Üç kız kardeş

A -
A +

Haydarpaşa’da demiryollarında işçi olarak çalışan Karslı Kurbani amca, hanımı ve üç kızıyla Ümraniye Aşağı Dudullu’da oturuyordu.

 

Karslı bir emekli öğretmenin altı daireli aile apartmanındaki tek yabancıydılar.

 

Sağ girişte oturuyorlardı ve evin hanımı apartmanın temizliğini de yaptığı için kira ödemiyorlardı.

 

***

 

Kurbani amca en büyük kızı Ayten’i ilkokuldan sonra okutmamış, 21 yaşına geldiğinde evlendirmişti.

 

Ayten’in kocası polisti. Görücü usulü evlenmişlerdi ama harika bir uyum yakalamışlardı. Hatta polis Murat, tanıdığı bir gazeteci sayesinde, müstakbel eşine evlilik teklifini bir bulmaca içinde yapmış, bu sürpriz Ayten’i “eritmişti.”

 

Birbirlerinin gözünün içine bakarak, sürekli sevgilerini belli ederek mutlu mesut yaşıyorlardı.

 

Çocukları olmamıştı ama bu eksikliği, dolu doyum sevgileriyle kapatıyorlardı. Hatta çocuksuzluk onları birbirlerine daha da kenetlemişti.

 

***

 

Ortanca kızı Şehnaz’ı da ilkokuldan sonra okutmamıştı Kurbani amca. Evine kadar gelerek “Şehnaz’ı ablası gibi yapma, mutlaka okut onu. Bu kızda gelecek var” diyen öğretmene rağmen.

 

Baba, Şehnaz’ı 20 yaşında “baş göz” etti. İkinci damat da polisti. İlk damadının tavsiyesi ile bu izdivaç yapılmıştı. İki damat arkadaştı.

 

Polis Hasan, bacanağından daha romantik çıkmıştı. Ümraniye Devlet Hastanesinin karşısındaki çiçekçiye 52 gülün parasını peşin vermişti ve -evlendikleri gün olan- cumartesileri akşam eve mutlaka bir gülle geliyordu. 

 

Şehnaz – Hasan çiftinin bir kızı doğdu. Çift, birbirlerine sırılsıklam âşık gibiydi; kız bu mutluluğun fiyongu oldu. 
Şampuan reklamlarındaki çocuklardan daha güzeldi Merve. 

 

***

 

Üçüncü kız Gözde, okumaya kararlıydı. Mecburi eğitimi ablaları gibi beş yıl değil sekiz yıl okuduğu için babasına karşı direnmeyi “başarmıştı.”

 

Babasının en sevdiği kızı liseye başladı.

 

***

 

2010 senesinde aile için iki önemli şey oldu:

 

Birincisi Kurbani amca emekliye ayrılıp faal hayattan çekildi.

 

İkincisi Gözde, Rus Dili Öğretmenliği okuduğu üniversitenin son senesinde hem evlendi hem boşandı.

 

Daha kötüsü, ailenin ne evlilikten haberi oldu ne boşanmadan. Affedersiniz, oldu elbette, olmaz mı? Oldu da iş işten geçtikten sonra yani.

 

Gözde ailesinden ayrı yaşıyordu ve herkes bu durumu kabullenmişti. 

 

***

 

Mahalle muhtarı, Gözde ile ilgili bir mahkemeden tebligat kâğıdını getirdiğinde Kurbani amca acıyla içini çekti:

 

- Yine mi boşanıyor?

 

***

 

Toyota otomobil, Bakırköy Adliyesinin otoparkında kendine bir yer bulunca, önden iki polis damat, arkadan iki kızı ile Kurbani amca indi.

 

Ailenin duruşma salonundaki gergin bekleyişi on dakika sürdü. Günün ilk duruşmasıydı. 

 

Kurbani amca, yan kapıdan getirilip sanık sandalyesine oturtulan dört kişi içinden kızını tanımadı önce.

 

Sonra üç kişilik hâkim heyeti ve savcı kürsüdeki yerini aldı.

 

Mahkeme başkanının sesi, kâtibinin tuşlara hızlı hızlı dokunuşunun belli belirsiz sesine karıştı:

 

-   Gözde Acar… DHKP-C üyesi olmak ve Alibeyköy’de iki polis memuru M.M. ve G.B’nin şehit edilmesi eylemine katılmakla suçlanıyorsun. Ne diyeceksin?

  • Öncelikle DHKP-C üyesi olmak bir suç değil, direnişin adıdır… 
  • Kurbani amca kızının sözlerinin devamını duymadı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.