"Kutlu Doğum Haftası" etkinlikleri!

A -
A +

Her Peygamberin ümmeti, kendi Peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştır. Muhammed aleyhisselamın doğum günü de, Müslümanların bayramıdır. Peygamber efendimiz nübüvvetten sonra, her yıl, bu geceye önem verirdi. Bu gecede, Eshabı kiram, bir yere toplanıp, Efendimizin doğum öncesi ve sonrası mucizelerini okurlar, anlatırlardı. Bunun için dünyanın her tarafındaki Müslümanlar, her sene, bu geceyi, mevlid kandili olarak kutlayarak, her yerde "Mevlid kasideleri" okunarak Resulullahı hatırlatılmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı da, bu maksatla, Hazreti Peygamberin doğumunu, Kameri Takvime göre Rebi'ül Evvel ayının 12. gecesinde camilerde mevlit, Cuma günü de hutbe okunarak ve vaazlarda konu halkımıza anlatılarak Mevlid Kandili'nin kutlanmasının yanı sıra, Peygamberimizin Miladi doğum günü kabul edilen 20 Nisanı içine alan haftada "Kutlu Doğum Haftası" etkinlikleri yapmaya başlamıştır. ÖRNEĞİ OLMAYAN UYGULAMA! Diyanet'in iyi niyetle de olsa yaptığı bu yeni, geçmişte örneği olmayan uygulama; bazı karışıklıkları, yanlışlıklara hatta Müslümanlar ile alay edilmesine sebep olmaktadır. Şöyle ki: 1- Bu sene, 23 Nisan'la çakışmaması için, bir hafta öne çekilen, "Kutlu Doğum Haftası" ile ilgili, yazılarında bazı İslam karşıtı yazarlar, "Hazreti Peygamberin bir sene içinde iki doğum kutlamasının yapılması akla uygun değildir. Kutlama yapılacaksa hicri yıla göre mi yoksa miladi yıla göre mi kutlayacaklar önce buna karar versinler. Dünyanın hiçbir yerinde, aynı şahıs için iki dogum günü kutlama yapılmaz!" türü ifadelere yer verdiler. Ayrıca, pek çok sade Müslümanın da kafası karışmış durumda. "Biz kendimizi bildiğimizden beri, Peygamberimizin doğum gününü, Mevlid Kandili'nde kutlarız. Kutlu Doğum Haftası da nereden çıktı. Eski köye yeni adet mi getiriliyor" diyorlar. Çünkü, dini günler ve gecelerin sadece hicri yıla göre yapıldığığını biliyorlar. 2- Buna rağmen eğer, Kutlu Doğum Haftası, miladi yıla göre yapılacaksa, bu kutlamaların Resulullahı anmanın şanına uygun bir şekilde olması lazım. Peygamberimizi övmek ibadet olduğuna göre, kutlamaların ibadet sınırları içinde olması gerekir. Diyanet İşleri başkanlığının kutlama pragramının 9. maddesinde, "Başkanlığımız Türk Tasavvuf Musikisi Korosu hafta içinde konserler verecektir" denilmektedir. Yine, Programda; tiyatro gösterileri sergileneceği, Nasreddin Hoca'dan fıkralar anlatılacağı bildirilmektedir. 14 maddelik, etkinlik sıralamasında "ibadet" kapsamında değerlendirebileceğimiz etkinlik sayısı çok az. İl müftülükleri daha da renklendirmişler; İzmir'de, davullu zurnalı yağlı güreşler, mehter ve folklor gösterileri de eklenmiş programa. Şimdi bu etkinlikleri, ibadet kapsamında mı, eğlence kapsamında mı değerlendireceğiz? Yoksa ikisinin karışımında mı, yoksa niyete göre mi, değerlendirilmesi istenecek? UYGUN OLANI "ANMA HAFTASI" 3- Dikkati çeken başka bir husus da; gerçek doğum günü olan Mevlid Kandili kutlamaları; kandil gecesi mevlit okutmak, Cuma hutbelerinde ve vaazlarda bahsetmekle sınırlı iken; Kutlu Doğum'un, bir hafta süre ile, Mevlid Kandili programı ile mukayese edilemeyecek zenginlikte kutlanmasıdır. Bu uygulama ister istemez insanın aklına şu endişeyi getiriyor: Ya zamanla, gerçek doğum günü olan, Mevlit Kandili unutulur, bunun yerini Kutlu Doğum Haftası alırsa ne olacak? 4- Bu konuda şöyle bir orta yol bulunabilir: Ya bu, Kutlu Doğum Haftası, hicri yıla göre olan doğum gününü yani mevlid kandilini içine alacak şekilde yapılır, ya da, Miladi doğum gününe denk gelmeyecek bir haftada, doğum günü değil de "Anma Haftası" şeklinde düzenlenir. Bu hafta da, konserli, eğlenceli değil, Resulullahın şanına yakışır bir anma programı ile yapılmalıdır. Maksat, Peygamberimizi anmak ise, onun büyüklüğünü, yüceliğini, son peygamber olduğunu hatırlatmak ise zorlama "Kutlu Doğum Haftasına" lüzum yoktur. Yılın herhangi bir haftasında bu pekala yapılabilir. Böylece kimsenin kafası da karışmamış olur. Hem de yapılan iş dine uygun olur!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.