Meslek seçimi ergenlikte şekillenir

A -
A +
DR. A. FARUK LEVENT SORULARINIZI CEVAPLIYOR... SORULARINIZ İÇİN... faruk.levent@ marmara.edu.tr 0 212 639 68 81 Meslek seçimi ergenlikte şekillenir Efendim, size Hollanda'dan yazıyorum. Bir yeğenim var, seneye ilkokul son sınıfı okuyacak. Epey zamandır bana büyüyünce ne olayım, hangi mesleği seçeyim diye sorular soruyor. Ancak bu konularda çok fazla bilgim olmadığı için kendisine yol gösteremiyorum. Yeğenimin bu yaşta bunları düşünmesi normal mi? Ona "Bunları hiç düşünme, İngilizce öğren, Hollandaca öğren, matematik öğren, yani önce iyi bir talebe ol, ne zaman ki 17 yaşına girersin işte o zaman meslek düşünmeye başlarsın" demek mi lazım? Ona en iyi nasıl yardımcı olabilirim? (Yahya Aksoy-Hollanda) Yahya Bey, yeğeniniz meslekler hakkında sorular soruyor ve meslekleri tanımak istiyorsa bundan memnuniyet duymalısınız. Meslek seçiminde ideal olan, kişinin ilköğretim düzeyinde tercih etmek istediği mesleklerle ilgili bilgi toplaması ve bu meslekleri çeşitli kaynaklardan öğrenmeye çalışmasıdır. Okul seçimi, meslek seçimi ve eş seçimi, bir insanın hayatında verdiği en önemli üç karardır. Bu konularda yapılacak tercihler, kişinin bütün hayatının akışını belirler. Başka bir ifadeyle hayatta başarılı ve mutlu olmak, bu seçimlerin isabetli olmasına bağlıdır. Bunun yanında bir insanın seçtiği meslek; onun nasıl bir iş ortamında çalışacağını, hangi tür insanlarla olacağını, nasıl bir hayat süreceğini, nerede yaşayacağını, nasıl bir dünya görüşünün olacağını, hatta kiminle evleneceğini etkiler. Meslek seçiminin isabetli yapılabilmesi ise kişinin kendi özelliklerini ve seçeceği mesleği iyi tanıması ile mümkün olabilir. Dolayısıyla meslekleri tanımak isteyen yeğeninize bilinçli bir şekilde yardım etmeli ve ona elinizden geldiğince destek olmalısınız. Bunun için yeğeninize; mesleklerin çalışma ortamlarını ve şartlarını, meslekte aranan özellikleri, yapılacak işin niteliğini, mesleğe nasıl hazırlanıldığını, meslekte kariyer yapma şansını, kazanç durumunu, iş bulma imkânlarını ve işin geçerliliğini anlayabileceği bir dille açıklamalısınız. Eğer bu bilgileri siz vermeyecekseniz, yeğeninizi doğru kaynaklara yönlendirmeli ve onun mesleklerle ilgili sağlıklı bilgilere ulaşmasını sağlamalısınız. ÖNCE ETKİLENİR, SONRA HAYAL EDER Bazen itfaiyeci, bazen pilot Meslek seçimi, bir anda verilebilen bir karar olmayıp gelişimsel bir süreç içinde meydana gelir. Yani kişinin gelişimiyle yakından ilgilidir. Çocuk büyüyüp öğrendikçe değişik ilgi alanları geliştirir; bazı alanlardaki ilgilerini derinleştirir, yeni tecrübeler ve beceriler kazanır. Çevresindeki insanların çalışmalarını gözlemler. Bu tür gelişmeler, meslek tercihinin şekillenmesinde temel başlangıçtır. Çocuk, okul öncesi yıllarda yetişkinlerin işlerini taklit eden oyunlar oynar. Bu dönem, çocuğun meslek taklitleri yaptığı dönemdir. Herkesin bir işi, mesleği olduğunu görür. İlkokulun ilk döneminde dikkat alanı daha da genişler. Çevresindeki çalışanların iş hayatındaki rol ve görevlerini görmeye ve bunlar arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları kavramaya başlar. Kendi anne ve babasının işleri ile başkalarının işleri arasında karşılaştırmalar yapar. Orta ve son çocukluk yıllarında kendini en çok etkileyen durumlarla ilgili bazı meslek hayalleri kurar. Bazen doktor, bazen itfaiyeci, bazen öğretmen, bazen polis, bazen futbolcu, bazen de pilot olmak ister. Ama bu meslek seçimleri geçicidir ve sürekli değişir. Meslek gelişmesinde bu döneme hayal dönemi denir. İlk ergenlik devresinde hayatta bir meslek sahibi olmak gerektiği ile ilgili biraz daha bilinçlenir. Ama yine de meslekler hakkında hayalcidir. Televizyonda, okulda ya da yakın çevresinde hayranlık duyduğu bir kişinin mesleğine yönelir. Hareketli, prestijli, çekici meslekler onun ilgisini daha çok çeker. Bu hayalci meslek ilgisi, orta ergenlikte biraz daha gerçekliğe doğru yönelir. Bu dönemdeki mesleki ilgileri daha gerçekçi ve süreklidir. Ama yine de değişikliklere açıktır. Genç, bazı meslekleri daha ciddi olarak düşünmeye; bu meslekler hakkında kendini denemeye ve değerlendirmeye başlar. Son ergenlik devresinde ise genç, meslek seçme işiyle daha ciddi ve bilinçli şekilde ilgilenir. Kendi yetenek ve imkânlarını, mesleğin şartlarını ölçüp tartar. Gencin meslek ilgileri, bazı mesleklerde yoğunlaşır. Bir veya bir iki mesleğe karşı yoğunlaşmış olan bu ilgiler daha kalıcıdır. Bu devre, gerçekçi meslek ilgileri devresidir. Bu sürecin sonuna doğru genç, artık bir meslek üzerinde karar kılıp kendini o mesleğe hazırlama konusunda belirgin bir görüşe sahip olur. Nasıl bilgi verelim? İLKOKUL çağında çocuklara meslekleri tanımasını sağlayacak iş hayatı ile ilgili hikâyeler okuyabilirsiniz. Bu hikâyeleri okurken; gıda, giyim, pazarlama, işletme, ulaşım, basın-yayın, âlet ve makineler gibi mesleklerle ilgili kavramlar hakkında çocuğa genel bilgiler verilebilir. Çalışanlarla temas ÇOCUĞUN çalışanlarla temasa geçmesini sağlayabilirsiniz. Örneğin basit ve tehlikeli olmayan alış-veriş işlerini onun yapmasına izin verebilirsiniz. Böylece ticarî hayatın nasıl işlediğini görerek ve yaparak öğrenebilir. Akraba ziyareti AKRABALARINIZIN ve yakınlarınızın çalıştığı iş yerlerine birlikte gidip çalışanların neler yaptıklarını birebir görmesini sağlayabilirsiniz. İnternetten bilgi İLGİ duyduğu mesleklerle ilgili internetten bilgi toplamasını ve bu bilgileri sizinle paylaşmasını isteyebilirsiniz. Özetleyecek olursak meslek seçimi, bir anda verilen bir karar olmayıp bir süreç içinde gerçekleşen bir olgudur. Günümüzde ilkokulu bitiren öğrencilerin yarıdan fazlası, bir üst eğitim kurumuna devam etmeyip iş hayatına atılmaktadır. Bu sebeple daha ilkokul çağında çocuklara, mezun olduktan sonra gidecekleri okullar ve meslekler hakkında bilgilendirme yapılmalıdır. Bu görev, büyük oranda aile çevresine düşmektedir. Mesleklerle ilgili bilgi verirken dikkat edilmesi gereken nokta, çocuğa verilecek meslek bilgisinin ayrıntı derecesi ve düzeyinin, çocuğun yaşına ve olgunluk seviyesine uygun olmasıdır. PENCERELER Ahmet Rasim Akdağ ahmetrasim.akdag@ihlaskoleji.com Hakkında bilmediğiniz 3 şey: TELEFON Türkiye'de ilk telefon 1908'de kullanıldı > Telefon sözcüğü Eski Yunanca telos "uzak" ve phone "ses" sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. > Türkiye'nin ilk milletlerarası telefon santrali İstanbul'daki Tahtakale Telefon Santrali'dir. > Türkiye'de ilk telefon 1908 senesinde kullanılmaya başlandı. Kadıköy ve Beyoğlu santralleri 1911 senesinde hizmete açıldı. İlk otomatik telefon santrali 1926 senesinde Ankara'da kuruldu. KARMA SÖZLÜK Bir erkeği mutlu etmenin yolları > Televizyonun önünden çekilmek. (mikua) > Bu yolları düşünmek, keşfetmeye çalışmak, içinizden geldiğince çabalamanız dahi onu mutlu edebilir aslında. (whatyougetiswhatyoudid) > Kesinlikle trip atmamaktır. Bir kadın bir erkeğe trip atmıyorsa o kadın candır, canandır. (zemheri zürefası) > Önüne televizyon kumandası ve yemeğini koyun uzun bir süre mutlu olur, emin olun. (zerun) > Uzun uzadıya listelere gerek yok. Bir erkeği mutlu etmek için basit düşünün ve sırtını kaşıyın yeter. (minikhipopotamcezve) Kısa dönem askerlik yapacaklara öğütler > Asla geride bıraktığınız hayatınız ve ileride yaşamak istediğiniz hayat üzerine düşünmeyin, karar almayın... Bırakın aksın. (buraki) > Sınavın sonrasında size verdikleri dosyayı yanınızda götürmeyi unutmayın, ben unuttum oradan biliyorum. (root) > Uzun dönem askerler Fransızca konuştuğu için dediklerini anlamamanız normal. ama lö chavus diye bağırdıklarında size sesleniyorlar demektir. (karamazov) > Askerliğin en azından sizin açınızdan bir oyun olması gerektiğini düşünürseniz zorlanmazsınız. Zamanınız gelecek ve o kapıdan çıkacaksınız o kadar. (pendikli oto çırağı...) > Terli terli soğuk su içmeyin. (temizkopat) BASMAKALIPÇI Dillere pelesenk olmuş, söylendiğinde karşıdaki insanı kandırmayan sözler. > Kesinlikle kel değilim sadece biraz alnım geniş. > Evlendiğimde 45 kiloydum, gelinlik üstümden düşüyordu. > Ben de tam seni arayacaktım. > Ama benim kalbim temiz. > Senin adına çok sevindim canım. tweetçi twitter.com/twtci gökhan Amerika'da polisler neden hemen yakalıyor suçluları; adam elindeki donutu yere fırlatıp koşuyor. Bizde at sıkıysa yarım ekmek döneri. Günah! resul ertaş Flört aşamasında karakter ayarlarını kişiselleştirip evlenir evlenmez fabrika ayarlarına geri dönen canlıya "Türk erkeği" denir. İstiklal Akarsu Ey tokalaştıktan sonra "yanaktan da öpeyim mi acep" stresi yaşatan az samimi olduğumuz insanlar, ömrümüzü yediniz, verem+kanser ettiniz. tekerleklibavul Konuştukça batıyorsun. (Şair burada tişörtünün yakasındaki etikete sesleniyor.) Eski Manita Ne giysem yapışıyor -Obez kutup zencisi Gazeteler pazar günü "mangal" eki verse süper olur. Hangisini yaksak diye düşünmekten kurtulur, huzura ereriz. gaf ebesi "Ufak bir hatırlatma; yara bandı, kalbe yapışmıyor." Gossip Girl Hami Koç İhlas Koleji'nden mektup hami.koc@tg.com.tr Sevgi mesleği Velilerimizden hep aynı soru geliyor: "Ne yapalım da çocuklarımız tatilde faydalı işlerle uğraşsın ve zamanları boşa akıp geçmesin?" Bu soruya cevap vermek kolay. Yapılacak işler de belli. Ancak asıl önemli olan konu, ne yapılacağı değil, nasıl yapılacağıdır. Bir çocuğa yaz tatili boyunca 50 tane kitap okutmayı hedeflerseniz belki başarılı olabilirsiniz. Ancak yanlış yöntemler uygulanırsa çocuk kitap okumaktan nefret eder hâle gelebilir. Yani asıl kıymetli olan şey çocuğunuzun kaç kitap okuduğu değil nitelikli kitap okuması ve kitap okumayı sevip sevmediğidir. İşte öğretmenlik bu yüzden zordur ve çok kıymetlidir. Öğretmen ufuk açıcıdır. Sevmek ve sevdirmek zorundadır. Mesleğini sadece "öğretmek" olarak gören öğretmen, kendi etrafına kalın duvarlar örmüş demektir. Bu tür öğretmenler için tecrübe, duvarın daha da kalınlaşması anlamına gelir. Bir öğretmen, mesleğinin sevgi mesleği olduğunun farkında olmalıdır. Kalplere hitap edemeyen bir öğretmen belki müfredatın gereklerini yerine getirir ama asla iz bırakamaz. Aynı şey anne babalar için de geçerlidir. Bilgi kaynakları sayılamayacak kadar çoktur ancak sevgi kaynakları birkaç tanedir. Annedir, babadır, kardeştir yani ailedir ve arkadaştır, öğretmendir... Ve bir öğretmen ne kadar çok şey bilirse bilsin, sınıf içindeki etkinliği ve başarısı ne kadar çok sevildiğiyle doğru orantılıdır. Sevginin şartı bilgi değildir belki ama bilginin ön şartı sevgidir. Öğretmenlik samimiyet gerektirir. Çünkü çocuklar sahte sevgiyi ayırt etme konusunda çok ustadırlar. Annesinden gerçek sevgiyi gören bir çocuğun, sahtesine kanması mümkün müdür? Öyleyse bir öğretmenin sevgisi günü kurtarmak için zorlama gülümsemelerle sınırlıysa bir işe yaramaz. Eğitimde sıcak bir gülümsemenin, dostça uzanan bir elin yerini hiçbir şey tutamaz. Bu gülümsemeye ve sevgiye maruz kalan çocuğu da hayatta hiçbir şey tutamaz. Kişisel gelişimle ilgili bu kadar çok yazılıp çizilmesinin sebebi belki de ailede ve okulda yapılan hatalardır. Sevgi ortamında, değerli olduğunu hissederek büyüyen bir kimse zaten kişisel olarak gelişmiş olur. Hani bir söz vardır ya; önce para kazanmak için sağlığımızı kaybediyoruz, sonra da sağlığımıza kavuşmak için paramızı... Eğitimde yaşanan durum da sanki biraz buna benziyor. Önce evde veya okulda eğitim alırken yanlış uygulamalar yüzünden öz güvenimizi kaybediyoruz. Sonra da öz güvenimizi yeniden kazanmak için eğitim alıyoruz. Öyleyse çözüm ne? Önce çocuklarımıza ne kadar değerli olduklarını, sevildiklerini hissettirelim ve iyi model olalım. Sonrası kendiliğinden gelecektir. Bu vesile ile sevgi dolu, ağız tadında bol kazançlı bir hafta diliyorum. http://www.facebook.com/kursun.kalem1 twitter.com/_kursun_kalem_
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.