Yine Atatürk üzerine

A -
A +

Doğrusu, Atatürk konusunda yazmamaya kararlıydım. Ama Hürriyet Gazetesi'nin geçenlerdeki, biraz alaylı-biraz kalaylı bir araştırmasından sonra, tekrar yazmak mecburiyetinde kaldım. Atatürk'ü ilme, tenkide, hür düşünceye açık bir kimseyle saatlerce konuşmak mümkün; ama aynı konuda, bizim "Söyletmen vurun!" zihniyetli kafalılarla birkaç cümlelik bir görüşme bile imkânsızdır. Türkiye'de birtakım kimselere gidip sorsanız, mesela: "- Atatürk acaba kaç numara ayakkabı giyiniyordu?" deseniz size verecekleri cevap şöyle olacaktır: "- Atatürk ırkçı-turancı değildi! O, kafatasçılığa değil, özgür akla, özgür düşünceye önem vermiş bir kişidir!" Ne alakası var? diyeceksiniz. "Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı" tekerlemesi galiba böyle durumlarda söylenmektedir. Bildiğiniz gibi Turancılık, sınırlarımızın dışında kalan ve çok uzun yıllar hep esaret altında yaşayan soydaşlarımızın hürriyetlerine kavuşmalarını istemektir. Bundan daha tabii, daha insani, daha medenî düşünce ne olabilir? Kabul edelim ki Atatürk soydaşlarımızın istiklâllerine kavuşmalarını, bağımsız devletler haline gelmelerini istemiyordu. Peki ama bu düşünce Atatürk'e ne kazandıracaktır? Atatürk'ün büyüklüğü, kendi soyuna sırt çevirmesinden mi ileri geliyor? Azerbaycan ve Türkistan, daha 10 yıl öncesine kadar esaret altındaydı. Bugün bağımsız cumhuriyetlerdir. Lütfen söyler misiniz bana: Yeni Türk cumhuriyetlerinin Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Hür Dünya'ya ne gibi zararları dokunmaktadır? Biz, sosyalizmin veya Sovyet Rusya'nın hatırı ve menfaatleri için mi konuşacağız; yoksa milletimizin-devletimizin bugünü ve yarını için mi doğrulacağız? Bazılarına göre Atatürk "kafatasçı" değildir? Peki ya nedir-necidir Atatürk? Pilavcı-hoşafçı mıdır yoksa? Bu kişilere anlatmak elbette kolay değildir ama susmak da yanlıştır: 1- Yedibin yıllık Türk Tarihinde, Türk ırkını Atatürk kadar öven, yere göğe sığdırmayan ikinci bir devlet ve siyaset adamımız yoktur. 2- Türk milleti, mürekkep balıklarından ibaret bir topluluk değildir. Kafatası olmayan mahlûklar arasında solucanlar, sülükler ve mürekkep balıkları vardır. Irkî özelliklerimizi bilmekten neden bu kadar korkuyoruz? Türk ırkının özellikleri, kafatası resimleri ilk defa Atatürk zamanında, 1931 yılında yayınlanan tarih kitaplarımızda yer almadı mı? 3- Antropoloji insan ilmi demektir. Yani bir ilim konusudur. Antropologlar insanın kökenini, biyolojik özelliklerini araştırırlar. Herkes açsın okusun. Meydan Larousse'nin 1. cildinin 584. sahifesini orada şu satırları göreceklerdir: "Türkiye'de antropoloji öğretimine ilk defa İstanbul Üniversitesi'nde başlanmıştı. (1929) Daha sonra Atatürk'ün direktifiyle Ankara'da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde Ord. Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu'nun yönetiminde bir Antropoloji ve Etnoloji Kürsüsü kuruldu (1935)" Peki Etnoloji ne demektir? Türkçe sözlüğümüze göre etnoloji: "İnsanların ırklara ayrılışını, bunların nereden çıktığını, oluşumunu, yeryüzüne yayılışını, aralarındaki nitelikleri inceleyip karşılaştıran ve sınıflayan bilim, budun bilimi, ırkiyat"tır. Bugünkü ilim, inek ırkını, at ırkını, tavuk ırkını bile inceliyor. Yeryüzünde bir Türk ırkı varsa, biz kendi ırkımızın özelliklerini neden bilmeyelim? Necip Fazıl Kısakürek, İslâmı bilen bir mütefekkirimizdi. Büyük Doğu Marşı'nda diyordu ki: "Allahın seçtiği kurtulmuş millet Güneşten başını göklere yükselt" "Yürü altın nesli o tunç Oğuz'un Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun" Allah, Oğuz'un bu altın neslini nasıl yaratmış? Allahın seçtiği bu kurtulmuş milletin özellikleri ne? Birtakım kimseler, Atatürk'ün arkasına saklanarak Türk ırkını yok saymaya çalışıyorlar. Yanlıştır, ayıptır, yazıktır. 4- Atatürk'ün emriyle kurulan Türk Tarih Kurumu'nun birinci (1932) ve ikinci kongrelerini (1937) incelemeyenler, oralarda sunulan bildirileri okumayanlar Atatürk üzerinde ulu-orta konuşamazlar. O kongrelerde, Atatürk'ün huzurunda; Türk ırkının kafatası yapısı, tırnak, kirpik, saç, kulak özellikleri, kan grupları, bu kan gruplarının Anadolu'ya ve Balkanlar'a göre yayılışları incelenmiştir. Nedir bu? 5- Bu bazıları biliyorlar mı ki, Atatürk'ün en yakın arkadaşlarından Afet İnan, Atatürk'ün emriyle tam 64.000 kişimizin kafataslarını ölçerek incelemelerde bulunmuştur. Bu çalışmalar bastırılmıştır. Nedir bu? 6- Bu kişiler bilyorlar mı acaba, Atatürk'ün emriyle Ord. Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu, Selçuklu sultanlarının bile mezarlarını açarak bütün kemik ölçülerini milimi milimine ölçmüş ve bu çalışmalarını, kongrenin tebliğleri arasında resmen bastırmıştır da. Nedir bu? 7- Atatürk zamanında yazılan marşlarda, Türk ırkının büyüklüğünü haykırmayanlar var mı acaba? İşte Harbiye Marşımız... İşte İstiklâl Marşımız... Efendim? Bir şey mi buyurdunuz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.