Ödünç ve âriyetin farkı nedir?

A -
A +
Sual: S. Ebediyye'de, (Ev, dükkân, hayvan gibi kıyemî olan, yani misli [benzeri] bulunmayan şeyleri ödünç vermek fasiddir, kullanmak haram olur) deniyor. Bunları âriyet olarak vermek gerekiyormuş. Ödünçle âriyet arasında ne fark vardır?
CEVAP: Ödünç, çarşıda misli, yani benzeri bulunan her şeyi, belirsiz bir zaman sonra yani zaman tayin etmeden, misli geri verilmek üzere alınan para veya maldır. Buna (Karz-ı hasen) de denir. Bugün verip yarın istenebilir. Mesela ekmek, yağ, pirinç, tuz gibi şeyleri alan, yerine aynı miktarını verir.
Âriyet ise, bir malın menfaatini, kullanılmasını bedelsiz olarak vermek demektir. Mesela birinin evinde, bir ay ücretsiz oturulabilir, her şeyi kullanma yetkisi verilmişse, her şeyini kullanabilir. Atını, arabasını alır, bir hafta veya anlaşması ne kadarsa, o kadar gün kullanabilir. Birinin gelinliği âriyet olarak alınıp kullanılabilir. Fabrikasyon gelinlik ödünç de alınıp verilebilir. Eğer alınan gelinlik, kıyemî bir mal yani benzeri çarşıda bulunmayan özel bir şey ise, ödünç alanın bunun kıymetini ödemesi lazımdır.
(Şu yerlerde, şu zamana kadar, şu şekilde kullanabilirsin) diye âriyet vermek de caizdir.
Bir evi, dükkânı âriyet olarak alan, kiraya ve rehine veremez. Sahibi isteyince veya sözleşmedeki müddeti bitince, âriyet alınan şeyin geri verilmesi lâzım olur.
Âriyet olarak kullanılmak üzere alınan mal, işi bitince sahibine verilir. Ödünç alınan mal ise, harcanır, tüketilir. Yerine aynı cins maldan verilir.

ŞEREF-ÜL MEKÂN BİL MEKÎN

Sual: Bazı kitaplarda, (Şeref-ül mekân bil mekîn) hadisi geçiyor. Bu ne demektir?
CEVAP: Bu ifade, (Bir mekânın, bir yerin şerefi içindekilerle ölçülür) demektir. Bir mekânın şerefli olması, içindekilerin şerefli olması demektir. Bir yerin içinde olanlar mübarekse, o yer mübarektir. Kâfirlerin, fâsıkların bulunduğu yer mübarek olamaz. Sâlihlerin bulunduğu yer mübarektir. Câmiler ise istisnadır, onlar zaten şerefli mekânlardır. Mekke ve Medine de böyle istisna olup, onlar da şereflidir.

İMAM OLMAYA NİYET

Sual: Tek başına farz kılana, bir başkası uyabilir mi? Uyarsa cemaat sevabı alır mı?
CEVAP: Farzı kılan kimseye, kadın uyamazsa da, erkek uyabilir. Cemaat sevabı da alır. İmam olan kimse ise, imam olmaya niyet etmediği için cemaat sevabı alamaz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.