FATİH Projesi PISA sınavında başarıyı artıracak

A -
A +
> Samsun'da bir devlet okulunda fen ve teknoloji öğretmeni olarak görev yapıyorum. Geçtiğimiz hafta seyrettiğim bir televizyon programında Türkiye'nin PISA sınavlarında başarısız olduğundan bahsediliyordu. PISA sınavları nedir, kim tarafından yapılıyor ve ülke olarak gerçekten kötü durumda mıyız? Bu konularda bilgi verebilirseniz çok memnun olurum. (Samsun'dan bir okurumuz) Kıymetli öğretmenim, dünyanın en prestijli eğitim araştırmalarından biri olan PISA (Programme for International Student Assessment), uluslararası öğrenci değerlendirme programıdır. Bu değerlendirme programı, OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) tarafından üç yıllık aralarla yürütülür. Türkiye, hâlen 33 üyesi bulunan OECD'nin kurucu üye ülkelerinden biridir. OECD'ye üye ülkeler, eğitim politikalarını belirlemede ve eğitim sistemlerinde iyileştirme yapmada PISA sonuçlarını önemli bir gösterge olarak ele alır. PISA uygulamalarının hedefi, mecburi eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubu öğrencilerin öğretim programlarında yer alan matematik, fen bilimleri ve okuma alanlarındaki yeteneğini ölçmektir. Başka bir ifadeyle, bu çalışmanın özünde öğrencilerin okulda edindikleri bilgileri gerçek hayatta kullanılabilir bilgi hâline getirip getirmediklerinin araştırılması vardır. Bu gayeyle öğrencilere çoktan seçmeli, karmaşık çoktan seçmeli, açık uçlu ve kapalı uçlu olmak üzere farklı türleri içeren toplam 100 soru sorulur. 2000 yılında uygulanmaya başlanan PISA'ya ülkemiz ilk olarak 2003 yılında katılmıştır. SINAVLAR NE ŞEKİLDE YAPILIYOR? PISA ekibi, okul türüne bakılmaksızın, test havuzuna giren 15 yaşındaki öğrencilerin içinden bir örneklem grubu seçer. Seçilen örneklem grubundaki öğrencilerden beklenen, öğrencilerin okulda öğrendikleri fen, matematik ve okuma ile ilgili alanlarda geliştirdikleri analitik ve eleştirel düşünme, akıl yürütme, neden sonuç ilişkisi kurma gibi yeteneklerini kullanmalarıdır. 2009 yılında Türkiye'nin 56 ilinde 170 okuldan 4996 öğrenci belirlenmiştir. Bu okulların 4'ü özel okul, diğerleri devlet okullarıdır. ÜLKEMİZİN KARNESİ ZAYIF PISA 2003 sonuçlarına göre öğrencilerimiz matematik okur-yazarlığında 423, fen bilimleri okuryazarlığında 434, okuma becerisi alanında ise 441 ortalama puan alarak otuz OECD ülkesi arasında yirmi dokuzuncu sırada yer almıştır. Üç yıl sonra 2006 yılında yapılan PISA çalışmasında ise gerek fen bilimleri okur-yazarlığı gerekse matematik okur-yazarlığı alanlarında 424 ortalama puan alan ülkemizin sıralamadaki yeri bir önceki çalışmaya göre değişmemiştir. Yani 2003 ve 2006 sonuçlarının her ikisinde de Türk öğrencileri her üç konu alanında da OECD ülkelerini içeren genel sıralamada Meksika'nın üstünde sondan ikinci sırada yer almıştır. 2009 YILINDA AZ DA OLSA İLERLEME VAR Türkiye, 2003 yılında fen bilimleri ve matematik alanında benzer ortalamalara sahip olduğu Uruguay ve Sırbistan'ı 2009 yılında geride bırakmıştır. Okuma yeterliliğine ilişkin değerlendirmede ise Rusya'nın önüne geçerek 33.'lükten 32.'liğe yükselmiştir. Ülkemiz, fen bilimleri ve matematik alanlarında 43. sırada, okuma yeterliliğinde ise 41. sıradadır. 2009 yılında değerlendirmeye alınan 65 ülkeye bakıldığında, 2003 yılına göre Türkiye'nin genel sıralama ile ortalama okuma yeterliliğinde, matematik ve fen bilimleri puanlarında bir artış görülmektedir. Bu ilerlemenin temelinde, 2005-2009 yılları arasında kademeli olarak değiştirilen öğretim programlarının etkili olduğu söylenebilir. Eğitimde bilgi teknolojilerinin kullanımının etkin hâle getirilmesi ve yaygınlaştırılması çalışmaları da başarıyı artırmaya yönelik çalışmalar arasında sayılabilir. Bunun yanında geçtiğimiz şubat ayında pilot uygulamasına başlanılan FATİH (Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesinin, eğitimde niteliği artırmak ve fırsat eşitliğini sağlamak hedefiyle geliştirilen bir uygulama olarak ileriki yıllarda yapılacak PISA sonuçlarına katkıları olacağı düşünülmektedir. DR. A. FARUK LEVENT SORULARINIZI CEVAPLIYOR... SORULARINIZ İÇİN... faruk.levent@ marmara.edu.tr 0 212 639 68 81 PENCERELER Emre erdoğan emre.erdogan@ihlaskoleji.com HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ 3 ŞEY: TUVALETLER Ömrümüzün üç yılı tuvalette geçiyor > Tuvaletler hakkında bilmediğiniz 3 şey... 1. 1992 yılında İngiltere'de bulunan tuvaletler, dünyanın en kötü ve sağlıksız tuvaletleri seçildi. Arkasından sırayla Tayland, Yunanistan ve Fransa birinciliği zorlayanlar arasındaydı. 2. İnsan, ömrünün ortalama 3 yılını tuvalette geçiriyor. Bir yılda, en sık kullanılan tuvalet arası zaman ise maç molaları. 3. Dünyada yaklaşık 2.6 milyar kişi klozet kullanmıyor. Fizikî bir rahatsızlığı olduğu için klozet kullanan insanların sayısı azımsanamayacak kadar çok, fakat bu 2 küsur milyar kişi de "fiziğini" yani sıhhatini düşündüğü için tercihen kullanmıyor. KARMA SÖZLÜK İTALYA > Hakkında bir ayağı çukurdaymış diyorlar. (zombieg) > Çizme gibi bir şey... (phobios) > Mağazaları çok geç açılır ve erken kapanır. (caelumluna) > Dünyanın en yaşlı nüfusuna sahip ülke. Geçen yıl ortalama yaşam süresi erkeklerde 76 yıl 8 ay, kadınlarda 82 yıl 9 ay olarak belirlenmiştir. (shaw) > En zengin ülkelerin (G8) en fakiri. (superjesus) FRANSA > Sabancı'nın olduğu yönünde söylentiler var: FranSA. (çayındibi) > Anormal yüksek vergi oranlarının olduğu ülke. (ahmet corleone) > Peynir konusunda dünya şampiyonluğu olan ülke. Yaklaşık 600 çeşit. (magnolia) > Her iki dünya savaşında da Almanların rölantide işgal ettiği ülke. (erlichte) > Çalışma sinirinin haftada 35 saat olduğu ülke. (deep in dark) > Parlamentosu farklı şeyler söyleyen, meclisi farklı fikir beyan eden tarihî hatalar yaptığının farkında olmayan bir ülke (dreadknight) İSPANYA > AB ülkeleri içinde kadına şiddetin en yoğun yaşandığı ülkelerden (runner) > Genç nüfus arasındaki işsizliğin %50 gibi bir şey olduğu ülkedir. (felixis) > Van depreminde Van'a, 329 kışlık aile çadırı göndermişlerdi. (conivayt) > Son yıllarda sporcu üretme fabrikası gibi çalışan ülke. (pantson) > 120 ton domatesi "festival" adı altında heba eden memleket. Bari Somali'ye verselerdi. (ogatnefa) BASMAKALIPÇI -kalıplaşan duyulduk duyulmadık sözler- > Düz vites hamallık yaaaa! Otomatiğe bir alışsan bir daha sürmezsin. (thebiggestloser) > Esmese iyi de, esince soğuk. (djnr) > Zorlu 90 dakika başladı. (bormaz) > Kanka bir ara görüşelim ya... -3 sene sonra- Kanka oldu bayağı, görüşelim bir ara. (çayındibi) > Bu biraz büyük oldu bana ya - hayır hayır, onun modeli öyle... (yass) > Kapanmış bir yol, bekleyen araçlar, bir TV muhabiri, klişe soru: kaç saattir bekliyorsunuz? (cafercabbar) TWEETÇİ Ahmet Rasim Akdağ ahmetrasim.akdag@ihlaskoleji.com Arda Tarih dersi sınavında, kağıda "Ölünün arkasından konuşulmaz, ayıptır." yazıp çıktım. LegoMan Anne kızlık soyadını unutanlar için güvenlik sorusu: "Dayın var mı dayın?" altan Piramitlerle bankamatiklerin ortak özelliği ikisinin de günün her saati güneş alacak şekilde dizayn edilmesi. Ekranı hiç göremiyorum abi. Aysun Inkaya Sabri gol attı, Barça ve Madrid elendi, Messi ve Ronaldo penaltı kaçırdı, Fenerbahçe kupayı almaya yaklaşıyor. Bir tuhaflık var bu sene. KaliteliTwitler Bir kadın bunalımı: Bunalım, Bunaalım, Bunu alıım, bunu alayım, bunu da alayım, bunu al bunu, al bunu da, bunu da bunu da. Linkoln Madem 'ser' eski dilde 'baş' demek, o zaman "serseri" hakaret değil iltifattır. Seri başı olmak iyi bir şey sonuçta. egomupudraladim Uzaktan eğitim almak istedim, miyopsun dediler vermediler. Evrim Güvenç Metrobüse binilmez, akılır. Sakın direnme, kader senin için bir yer seçmiştir, kendini kaderin ellerine bırak. skelat10 Bizim zamanımızda mahalle abileri vardı. Dondurma alacağın zaman o abilere seçtirilir ve %90 bedava çıkardı. Billy Elliot "Yasaklar çiğnenmek içindir" sözü tam anlamıyla metrolarda geçerlidir. Sarı çizgiyi geçmek yasaktır ve geçersen çiğnenirsin! etkiliyorum İbrahim CEBECİ icebeci@ihlaskoleji.com Çok güzel (!) hakaretler bunlar Güzel düşünen güzel söyler, güzel konuşan güzel ağırlanır. Söz ola kese savaşı/Söz ola kestire başı/Söz ola ağulu aşı/Yağ ile bal ede bir söz. Söz, söz, söz... Güzel sözden başkası laf-ı güzaftır. Eskiler kelam ve kalem ehli derlerdi. Söz ustası ve yazı ustası. Günümüzde bu vasıflara sahip olanlar nadide çiçekler misali, ara ki bulasın! Ecdadımız çok nazikmiş; fasih ve beliğ konuşurlarmış. Birbirlerine hep güzel mukabele ederlermiş. Yeri gelir iltifat eder, yeri gelir nazikçe birbirlerini ikaz ederlermiş. Nesiller arası kopukluk bugüne kadar hep olmuş, bundan sonra da olmaya devam edecektir. Fakat kopukluğun bu kadar ciddi olduğu, mesafenin bu kadar açıldığı başka bir dönem olduğunu zannetmiyorum. Geçenlerde çok samimi bir arkadaşımla iki çocuğumu da alarak pikniğe gittik. Deniz kenarında çok nefis manzarası olan bir yerdi. Yanı başımızda da belediye tarafından yapılmış ve ücretsiz olarak insanların hizmetine sunulmuş güzel bir halı saha... İnsanlar hem spor yapsın hem kaynaşsın hem de neşeli saatler geçirerek yoğun şehir hayatının sıkıntısından bir nebze olsun kurtulsun. Sosyal ve sportif tesislerin maksadı da budur. Biz arkadaşımla mangalımızı tüttürüp muhabbete başladık, halı sahadaki gençler de santra vuruşuyla küfretmeye başladılar. Aman Allah'ım, o ne galiz küfürler! Utandım, yerin dibine girdim. Birbirleriyle olan bütün iletişimlerini küfürle sağladılar. Birbirlerine sövdükçe güldüler, güldükçe sövdüler. Ne kadar tuhaf değil mi! Birisi size sövecek ve bu da sizin hoşunuza gidecek! Birbirine iltifatta yarışan insanlar maalesef geride kaldı, onların yerini birbirine söven insanlar aldı. Bu insanların ağzına sayaç takılsa faturası çok ağır olur. Lakin bunlar kaçak elektrik kullananlar gibi. Her zamanki gibi faturayı masum insanlar ödüyor. Eğer bu küfür hadisesi halı sahayla sınırlı kalsaydı genelleme yaparak böyle bir yazı yazmazdım. Lakin düşündüm ve maalesef küfür edilen birçok yer aklıma geldi. Bizi kötü sözlere öyle bir alıştırdılar ki bunlar artık normal bir hitap unsuru hâline geldi ve bu tür şeyler de yadırganmamaya başlandı. Kahvelerde, pazarda, statlarda, trafikte, iş yerlerinde küfür... Kısacası hayatın olduğu her yerde... Yazık, hem de çok yazık. Herkes en iyisi ilk önce kendinden başlasın. Çocuklarımızın ağzından çıkan kötü bir sözden dolayı onları ikaz ederken iğneyi kendimize batırmayı ihmal etmeyelim. Acaba bu çocuklar küfür ederken bizden de etkilenmiş olabilirler mi?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.