Süren ve Jardel!..

A -
A +

"Her yönetimi eleştiren yazında 'Sıktın artık, sende Faruk Süren fobisi oluşmuş' diye düşünürdüm ve kızardım. Şimdi de kızıyorum, fakat bu kez az eleştirdiğin ve benim gibi at gözlüğü takıp, futbol takımının peşinden sürüklenen Galatasaraylılar'ı uyarmakta geciktiğin için. Ne olursun sayın Uluç, gerçekleri yazmaktan sakın vazgeçme. Artık ben ve benim gibiler ne kupa istiyoruz, ne de şampiyonluk. Sağlıklı, onurlu ve başarılı şekilde yönetilen, kimseye borcu olmayan, icra memurlarının basmayacağı bir kulüp istiyoruz. Lütfen özürümüzü kabul et, sayın Uluç." İşte "Galatasaraylı" Abdullah Altınel'in mektubundan iki paragraf! Anadolu'nun dört bir yanından "benzer" telefonlar, fakslar, mailler alıyorum! Memnun oluyorum, ama üzülüyorum!.. Memnun oluyorum, çünkü "Galatasaray genel kurul üyeleri" hâlâ mışıl mışıl uyumaya devam etse de, "hiç olmazsa" taraftar uyanıyor ve "gerçekleri", daha da önemlisi, "doğruları ve yanlışları" görüyor!.. Üzülüyorum; çünkü taraftarların "bu uyanışına karşı", anlı-şanlı yazar - çizerlerimiz hâlâ ve hâlâ "meselenin Jardel'le Hagi'nin yan yana oynaması yüzünden yorulan ve sakatlanan oyuncularda, iyi taktik vermeyen, disiplin kuramayan, oyuncu değişikliklerinde hata yapan Lucescu'da olduğunda" takılıp kaldıklarını gösteriyorlar!.. Değil ya, "Bütün bu takıntıları doğru olsa dahi", peki bu Jardel'i getiren kim? Bu Lucescu'yu getiren kim? Bütün futbolcuların "yüzlerce milyar lira, yüzbinlerce dolar alacağı varken" Hagi'ye "transfer ücretini hem de bol kepçe ödeyen" kim? Daha da önemlisi Kocaelispor maçından sonra peşpeşe çıktıkları TV ekranlarında "psikolojik çöküntüden söz edip" de, aylardır yazıp çizmemize rağmen bu takımın sağlık ekibine "bir psikolog ya da performans uzmanı koymayan" kim? Kulübü inanılmaz bir borç batağına sokan, bu sebeple "manevi erozyona da uğratan", takımın tutulmayan sözler yüzünden "yozlaşmış bir yeniçeri ocağı haline gelmesine seyirci kalan", çocuklara "analarının ak sütü gibi helâl olan paraları vermeyen, veremeyen" ve bu yüzden de "ceza da veremeyen" bir yönetimi görmeyen ama hâlâ "Jardel mi oynatılsaydı, yoksa falan mı? Lucescu filan - falanı çıkarıp, falan - filanı alsaydı bu maç böyle bitmezdi" şeklinde futbol bilgiçliğini, "ısıtıp ısıtıp" hatta "kelimeleri bile değiştirmeden" her kötü sonuçtan sonra yazılarına koyan arkadaşlarımıza bilmem ki ne demeli? İşte, "Kocaelispor maçında" Jardel oynamadı! Peki ne oldu? Hem de Jardel'in yerine oynayan Serkan da "iki gol attı!.." Türkiye ve Avrupa maçlarında "30'a yakın gol atan" Jardel "iyi sonuçlarda" sümen altı, öne çıkarılan "orta saha ve bücürler", kötü sonuçlarda "orta saha ve üç bücürler" sümen altı, öne çıkarılan Jardel!.. Ve futboluyla, basketboluyla, idari - mâli tablosuyla "perişan edilmiş" Galatasaray'da öne çıkarılanlar Hagi'ler, Lucescu'lar, Jardel'ler, Orhun'lar, Mincinoz'lar... "Sümen altı edilenler" ise, yöneticiler, Faruk Süren'ler, Mehmet Cansun'lar, Celal Gürcan'lar ve diğerleri!.. Tüylerim diken diken oldu; "Kocaeli, hem de Ali Sami Yen'de koca Galatasaray'ı futbol olarak perişan etmiş", kalkıyor Mehmet Cansun "Hakem bir metre önündeki penaltıyı vermedi" diye mazeret arıyor; hem de ortada penaltının 'P'si yokken!.. Vah ki, ne vah!.. TV ekranında olanları seyredince dondum kaldım; sevgili Ali Sami Alkış'ı Ali Sami Yen Stadı'nın ortasında ve de "polislerin yanında" açık açık tehdit eden "şişman kabadayının" belinden tabanca çeker gibi cep telefonu çıkarması ve "basın hürriyetinin olduğu bir ülkede" bir gazeteciyi "ağır sözlerle taciz etmesiyle ilgili görüntüler" beni şok etti! "Orada olan" polis "böyle bir rezaleti" nasıl seyreder? Nerede "TV ekranlarına akseden görüntülerden sonra" hâlâ sesleri sedaları çıkmayan İçişleri Bakanları, valiler, savcılar, emniyet müdürleri, gazeteciler dernekleri, anlı - şanlı yazar çizerlerimiz? Yoksa, "böyle bir olayda da herkesin sessizliği tercih etmesinin sorumlusu" Jardel mi? Yazıklar olsun!.. Not: Fatih Terim Fiorentina'dan ayrıldı. Galatasaraylılar "Bize gelir mi?" diye ümitlenmesinler. Bu yönetim iş başında kaldıkça gelmez. Amma... Scala'nın yerine Beşiktaş'a giderse hiç şaşmam! Olur mu, olur!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.