Kürt sorunu ve PKK

A -
A +

Dünkü gazetelerin hepsinde benzer bir haber vardı. "PKK'nın saldırıları Başbakan'ın yurt dışı gezilerine, özellikle Obama ile görüşeceği tarihlere denk geliyor" tespitinde bulunmuş haberci arkadaşlarımız. Doğru, Başbakan ne zaman Obama ile görüşecek olsa ve küresel bir platforma katılacak olsa, PKK Türkiye'yi içine kapanmaya kendi derdi ile uğraşmaya zorlayacak bir girişimde bulunuyor. Türkiye'nin küresel sorunlarla ilgili inisiyatif almasını engellemeye çalışıyorlar. Herhalde biraz da ağababalarının taşeronluğu bunu gerektiriyor. Başbakan Erdoğan'ın G20 zirvesine Suriye sorununu, Gazze sorununu taşımasını istemiyorlar. Başbakan Erdoğan'ın ve Türkiye'nin uluslar arası kurumlardan Suriye ile ilgili bir karar çıkarmasını ve bu karara Rusya gibi, Çin gibi ve ABD gibi ülkelerin Başkanlarının desteğinin sağlanmasını engellemek istiyorlar. "Sen iç sorunlarınla uğraş" mesajı veriyorlar. Bu nedenle hep diyoruz ki, "PKK Kürtler için savaşan bir örgüt değil. PKK Kürtlerin sorunlarını istismar ederek oradan kendine eleman ve lojistik destek sağlayan, ama uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı ticareti yapan, bazı ülkelerin taşeronluğuna soyunmuş bir örgüt." Kürtler bir nebze PKK'nın umurunda olsa, şöyle bir dönemde PKK böyle bir saldırıyı yapar mıydı? Dağlıca'da 8 canımızı verdik. Bu ne ilk ne de son olacak. Şunu iyi bilmemiz gerekiyor; Kürt sorunu konusunda hangi olumlu adımı atarsak atalım, hangi reformu yaparsak yapalım, PKK silah bırakmayacaktır. Fırsat bulduğunda da kan dökecektir. İster Kürtçeyi seçmeli ders yapın, ister ana dilde eğitimi başlatın, ister Kürt kimliği ve kültürünü anayasal güvenceye alın, PKK yine silah bırakmaz. Bu nedenle Kürt sorununu çözsek de PKK sorunumuz devam edecek. PKK saldırıları olsa da, olmasa da Kürt sorununu çözelim. Ama bilelim ki; PKK dayak yemeden, köşeye sıkışmadan, imha korkusu yaşamadan silah bırakmaz. PKK iki şekilde silah bırakır. Ya bırakmak zorunda kalır ya da; örgüt liderleri ve suça bulaşan teröristler dahil genel af çıkarırsınız, Öcalan'ı serbest bırakırsınız. Bunlar da yetmez. PKK'lıların ve lider kadronun Doğu ve Güney Doğu'yu özerk yapılar halinde yönetmelerine razı olursanız belki Türkiyeli PKK'lılar silah bırakır. Ama Suriyeli, İranlı hatta Ermenistanlı PKK üyeleri silah bırakmaz. Biz bir taraftan Kürt kökenli vatandaşlarımızın taleplerini AB standartlarında karşılayalım diğer yandan da ülkemizin tüm imkanlarını seferber ederek terörle mücadelemizi sürdürelim. Bilelim ki, terörle mücadele uzun soluklu bir iş. Ayrıca kayıp vermek, şehitler vermek bu işin doğasında var. Keşke hiçbir evladımızın burnu bile kanamasa. Ama silahlı bir terör örgütü ile mücadele ediyorsanız kayıplarınız olacaktır. Unutmayalım, Kürt sorununun çözümü PKK'ya olan desteği azaltır ama terörü bitirmez. Terör devam eder ama halktan eleman ve lojistik destek alamaz. Zamanla marjinal hale dönüşür. Şu anda hükümet bir yandan Kürt sorununun çözümü konusunda cesur adımlar atarken diğer yandan devletin bütün imkanlarını kullanarak PKK'nın üzerine gidiyor. İşimiz zor ama doğru yoldayız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.