Tadında bırakın

A -
A +

 Türkiye ekonomik alanda müthiş bir performans sergilerken, yatırımlarda, ihracatta, özelleştirmede, borsada rekor üstüne rekorlar kırılırken, Başbakanın ABD'de en iyi şekilde ağırlanıp uğurlandığı bir dönemin arifesinde yaşadıklarımıza bakıp "ne oluyor?" dememek mümkün değil. Sıradan çevreci bir hareket amacından sapıp hangi noktalara geldi? Her şey bu kadar iyi giderken, masum vatandaşlar bir yana Ergenekonculara, Baascılara ve marjinal örgütlere bu fırsatı, bu can suyunu kim, neden verdi? 30 yıldır millete ve ülkeye kan kusturan PKK'yı bile Türkiye'yi terk etmeye ikna edebilen bir hükümet ne oldu da; 300-500 eylemciyi ikna edemedi ve aşırı uçların bu durumu sonuna kadar istismar etmesine yol açtı? Konu çevreye olan duyarlılıktan çıkıp 'içinde polis var' iddiasıyla ambulans yakmaya, kamu malını kırıp dökmeye, sokakları savaş alanına çevirmeye, cam-çerçeve indirmeye, televizyon binalarını taşlamaya, muhabirleri tartaklamaya ve protestolara katılmayan insanları rahatsız etmeye kadar geldi. Bazı uygulamalardan rahatsız olan sıradan vatandaşlar, muhalif sendikalar, odalar, marjinal örgüt ve gruplar ile hükümeti önünde engel gören ve eski Türkiye özlemi taşıyanlar dahil herkes, sağındaki solundakine bakmadan sokağa döküldü. Bu insanların içinde uygulamalara itirazı olanlar var, geleceğe ilişkin endişeleri olanlar var, bu durumu istismar edip hükümeti köşeye sıkıştırmak isteyen muhalifler var, otopark mafyasından tutun da hükümeti ve başbakanı çıkarlarının önünde engel olarak gören işadamları, medya patronları ve rantçılar dahil birçok kesim var.

Hükümetin yapması gereken en acil iş, olup biteni doğru okuyup bir özeleştiri yapmak ve toplumsal algıyı doğru yönetmektir. Muhalefet partilerine düşen sorumluluk ise tahriklerden kaçınıp kendi tabanlarını sükunete davet etmektir. Ülkenin güvenliği-bekası ve istikrarı tehlikeye düştüğünde; tüm siyasetçiler sorumlu davranmak ve sorumlu bir üslup kullanmakla mükelleftirler. Vatandaşlarımız bu işi tadında bırakmalı, marjinal gruplarla aralarına mesafe koymalıdırlar. STK'lar, odalar, meslek kuruluşları ve siyasi partiler gerginliği azaltacak tavırlar almalıdırlar.
İtirazı dile getirmek, rahatsızlığını duyurmak demokratik bir haktır. İktidarın uygulamalarından memnun olmayanlar itirazlarını dile getirdiler. Bunu herkes gördü ve anladı. İşi tadında bırakmak lazım; bundan sonrası ülkemize-milletimize, ekonomimize, birlik ve dirliğimize zarar verir. Yabancı istihbarat servislerinin ve Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Ebeveynler çocuklarına sahip çıkmalı. Artık sabır ve sağduyu vakti geldi. Provokasyonlar ve şiddet asla bir hak, bir özgürlük olamaz. Şiddet içeren gösterilerden herkes uzak durmalıdır. Eğer amacınız ikaz ise o ikazı herkes aldı. Gerisi seçim sandığına bırakılacak bir iştir. Unutmayın ki 4 bin kişi veya 40 bin kişi koca bir şehri huzursuz ediyorsa 4 milyon kişinin sabırlı ve sağduyulu davranmasının sonucu kötü olaylar olmuyordur, olmasın da inşallah.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.