Dışarıdan bir göz

A -
A +

Hugh Pope, Wall Street Journal'ın eski Türkiye temsilcisi.

987'den beri Türkiye'de yaşıyormuş.
Türkçe'yi, Arapça'yı, Farsça'yı akıcı şekilde konuşuyormuş.
Bir mülakatında bir gruptan bahsederken şöyle bir tespitte bulunmuş:
"Oysa Türkiye'de kimse birbirine güvenmiyor. En büyük sorunları güvensizlik olan bir toplumda bu kadar birbirine güvenen bir topluluk elbette güçlü olur."
Pope, Uluslararası Kriz Grubu isimli bir düşünce kuruluşunun Türkiye Masası Şefi.
Dışardan bakabilen bir göz olarak, en büyük dertlerimizden birinin güvensizlik olduğunu söylüyor.
Encümeni Daniş üyesi büyüklerime yıllar önce, tv dizilerini seyredin, sizin ele aldığınız, tartıştığınız konulardan daha önemli dedim, kaale almadılar.
....
Geçmişte olduğu gibi, "Diyanete söylensin, iki tane cuma hutbesi bu konuya ayrılsın" gibi bir tavsiye ile...iki cuma üst üste, "aziz cemaat birbirinize güvenin" demekle aşılacak bir problem değil.
En az altı aylık bir çalışma ile güvensizliğin sebeblerine inilebilir.. O da belki.. Yani çok uzman insanlardan profesyonel yardım alınırsa..
....
Ertuğrul Zekai Ökte, Psikolojik harp deyince bizde  akla gelen ilk isim.. O da verdiği bir mülakatta; "psikolojik harekâtı Türkiye'de ben başlattım, Toplumla İlişkiler Başkanlığı'nı kurdum. o zaman bilinmiyordu. Psikolojik harekâtı Toplumla İlişkiler Başkanlığı yapar. Gizli kısmını MİT yapar. İçeriye, halka karşı da yapılıyor. Her türlü vasıta kullanılır. Medyayla da yapılır. Medyanın yüzde 80'i psikolojik harekât yapıyor" demişti.
O zaman yüreğimize su serpilmişti. Emin ellerdeyiz gibi bir duyguya kapılmıştım. Sonra o dairede görev yapanların sağa sola serpiştirilmiş hatıralarını okuyunca hayallerim yıkıldı.
Üç beş çizgi film denetimi, diyanete iki hutbe tavsiyesi, rutin talimatlar..
...
Belki müdahil oldukları dizi senaryoları vardır.. Bu müdahale ne getirmiştir, ne götürmüştür, kime götürmüştür bilmiyorum.
Gün bugündür.
Buyurun, sergileyin marifetinizi.. Toplum önce karamsarlıktan kurtulsun..Sonra biribirine güvenecek hale gelsin.

YAVAŞ YAVAŞ
Bu adam (Hernando De Soto) dünyanın 20 önemli düşünüründen biri kabul ediliyormuş.
120 kişilik ekibi ile bugüne kadar 25 ülkede çalışma yapmış, Türkiye'de de çalışmak istiyormuş.
İlgi alanı, kayıtdışı sistemin kayıt altına alınması.
Kendi ülkesi Peru'da 70 milyon dolarlık bir harcama ile sisteme dahil ettiği ölü sermaye sayesinde fakirlerin 10 milyar dolar kazandığını söylüyor.
Üçüncü Düya Ülkeleri'nin gelişmemişliğini  oturmamış mülkiyet sistemine bağlıyor.
Peru, Güney Afrika, Haiti, Mısır gibi ülkelerde yıllarca süren çalışmaları sonunda, fakir ülkelerde fakir insanların elinde muazzam bir değer olan ölü sermayenin sisteme nasıl kazandırılacağını formüle etmiş. (İstanbul konferansının konusu da Gelişmede Mülkiyetin Gizli Rolü'ydü.)
De Soto, ölü sermayeyi 9. 3 trilyon dolar olarak tahmin ediyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.