, sayılı nefeslerimizden...
Saniyelerden, dakikalardan, saatlerden, günlerden, haftalardan, aylardan ve o çook uzun sandığımız yıllardan...
Ve bu ömür içinde yaptığımız, yapacağımız, yaşadığımız her şeyden...
Aslında farkında olmadan harcadığımız, boşa geçirdiğimiz o kadar çok vakit var ki... Bu boşa harcanan vakitler içinde, değerlendirmediğimiz, kaçırdığımız o kadar çok fırsatlar, imkânlar var ki!..
En başta sevdiklerimizle daha çok vakit geçirme imkânı. O nadide anları, unutulmaz hatıraları daha çok yaşama imkânı. Vakti boş şeylerle geçirme yerine daha faydalı işlerle geçirme imkânı. Sonsuz olan için biraz daha bir şeyler yapma imkânı...
Fakat heyhat! Gidenler geri gelmiyor. Kaybedilenlerin yeri dolmuyor. Kaçırılan fırsatların, günlerin, ayların, yılların yenisi gelmiyor. Gelmez de...
**
İnsan ömrünü saatli bir bombaya benzetiyorum. Doğduğumuzda sayacı çalışmaya başlıyor. Ömür bittiğinde de sıfırlanıyor. Üzerinde sayaçlı bir bomba bağlı olan insan, sayaç rakamları geriye saydıkça ne hisseder acaba?
Zamanı bolmuş gibi rahat olabilir mi? Umursamadan vaktini boşa harcayabilir mi? Sayaçtaki rakamları tükenmez bir hazine gibi görebilir mi?
Gözünüzü kapatın ve kendinizi bir an böyle bir bombaya bağlıymış gibi hissetmeye çalışın. Kendinize (gözünüz dünyada kalmasın!) fazla fazla 120 yıllık bir ömür biçin. Sayacınızı kurun. Geriye doğru saymaya başlayın. 120.. 119.. 118... Azalan rakamları görmeye çalışın. Şu anda kaç yaşında iseniz o kadar saymışsınız demektir. Devam edin sıfıra gelinceye kadar... Hayatınızın bitmek üzere olduğunun hâlâ farkına varamadınız mı?
**
Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) "Yarın yaparım diyen ziyandadır" meâlindeki Hadis-i şerifi ile, elimizde bulunan ömür fırsatını yarına bırakmadan değerlendirmenin önemini bildirmedi mi?
Yarının ne olacağı belli değil ki! İnsan yaşlandıkça beyin hücreleri yavaş yavaş ölmeye başlar. Bildiklerini unutur, eski gücü kalmaz. Elden ayaktan düşer. Yaparım dediklerini yapamaz olur. Hatırlarım dediklerini hatırlamaz olur. Yaşlılık bir yakaladı mı bırakmaz. Bel çöker, vücut göçer. Hastalık gelir, sağlık gider. Sayacın son 10 hanesi gibi... Her 'dıt' deyişte insanın canı ağzına gelir. 9.. 8.. 7... Bazen de sayaç arıza yapar, 'dıt'lardan bir tanesi bombayı tetikler. Bomba zamansız patlar. Can ağızdan çıkar gider.
Ömür dediğin nedir ki? Gelip geçiveriyor.
İnsan bazen elinde olanın kıymetini bilemiyor.
Bitmez dedikleri bitiveriyor. Geçmez dedikleri geçiveriyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.