O gece Riyad'da neler oldu

A -
A +

29 Aralık gecesi Riyad’da Türkiye’nin önde gelen iki kulübü Galatasaray ve Fenerbahçe, Süper Kupa finalini oynayacaktı. Ancak bu müsabaka gerçekleşmedi. Akıllarımıza yatmayan çok şey var o akşama dair.

 

Hakkaniyetli bir biçimde bazı sorular sormaya çalışalım.

 

- Bu maç neden Türkiye’de, İstanbul’da ya da güzel bir Anadolu ilimizde oynanmadı?

 

- Gerçekten söylenildiği gibi 2 milyon avro için mi böyle bir tercih yapıldı?

 

- Sahaya nasıl çıkılacağı, hangi pankartın takılıp hangi formaların giyileceği maç günü, hatta maç saati mi konuşulur? Bunlar neden günler, hatta haftalar önce netleştirilmedi?

 

- Ülkemizin 100. yılını ve kurucularını anmak için yapılan bir müsabakayı başka ülkede yapmak gibi parlak bir fikir kimin fikriydi?

 

- TFF bütün bu süreci bunca bütçeye, bunca çalışana, bunca ekip ve ekipmana rağmen neden yönetemedi, eline yüzüne bulaştırdı?

 

- Federasyon ve kulüpler bu rezaleti neden yönetemediler veya en azından neden iletişimini doğru düzgün beceremediler?

 

Bazı hatalar vardır ki onları yapmak hakikaten başarıdır. Bu gece yaşanılanlar da aynen böyle. Yani böylesine bir yönetim ve iletişim faciasını başarmak gerçekten bu geceyi mükemmel bir biçimde organize etmekten çok daha zordu, federasyon ve kulüpler bunu başardı.
Sayın Büyükekşi, Türkiye’nin en büyük ayakkabı gruplarından birini kurup bugünlere getirdiniz. TİM’de (Türkiye İhracatçılar Meclisi) başkanlık yapıp Türk ihracatçılarının tümünün başkanı oldunuz. Uzunca bir süre de yönettiniz. Nasıl oldu da Türkiye Futbol Federasyonunda böylesine kötü bir yönetim sergileyebildiniz.

 

Sayın kulüp başkanları. Sizin sorumluluğunuz da en az TFF yönetimi kadar var. 100 yıllık kulüpleri yönetiyorsunuz. Türkiye’nin en değerli kulüplerini ve en değerli futbol takımını otellerin animasyon ekibi gibi yurt dışına nasıl götürürsünüz tüm şartları en baştan netleştirmeden? Yok, netleştirildi de son anda dışına çıkıldı ise o zaman Suudlara neden kızıyoruz?
Bu finalin Riyad’da sorunsuz bir şekilde organize edilmesi mi daha kötüydü yoksa böyle bir organizasyonun yapılamamış, iptal edilmiş olması mı daha kötü, bir türlü tartamıyorum.

 

2024

 

Bugünlerde kimle konuşsam “Yılı kapatmaya çalışıyoruz” diyor. Yılı kapatıyormuş. Oysa bunu diyen nice insan var ki yılın kapanışını göremeyecek.

 

Akşamüstü olunca “bugünü de yedik” diyor mesai arkadaşına. Bugünü yemiş. Oysa gecenin bitmesine daha saatler var. Kimler uyuyacak, kimler uyanacak, kimler uyanamayacak. Bilen?

 

Randevulaşırken “Akşam orada görüşürüz” diyor mesela. “Kesin mi bak?” diye soruyor arkadaşı. “Kesin tabii” diye de teyit ediyor. Oysa bir an yutkunamasın, ağzına attığı fındık soluk borusuna kaçmayagörsün mosmor oluyor, gözleri korkuyla doluyor.

 

Aldığımız nefesi bile verdiğimiz gibi bir gün gelecek aldığımız canı da geri vereceğiz. Hem de hiç öyle lükse, şatafata gerek kalmadan, apansızın.

 

100 yıl önce bugün, bu saatte oturduğumuz ev belki yoktu ama birileri dolaşıyordu buralarda. Hiçbirimiz yoktuk o gün bu dünyada. 100 yıl sonra yine birileri dolaşıyor olacak (kıyamet kopmamış olursa eğer) ayağımızı bastığımız bu toprakta. Yine hiçbirimiz olmayacağız.

 

Dünya bizimle var oldu, bizden sonra olmayacak gibi davranmamız bundan.

 

Bir de meşhur bir kalıp daha. 2024 bize şunu, bunu, şundan, bundan getirsin. 2024 senin apartman görevlisiydi zaten. Sen ne götüreceksin 2024’e.

 

“Yeni yıldan beklentilerim” kalıbı var bir de çok meşhur. Paşam kendisi mükemmel, yeni yıldan bekliyor eksikleri gidermesini, sorunları çözmesini. Yeni yıla sorsak bir de senden neler bekliyormuş bu sene. Hiç düşündün mü bunu? Yok. Ne gerek var.

 

Mesela 2023’ün hakkını veremeyenler, insanların gönlünü kıranlar, hak yiyenler giremese 2024’e, kaç kişi girebilir sahiden. 2023’e girerken verdiği sözleri tutamayanlar kapıda kalsa mesela, 2024’e kimler girebilir?

 

2024 yılında nasipte varsa, yine buralarda olmayı, sizlerle hasbihâl edebilmeyi gönülden arzu ediyorum. Rabbim bizlere feraset nasip etsin. Çözebileceğimiz sıkıntılarımızı çözebilmemiz için bize güç, kuvvet ve basiret nasip etsin. Çözemeyeceğimiz problemlerimiz için de bize sabır, sebat ve metanet nasip etsin.

 

Allah gönlümüze göre versin. Dualarımız önce dünyamızın dört bir yanındaki mazlumların, Gazze’nin, Doğu Türkistan’ın, Afrika’nın tüm çocuklarına, kadınlarına, yaşlılarına. Sonra her dinden, her milletten tüm mazlum, mağdur, kadın-çocuk, yaşlı kim varsa onlar için.
Yeni yılda bol bol dua edelim, dualaşalım. Birbirimizi ziyaret edelim, kucaklaşalım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.