Suriye kimin iradesine muhtaç

A -
A +

"Ortak devlet aklı" deyince içinde kimlerin tuzu biberi var?

Ortak devlet aklının da pişmanlığı olur mu?
Yani herhangi bir konudaki karardan sonra durum değerlendirmesi yaparken şurada şöyle bir yanlış yaptık veya acele ettik, keşke etmeseydik.. Şöyle telafi edebiliriz, veya bir yola girdik bedeli ne olursa olsun ödenecektir gibi kararlar alırlar mı?
Ben yapıyı bilmiyorum.
Zaten bu girizgâhı da biraz sonraki fantezi sorum için yaptım. Farz-ı muhalli soruları severim.. Konuları daha rahat anlamama yardımcı olur.
...
Suriye'de olaylar 2011'in ocak ayında başladı. İki seneyi devirdi.
Ben şahsen bu iş neden bu kadar uzadı sorusuna net bir cevap bulamadım. Resmî cevaplar var.. Net olarak şu sebepten bu kadar uzadı, çözümü de şu, çözüme giden yolu tıkayan sebepler bunlar, diyene rastlamadım.
Ne zaman ve hangi şartlarda sonlanacağına dair ipuçları da yok.
Yolun bir yerinde ya da başında bir hesap hatası yaptığımızı, öngöremediğimiz pürüzler çıktığını düşünüyorum.
Çıkıp kamuoyuna açıklamalarını beklemiyorum.
Ama kasedi başa sarma imkânı olsa 2011'in başına gidip bugünleri görmüş biri olarak tekrar gelme imkânımız olsa mesela Dışişleri Bakanımız aynı yollardan buraya gelir mi?
Bakanımız derken ortak akılla alındığını farz ettiğimiz kararların uygulayıcısı (veya koordinatörü) olarak gördüğümüz için soruyorum.
Yoksa bu iki yıllık süreçte şu yanlışlarımız, acelemiz, hesaba katmadığımız işler oldu. Biraz farklı yollardan gelirdik, der mi?
Bizi yarı yolda bıraktılar diyebileceğimiz bir taahhüt de yoktu ortada. Biz bir adım öne çıkma merakıyla veya hesabıyla beklenti içinde olduklarımızın önüne geçtik.. Birkaç adım attıktan sonra dönüp arkamıza baktık gelen giden yok. Bir adım geri çekilip, önden buyurun deme imkânımız da yok.. Makas değiştirmek de kolay değil. Aşağısı sakal yukarısı bıyık dedikleri böyle bir şey..
Bu olaylar Suriye'de değil de Mısır'da olsaydı, ne kadar uzarsa uzasın nihayetinde bu bir insanlık ayıbıdır, bu drama son verin üstümüze düşen neyse yapmaya hazırız, demeçleriyle beklemek kolaydı. Suriye yanı başımızda.. Bir kısmı akraba.. azımsanmayacak bir kısmı mülteci. Bekledikçe yara kabuk bağlamıyor habire kanıyor. Tampon bölge, uçuşa yasak bölge, BM kontrolündeki bölge taleplerini dikkate alan yok. Bu saatten sonra gelenleri geri gönderme imkânı hiç yok. Gönüllü gidenler ise aleyhte propaganda.. Ortada bizimle ilgili bir karar da yok. Talep eden durumundayız. Talepte bulunmak için ortak akla ihtiyaç var mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.