Sevgili günlük...

A -
A +

Türkiye günlük gülistanlık... Her hafta hangi olayı malzeme yapacağımı şaşırıyorum... Bu hafta da ünlülerin günlüğünü yazıyorum...  Christoph Daum Sevgili günlük... Türkiye'ye gelmekle ne kadar iyi ettiğimi yeni yeni anlıyorum... Gerçi vatanıma ilk ayak bastığımda yeri öpmem, "kokain çekiyor" dedikodularını çıkardı ama, İstiklal Marşı'nı hatasız söylemem olayı açıklığa kavuşturdu... Bugün de "Gençliğe Hitabe"yi ezberledim... Halay çekip, "Hacı abi naaber" edebiyatını öğrenip, arabanın arkasına da "Serdar sağolsun" yazdık mı tamamdır bu iş... Yalnız yer sofrasını illa da bodrum katına kurmak gerekmiyormuş. Bulunduğumuz katın yerine de kuruluyormuş... Sevigili günlük, bugün biraz hareketli geçti. Ben idmandayken askerden sülüsüm gelmiş... Bir de Fenni Sünnetçi Sunullah diye biri aramış... Vatandaşlık işlemi miymiş neymiş?...  George Hagi Sevgili günlük... Bugünlerde boş olduğum için sana daha çok zaman ayıracağım... Tükürük bezlerimde bir problem var. Doktor Lama hastalığına yakalandığımı söylüyor... Bülent'te de varmış aynısı ama benimki ilerlemiş... Keşke diyorum birkaç maç daha ceza alsaydım da Romanya'ya gidip Federasyon Başkanı ile kapışıp dönseydim. Sonra düşündüm de altı hafta için değmez, tükür tükürdüğün yerde dedim. Belki farkını verirler de kusarım hatta...  Faruk Süren Sevgili günlük... Fenerliler Rize'ye teşvik primi verdiğimizi iddia etmiş. Aslında diyorum ki, fena fikir değil... Fener'in kalan 9 rakibine de "teşvik" teklif edelim... (Pardon 8 rakip olacaktı, Fener'in maçlarından biri zaten bizimle...) Ödemeleri 8 takıma eşit yaparız "Teşvik Veresiye Defteri"ne yazdırırız... Daha sonra Hakan'ın bonservisinden gelen parayı takımların hesabına eft yaptırırız... Ekonomik krizi sebep göstererek nakit yerine devletten alınan cumhuriyet altınları, Suat'ın altın kolyesi, Jardel'in künyesi, Ümit'in de küpesini bozdururuz...  Mustafa Denizli Sevgili günlük... Havaalanında bizi karşılayan taraftarlardan şüphelendim açıkçası. Kesin G.Saraylı taraftarlar "Siz yenilin biz hep arkanızdayız" diye çiçek verdi. Erman Toroğlu'nu seyrede seyrede ben de paranoyak oldum. Bu arada geçen gün Erman bana "Ne ayaksın" diye sordu. Ben de "40 ayağım, 6'sı yabancı" diye espri yaptım. Hıncal gülme krizine girdi, hastaneye kaldırılırken yolda sustu. Futbolculara gündeme uygun bir motivasyon uyguladım. Maç konuşmasında kaleyi gördüğünüz yerden şut çekin dedim... Rakiplerimiz "şutsal ittifak" yaptığımızı söylesin... Espriyi bir tek Andersson anladı...  Ahmet Necdet Sezer Sevgili günlük... Düşman Çanakkale'yi hiç işgal etmedi... Sevgili günlük... Düşman Çanakkale'yi hiç işgal etmedi... Sevgili günlük... Düşman Çanakkale'yi hiç işgal etmedi... Sevgili günlük... Düşman Çanakkale'yi hiç işgal etmedi... Sevgili günlük... Düşman Çanakkale'yi hiç işgal etmedi... TEMEL'İN YERİ Kocası ölen ve oğlu Temel'le yalnız kalan Fadime'yi akrabaları evlendirmeye karar vermiş. Ve yine kendisi gibi karısı ölmüş olan Dursun'la sade bir düğün yapmışlar... Aradan bir süre geçtikten sonra küçük Temel'le yolda karşılaşan amcası hal-hatır sormuş; -Üvey babanla aran iyi mi?... "-İyidir amca, sağolsun benimle çok ilgileniyor. Her gün balığa çıkarken beni de götürüyor..." -Balık tutmayı mı öğretiyor?... "-Kıyıdan bir hayli açıldıktan sonra yüzmeyi öğreneyim diye denize atıyor..." -Peki öğrenebildin mi bari?... "-Öğrenmez olur muyum, motor beni bırakıp gittiği için her defasında kıyıya yüzmek zorunda kalıyorum..." -Zor olmuyor mu?... "-Yok, o kadar zor olmuyor. Ama ağzı bağlı çuvaldan çıkmak için bir hayli zorlanıyorum..." BİZİMKİLER  Özkan Abi, İHA'ya Spor Şefi oldu... Yaptığı duygusal veda konuşmasında, "Halit, Siirt deplasmanından kalan borcunu öde. Ömer montumu getir. Cahit yemeğe çağırırsan yeni dahili numaram; 2810" dedi...  Bilgehan yaz aylarında ellerinin soyulmasını yorumladı, "Kertenkele gibi kabuk değiştiriyorum yaa..."  Gazetedeki bütün gelişmeleri yazan Yazıişleri Müdürümüz Nuh Albayrak, baba oluşunu kendi köşesinde duyurmadı. Saadet Nefise'ye "Hoşgeldin" demek ve Albayrak ailesini tebrik etmek bize düştü... İlginç notlar... Bir asansörün kapısında; "-Lütfen asansöre ön kapıdan ve sadece kapı açıkken bininiz..." Bir mağazanın kapısında; "-Mağazamız genelde 9-10 gibi açılır. Bazen 7'de de açıldığımız oluyor. Ama bazen 12-1'i buluyor.. 4-5 gibi kapanıyoruz, bazı günler hiç açılmıyoruz, başka bir yerde olmadığım sürece genelde hep buradayım..." Tokyo'da bir otelde; "-Odalardan havlu aşırmak yasaktır. Bunu yapacak kadar adi biri değilseniz bu yazıyı okumanıza gerek yok..." İtalya'da bir doktor ofisinde; "-Kadınlar ve diğer felaketler konusunda uzman doktor..." (email hocası)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.