Sanayici ve çiftçide para var mı?

A -
A +
Türkiye ekonomisinin büyümesi gerekiyor. Bunun için de eli taşın altında olanların para kazanması lazım. O da ancak reformla mümkün...

Türk sanayici ve çiftçisi hayatından memnun mu? Daha doğrusu eline para geçiyor mu? Öyle ya; bu işler para için yapılıyor?
Gezici Araştırma Şirketi bir araştırma yapmış. Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinde bin 292 kişi ile yüz yüze yapılan bu araştırmada enteresan sonuçlar çıkmış.
"Zorunlu harcamalar çıktıktan sonra elinizde para kalıyor mu" sorusuna cevap veren çiftçilerden yüzde 88'i "hayır" cevabını vermiş. Mazot, gübre ve tohum başta olmak üzere girdi maliyetleri yüksek iken üretim yapılır da elde para kalır mı?
"Hane üyelerinizden göç eden oldu mu" sorusuna çiftçilerin üçte biri "evet" demiş. Çiftçi para kazanmadığı için tarımı bırakıyor. Ki, pek de haksız sayılmazlar hani. Şehirde iş bulacağını bilse, daha da fazla olur bu oran. Bu da başka bir gerçeği güzel ülkemin.
Çiftçilerin yüzde 66'sı "tarla tarımından çok hayvancılığa önem verilmeli" demiş ve "devlet desteklerinin arttırılmasını" istemiş.
Yüzde 22'si ise "toprağın eskisi gibi verimli olmadığını" ifade etmiş. Gübre pahalı iken kim toprağın ihtiyacı olan gübreyi atar ki?
Sanayicinin durumu da pek parlak değil; onu da söyleyeyim. Kârlılık oranları düştü bir kere. Piyasada vahşi rekabet kuralları geçerli. Yatırım yapan, vergisini vaktinde ödeyen işletmelerin merdiven altı piyasa ile rekabet etme durumu var bir de. Ki, sanayiciye reva görülen en ağır cezadır bu.
Şartlar böyle olunca sanayici mutlu olabilir mi?
Vergi reformu yapıp sanayiciyi rahatlatmanın ve kayıt dışını kayıt altına almadan onun yüzünü güldürmenin imkânı yok. Teşvik sistemini  gözden geçirmenin ve sektör bazlı teşvikleri devreye sokmanın vakti geldi de geçiyor bile.
Türk sanayicisi daha kârlı diye gayrimenkul yatırımlarına yöneldi. Ev ve iş yeri satın alıp kazancını arttırmaya bakıyor. Bu da sanayinin küçülmesi anlamına geliyor tabii. Yatırımcıyı heyecanlandıran teşvikler uygulanmalı ki, sanayici para ve ilgisini işini büyütmeye yönlendirsin.
Hasılıkelam, Türkiye'nin istihdam ve ihracatı arttırmak için reformlar yapması ve yeni kalkınma stratejisi hazırlaması gerekiyor.
Peki, Davutoğlu Hükümeti yapabilir mi bunu? Yapar; hem de bal gibi yapar. Ülke dinamikleri bu reformları gerçekleştirmeye müsait çünkü.
Ayrıca, yabancı yatırımcı alternatifi var bir de. Türkiye onlar için hâlâ cazibe merkezi ve yabancı sermayenin iki isteği var: 1) Güven 2) Asgariye inmiş bürokrasi.
İç ve dış şartlar her ne kadar çetin ise de Türkiye bu zorlukların üstesinden gelme tecrübe ve kabiliyetine sahip. Yeter ki, uzun vadeli stratejiler geliştirip uygulasın. Çiftçi ve sanayiciye moral verilsin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.