Galatasaray ve Burak!..

A -
A +

Sanki "dünya sonu"; bakıyorum, "en başta Galatasaraylılar" Beşiktaş maçı sonrasında sanki kaleme, kağıda "eleştirmek için değil, yok etmek için" sarılmışlar; insaf, daha mevsim başı; geçen senenin başını hatırlayan yok mu?.. Dahası, Real Madrid'e bir bakın, Milan'a bir bakın!.. "Hocasıyla, neredeyse bütün oyuncularıyla yerden yere vurulan bir takım", oynadığı futbolla daha ilk yarıda Beşiktaş'ı hem de İnönü Stadı'nda en az 4'lük etmez miydi; etseydi, bilmem ki, "neler" yazacaktık?.. Bir maçta, üç maça bile zor sığacak "3 hatalı gol yeme" talihsizliğine uğrayan ve "bundan çıkaracağı derslerle, hatalarını da azaltabilecek güçte olan" bir takımın, gene de 90 dakika "galibiyet için" mücadeleyi bırakmaması ve uzatma dakikalarında bile gol araması, bilmem ki, "bir başka" maçın mı görüntüleriydi?.. Evet, geçen hafta da yazdım, "Galatasaray, henüz bol hata yapan bir takım", ama "doğruları" da fazla, "gücü" de fazla olan bir takım; hatalarını azalttıkça, "o doğrular ve o güç" Galatasaray'ı "Türkiye'nin en iyi futbolunu oynayan takımı" yapacaktır; geçen seneki gibi!.. Bunca hataya rağmen "Galatasaray'ın oynadığı futbol", aslında "Terim'in oynatmak istediği futbolun" pırıltılı işaretlerini bol bol veriyor; Terim'in takımı "oynatmamak değil, oynamak üzerine kurulu ofansif oyun stratejisini", çok değil, eylül ayı sonlarında herkese seyrettirecek; bugün bile Beşiktaş deplasmanının ilk yarısında keyifle izledim, sarı-kırmızılı takımı!.. Eleştirmek; elbette; "mevsim başı" Galatasaray'ının, "her takım gibi", futbol eksikleri var, oyun hataları var, ama "böyle" bir takımı, "Esad'ı ve ordusunu eleştirir gibi eleştirmek", işte o, pek insafa sığmıyor!.. İşte benim gördüklerim: Muslera, "aylardır magazin sayfalarına manşetler oluşturacak" görüntüler veriyor; "gece hayatı" konusunda büyük şüpheler var; sahadaki görüntüsü de "bu şüpheleri doğrular" nitelikte, ama ne yazık ki, "yedeği" Ufuk için de "benzer" söylentileri duyuyorum; Terim Hoca duymuyor mu?.. Melo'nun, hele hele Hamit'in de "hazır olmadıkları" ortada; ama Terim "mevsim başı olduğu için", tecrübeli bir hoca olarak "onları antrenmanda değil, maçta oynayan adam olarak" hazırlamak istiyor. Hamit geçen sezonu "hemen hemen parmakla sayılacak kadar az sayıda maç yaparak geçirdi"; form tutması, takıma adaptasyonu, "yaşı gereği" biraz zaman istiyor; "Galatasaray'daki ilk maçı ile Beşiktaş maçındaki futbolu arasındaki fark", gösteriyor ki, "gerçek Hamit'i görmek için" ekim ayını beklemeyeceğiz; Melo da öyle!.. Amrabat'ın uyum sorununun çözümü daha zor görünüyor; sorun, "Galatasaray'daki sistemin bir dişlisi olana kadar" sürecek; Kayserispor'daki "kendi başına ve istediği gibi oynama lüksü", Galatasaray'da olmayacağı için, onun da "alışma dönemi geçireceği" ortada; biraz sabır!.. Umut'tan, Emre'ye, Eboue'den Selçuk'a kadar "diğerleri için" bir-iki maç sonra "Avrupa maçlarına bile hazır hâle gelecekler" demek, hata olmaz!.. Geçen sezonun ortasından beri, "takımın en iyileri arasında olan" Hakan'ı, "bir maçta yaptığı hata sebebiyle böylesine harcamak" bilmem ki, "neye hizmet"; her an sakatlığının tekrarlaması ihtimalinin ve yedeğinin olmamasının bir oyuncuyu "nasıl strese sokabileceği" bile düşünülmüyor!.. Beşiktaş maçının "en büyük hayal kırıklığı", Burak'tır; utanç verici bir gösteriyle, bir "penaltı kararı gasp etmiş" ve bu penaltı Galatasaray'a "bir puan getirmiştir"; bana göre "suçu", Engin'in çok ötesindedir ve ne yazık ki, Burak bunu hep yapmaktadır!.. Burak, "bu çirkin aldatmacası ile", sadece "kulüplerinin içinde bulunduğu durum" sebebiyle gerçekten "zor günler geçiren" Beşiktaşlı futbolcu arkadaşlarının onca emeğine, terine, "alkışlanacak" mücadelesine ve alacakları puanlara göz dikmekten öteye, maçı "iyi yöneten" Bülent Yıldırım gibi bir hakem için de "son derece çirkin sözlerin sarf edilmesine, yorumlar yapılmasına" sebep olmuştur; onu, "yardımcı hakemin ikazı ile çaldığı düdük" yüzünden, "sporu ve spor ahlâkını lekeleyen" kendi suçuna ortak yapmıştır; bu, hangi vicdana sığar?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.