AK Parti teşkilatı ne diyor?

31 Mart sonuçlarında en önemli sebep her ne kadar ekonomik meseleler olsa da, AK Parti teşkilatı bir nebze eleştirilerin hedefinde.

 

Tabana yönelik tepkilerin çoğunun haksız olduğunu, asıl problemin burada olmadığını düşünenlerdenim.

 

Teşkilattan ziyade, belediye meclis üyeliklerinden başlayarak, yukarıya doğru AK Parti amblemi altında ‘yetki’ üstlenen herkesin, üzerine yüklenen sorumluluğa halk nezdinde dikkat etmesi elzem.

 

Hep bahsettiğimiz ‘dava adamlığı’ hususu, milletvekilleri dâhil, parti ve hükûmet adına görev alan herkesin sorumluluğu…

 

Buna riayet edilmediğinde işte bakın neler oluyor!

 

***

 

Herkes bir şeyler söylerken, “Acaba teşkilat ne diyor?” diye düşünüyordum ki, önüme Bursa’dan bir not düştü.

 

Seslerinin duyurulması ricasıyla gelen bir nottu bu…

 

Şöyle diyor yazan kişi;

 

“AK Parti kurulurken ilk toplantıları Uludağ'da yapıldı ve günlerce partinin tüzüğü gibi birçok mesele Bursa'da masaya yatırıldı.

 

O günlerde adayların, meclis üyelerinin, milletvekili adaylarının ön seçimle belirleneceği ifade edilmişti.

 

Ancak bugüne kadar -birçok konuda olduğu gibi- adayların belirlenmesinde çok hatalar yapıldı.

 

AK Parti en dinamik parti. Yaklaşık 12 milyon üyesi var.

 

Partinin dijital üye sistemi ve seçim sonucu bildirme sistemleri bulunuyor.

 

Bu altyapıdan yararlanarak, parti yeni dönemde il başkan adayları ve ilçe başkan adaylarını belirlemede online olarak üyelerini oy kullanmaya çağırmalı. Kimseye isim dayatılmamalı.

 

Tabanın ve üyelerin en sevdiği, başarılı olacağına inandığı il başkanları, teşkilatlar ortaya çıkarsa daha muvafık olunur.

 

Bu sayede tabanda adalet duygusu güçlenir, teşkilat canlanır, yeni üyeler kazanılır.

 

Atama il başkanlarını gördük, bir de bunu deneyelim.”

 

***

 

Talep bu şekilde.

 

Elbette mesele sadece il başkanları ile bitmiyor, aynı şekilde belediye başkan adayları, milletvekili adaylarının da daha objektif yöntemlerle alınacak veriler neticesinde belirlenmesi gerekiyor.

 

Teşkilat, seslerinin yukarıdan daha fazla duyulmasını istiyor.

 

Elçiye zeval olmaz, bizden söylemesi.

 

 

 

***************

TÜRKİYE GAZETESİ 54 YAŞINDA

Yayın hayatına 1970 yılında Hakikat ismiyle başlayan, iki yıl sonra güzel ülkemizin ismini alarak, millî ve manevi değerlere bağlı çizgisinden hiç sapmadan bugünlere gelen gazetemiz, yarın 54 yılı geride bırakacak.
Yarım asrı aşan yayın hayatına kimsenin kıramadığı tiraj rekorları, kültür hazinemize kattığı sayısız eser gibi pek çok ilki sığdıran Türkiye gazetesi, güzel ülkemizin geçtiği badireli süreçlerde, sayısız sınavı başarıyla vererek bugünlere geldi.

Bunda elbette en önemli etken, bu kadar uzun süreçte sahibi hiç değişmeyen tek gazete olmasıydı.
Netameli dönemlerde kimi siyasetçiler oradan oraya savrulurken, ülkemizin en önemli yayın organı Türkiye gazetesinin hep milletimiz ve demokrasimiz için en doğru noktada sabit kalması kimilerinin işine gelmedi.
İçerisinde bulunmakla gurur duyduğumuz gazetemiz, onca haksızlığa ve dönem dönem siyasetin üzerine çalmaya çalıştığı karalamaya rağmen bugün gücünden hiçbir şey kaybetmeden, emin adımlarla yoluna devam etmekte.

Daha nice yıllara güzel gazetem.
Sana gönül veren okuyucularımızla beraber, hep birlikte nice yıllara…