Ömer'i de kazandık

A -
A +

Amsterdam Arena'da adı "özel" kalitesi "güzel mi güzel" bir maç seyrettik. Her şey, millilerimizin aleyhineydi... Ama oyun başından sonuna Milli Takım Teknik Direktörümüz Şenol Güneş'in plânı doğrultusunda geçti. Sakatlıklar maça çıkmadan yüreğimizi burkmuştu... Ama, hocamız Şenol Güneş "Biz 35 kişilik bir takımız... Bu 35 kişinin her biri, bir diğerini aratmayacak kalite ve güçte" diyordu. Hollanda maçı, bu görüşü yüzde yüz doğruladı... "Rüştü'nün yer almadığı bir kale ve Ogün'ün bulunmadığı bir savunma önündeki oyunculara nasıl güven verir?" diye düşünürken, ortaya toz pembe, insanın gururunu okşayan, içini kıpır oynatan bir tablo çıktı... O tablonun bir numaralı kahramanı kaleci Ömer'di... Üç direk arasında panterleşen Ömer, Makaay ve Cocu'nun "Yüzdeyüz gol!" diye tribünleri ayaklandıran vuruşlarında öyle kurtarışlar yaptı ki, ancak o kadar olabilir. Sonra, Ümit'e hayran oldum... Dağınık ve kontrolsüz savunmamızın en kusursuz oynayan ismiydi. Orta sahada hücuma dönük oyunda etkili olamadık. Sergen çok ağır kaldı. Tugay ise kaleye derinlemesine pasları yapamadı. Kanatlardan da beklediğimiz atağı yapamadık. Bu sebeple Hasan Şaş - Hakan Şükür ikilisi forvette yine gol üretemedi. Sonradan yapılan değişikler ise Milli Takımımız'a gol adına beklenen patlamayı yaptıracak etkinlikte değildi. Belki de böyle bir günde tek kusurumuz buydu. Çünkü, özellikle Slovakya ile oynayacağımız puan maçlarında gol çok önemli... Artık 25 Mart'a kadar golün çalışmasını yapmalıyız... Yoksa bu moralle yetinmeyelim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.