Bozkurt Atatürk

A -
A +

Hürriyet Gazetesinin bir araştırmasını, anlatılmaz bir utançla ve şaşkınlıkla okudum. MHP İstanbul İl Başkanlığı Merhaba Yeni Yüzyıl isimli yayın organında, bir açıklama yapmış: Atatürk bir Bozkurttur demiş. Hürriyet Gazetesi de bazı tarihçilerimize, ilim adamlarımıza ve Atatürkçülerimize koşuşturup sormuş: "Atatürk gerçekten bir Bozkurt muydu?" Şimdi bazı ilim adamlarımızın, Atatürkçülerimizin (!) bu soruya verdikleri hazin cevaplara bakın: ¥ Prof. Kemal Alemdaroğlu (İ. Ü. Rektörü) "Şiddetle reddederiz. Atatürk Bozkurt değildi. Irkçı-Turancı değildi!" ¥ Dr. Orhan Koloğlu (Tarihçi-yazar) Bozkurt kavramı, milliyetçiliği ırkçı anlamda alan kesimin kavramıdır. Atatürk, şiddetle Türkiye sınırları içinde bir milliyetçilik taraftarıdır." ¥ Halil İbrahim Şahin (Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Bşk.) "Atatürk Şovenist aklın değil, özgür aklın önderidir. Bu bakımdan Atatürkçü düşünce sistemini Atatürkçe yorumlamak Atatürkçülüktür." ¥ Gürbüz Çapan (CHP Esenyurt Bld. Başk.) "MHP olsa olsa boz-kuş olur." ¥ Prof. Sina Akşin: "Evet o dönemde Bozkurt pullarda vardı. Efsanesi vardır. Ama bu iddia çok anlamsız. Atatürk barışçı ve ırkçı olmayan bir milliyetçiliğe bağlıdır!" ¥ Dr. Cemal Avcı (Başbakanlık Atatürk Araştırma Merkezi) "Türklük anlayışını, kafatasçılık olarak değil, kendisini Türk olarak nitelendiren herkesin Türk olduğu görüşünden hareketle geliştirmiştir. Atatürk 'Ben Bozkurtum' dememiştir." ¥ Hasan Ekinci (DYP Genel Bşk. Yrd.) "Her siyasi parti bunu kendine göre yorumlarsa çirkin olur. Atatürk, Atatürktür!" Bu araştırma bizim hem bazı ilim adamlarımızın, hem de Atatürk'ten hiçbir ışık almamış, Atatürk'ü okumamış, anlayamamış bazı Atatürkçülerimizin çapını göstermesi bakımından çok önemli. Çünkü bu açıklamaların hiçbiri doğru değil! Ya gerçeklerden çok korkan veya Atatürkçülüğü boş lâf söylemekten ibaret sanan fikirsiz, ufuksuz, çilesiz kimselerin keyfilikleriyle karşı karşıyayız. Çünkü: Atatürk, hiçbir şüpheye yer vermeyecek kadar bir Bozkurttur. Ve bütün Türk tarihi boyunca, Türk ırkını çok coşkun duygularla öven, yücelten tek devlet adamımız O'dur. Önce biz, bütün bu kişilere anlatmalıyız ki Bozkurt destanı başka, ırkçılık başkadır. Yani Bozkurt efsanemize inanan bir kimse katiyyen ırkçı olmayabilir. Bozkurt efsanesine inanmayan bir kimse de bal gibi ırkçı düşüncelerle yaşayabilir. Atatürk, Bozkurt destanımıza yürekten inanan ilk Cumhurbaşkanımızdır. Bozkurt efsanemize inanmayan bir cumhurbaşkanı, kurduğu cumhuriyetin ilk pullarına ve paralarına neden Bozkurt resmi koydursun? Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Milli Savaş Hikâyeleri kitabının hem kapağını, hem de her hikâye sonunu, bir bozkurtla süslemesi Atatürk'ten aldığı ilhamladır. Halide Edip Adıvar'ın Yeni Turan eseri, Ziya Gökalp'in: Turan, Ötüken Ülkesi, Altın Yurt, Ergenekon... gibi şiirleri, Ömer Seyfettin'in bazı hikâyeleri hep Atatürk'ün gösterdiği yeni hedefin güzel meyveleridir. Atatürk devri üniversite öğrencilerinin şapkalarında, Bozkurt kokartlarını merak edenler bana gelsinler ve Bozkurtlu şapka resimlerini görsünler. Anlaşılan bu kişiler, küçük yaştaki izcilerimize Atatürk'ün neden Yavru Kurt dediğini hiç düşünmemişler. Bunlar, Ankara Ulus Meydanı'ndaki Atatürk heykelinin eski kaidesine hiç bakmamışlardır. O eski kaidenin dört köşesinde, bronzdan yapılmış dört Bozkurt başının bulunduğunu hiç hatırlamamışlardır. Bu anlı-şanlı kişiler, anlaşılan Ankara Türk Ocağı binasına hiç gitmemişlerdir. Orada, Atatürk'ün oturduğu locanın tam karşısına, tiyatro sahnesinin alnına, kocaman bir Bozkurt başının yerleştirildiğini hiç farketmemişlerdir. Bu boş meydan kabadayıları, Atatürk'ün kurduğu Milli Eğitim Bakanlığı'nın üst katının CHP'li Ratip Tahir'in o meşhur Ergenekon tablosuyla en az 35 yıl süslendiğini akıllarına hiç getirmemişlerdir. Eski Milli Eğitim Bakanlığı'nın ikinci katına çıkanların kocaman bir Bozkurt resmiyle karşılaştıklarına hiç şahit olmamışlardır. Bu zat-ı muhteremler, Atatürk devrinin o meşhur Ergenekon tablosunun bugün Ankara'da Türk Ocağı'nda (Resim Heykel Müzesi'nde) bulunduğunu bilmek istemeyenlerdir. Çocuklarımıza, kendi okullarımızda kırk Yunan efsanesini öğretiyoruz. Kırk Yunan tanrısının savaşlarını, aşklarını ezberletiyoruz. Peki biz, kendi milletimizin efsanelerinden neden bu kadar çok korkuyoruz? Bu aşağılık duygusu neden? Bu hazretlerin, ne bir büyük gemimize Atatürk'ün 1926 yılında Bozkurt ismi koyduğundan haberleri vardır; ne de yazar H.C. Armstrong'un Atatürk'ü anlatan eserine: Bozkurt adı vermesinden. Bozkurt, bizim tarihimizde bir yol gösterendir. Ergenekon'da 400 yıl kalan soyumuza, daha geniş bir ülkeye çıkmak için yol gösteren bir ışık. Atatürk de Milli Mücadelemizin o zor, o karanlık günlerinde bize bir yol göstermedi mi? Onun Türk ırkıyla ilgili görüşlerini haftaya yazacağım. Yalnız bilinmelidir ki 7000 yıllık Türk tarihinde, Türk soyunu hiç kimse, hiçbir devlet ve hükümet başkanı Atatürk kadar övmemiştir. Onun bu vasfını bilmemek bilgisizlikten değilse ihanettendir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.