Atladığımız satırlar

A -
A +

Geçtiğimiz günlerde İzmir'de öğretmenini öldüren 15 yaşındaki çocuğun haberiyle sarsıldık. Konuyla ilgili pek çok haber yayınlandı. Bu haberlerin çoğunda, çocuğun babasından dayak yediği ve annesine şiddet uyguladığı yazıyordu. Bu hadise, hemen her yazımızda dikkat çekmeye çalıştığımız tehlikenin ve kötü gidişatın bir sonucudur. O çocuğun aklına öğretmenini öldürme fikrinin nasıl geldiğini, bu fikri eyleme dönüştürme sürecindeki temel dinamikleri çok iyi analiz etmek lazım. Böyle durumlarda, cinayeti işleyen çocuğun bebeklik fotoğraflarına bakmak çok etkili bir yöntemdir. Beşiğinde masum bir şekilde gülümseyen bir bebeğin, yıllar sonra kana susamış bir caniye dönüşmesindeki sebepler zinciri iyi incelenmezse pansuman tedbirlerden öteye gidemeyiz. Psikologlara göre şiddet duygusu en çok ailede körükleniyor. Şiddet gören çocukların şiddete başvurma eğilimleri daha yüksek oluyor. Ancak babasından dayak yiyen her çocuğun cinayete teşebbüs edebilecek bir ruh durumuna ulaşması da çok mümkün değil. Öyleyse çevresel faktörlere yoğunlaşmak lazım. Özellikle Amerika'da okulu basarak öğretmenlerini öldüren çocuk katillerin haberlerine neredeyse alışır gibi olduk. İşte bu yüzden bütün dünyada değerler eğitimi kavramı dalga dalga yayılıyor. Sanayi devriminin izlerini taşıyan, maneviyattan uzak bir zihniyetle tasarlanmış eğitim programları bütün dünyada can çekişirken eğitim ve öğretim kavramları arasındaki fark, insanların zihninde daha da belirginleşiyor. İhlas Eğitim Kurumlarının eğitim politikalarından bahsederken hep aynı şeyi vurguluyoruz. Biz, öncelikle anne babasına ve sonra bütün insanlara saygılı insanlar yetiştirmek istiyoruz. Kurumlarımızda görev yapan herkese önce iyi insan, sonra akademik başarı istediğimizin altını çiziyoruz. Eğitimde bu anlayışa sahip olmak için Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Sahip olduğumuz bu muhteşem kültürü oluşturan hayatların her dakikasında, yazılan kitapların her satırında zaten bu anlayış var. Hayatın her alanıyla ilgili söylenmiş veya yazılmış her şey tek bir cümleye bağlanıyor. İyi insan olmak... Amerikalı bir pedagogun yazdığı kişisel gelişim kitabını okurken her cümleye itaat ediyor, kendi tarihimizi okurken işimize gelen cümleleri seçiyoruz. Ön yargılar ışığımızı kestiği için, el yordamıyla tutunduğumuz satırlarda kayboluyoruz. 600 yıllık Osmanlı tarihinin köklü arşivlerini, ders almak yerine hata bulmak için açan bazı tarihçilerimiz yüzünden, eğitimcilerimiz de yanlış kaynaklardan besleniyor. Biz galiba kendi geçmişimizi okurken atladığımız satırların cezasını çekiyoruz. Ağız tadında bir hafta diliyorum aziz okuyucularımız. Hami Koç ‹hlas Koleji'nden mektup hami.koc@tg.com.tr Atladığımız

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.