"Buna zehir verilmiş!.."

Ömer bin Abdülaziz'in hanımı Fâtıma; "Ben Ömer'i, ölümü esnasında, 'Allahım, kısa bir süre de olsa ölümümü adamlarımdan gizle' diye duâ ettiğini duydum. Bir ara kapıyı açarak kendi odama girdim. "Bu ahiret yurdunu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemeyen kimselere veririz. Sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır." (Kasas: 83) mealindeki âyetini okudu, sonra sesi kesildi. Ne bir hareket, ne de bir ses duymayınca, hemen hizmetçilerinden birini gönderdim. Adam; "Çoktan öldü" diye seslendi. Zehirlendiğinde doktor çağırdılar. Doktor; "Buna zehir verilmiş. Bunun için ben bunun hayatı hakkında te'minat veremem" dedi. Ömer bin Abdülâziz gözünü açarak, "Bana değil, zehir verilmeyenlerin yaşayacaklarına da te'minat verme!" dedi. Doktor, "Zehir verildiğinin farkında mısın?" diye sordu. "Evet, mideme inince anladım" dedi. Doktor, "O hâlde hemen tedâviye başlayalım" dedi ise de, o, bunu reddederek, "Tedâvisi kulağımın ardında olsa da elimi kaldırıp onu almam. Rabbime ulaşmak benim için daha iyidir" dedi. Ölüm döşeğine yatınca ağlamağa başladı. Etrafındakiler, "Senin için ağlanacak ne var, Allahü teâlâ seninle nice sünnetleri ihyâ etmiştir. Adâletin ise son haddine yükselmiştir" dediler. O tekrar ağlayarak, "Değil mi ki Allahın huzurunda bütün bu milletin hesabını vermek için durdurulacağım. Hepsi hakkında âdil davranabilmekten emîn değilim, yaptığım kusurlar da ayrı. Elbette bunlara korkar ve ağlarım" diyerek yine ağladı. Ömer bin Abdülaziz, ölümü yaklaştığı vakit, "Beni oturtun" dedi. Oturttular. O, "Ben o kimseyim ki bana emirlik verdin, ben kusur ettim. Beni nehyettin, ben ise isyân ettim" diye üç kere söyledi. Sonra da; "Lâ ilâhe illâllah, ibâdete lâyık ancak Allah'tır" dedi. Başını göklere çevirdi ve dikkatle baktı. Kendisine, "Ne bakıyorsun?" diye sorduklarında, o, "Ben öyle kimseleri görüyorum ki, onlar ne insan ne de cindir" dedi ve böylece ruhu bedeninden ayrıldı. > NOT: Hakk'ın rahmetine kavuşan yazarımız Mehmet Oruç'un vefatından önce kaleme aldığı yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz.