Maksat hasıl oldu ama...

A -
A +

 Gezi Parkı eylemlerinde maksat hasıl olmuştur. Hükümet verilen mesajları almış ve gerekli dersleri çıkarmıştır. Kendisini ötekileşmiş hisseden herkes mesajını vermiştir. İnsanların bir bölümü hayat alanlarına müdahale edildiğini düşünüp "bu alanı" savunma refleksi göstermiştir. Fay hattında biriken enerji açığa çıkmıştır. Ama maksat hasıl olduğu halde olayları devam ettirmenin anlamı nedir? Gösterilerde tansiyon düştüğü ve makul insanlar evine, işine döndüğü halde; Beyaz Saray'dan dördüncü açıklamanın gelmesinin, İngiliz basınının kışkırtıcı haberleri artırarak vermesinin ve olaylardan çok önce yabancı ajansların canlı yayın aracı kiralamasının herhalde bir anlamı vardır.

Verdikleri mesajın alındığını hisseden insanlar eylemleri sonlandırmışlardır. Eylemleri devam ettiren iki kesim var. Bu kesimlerden biri CHP, İP ve onların paralelindeki sendikalar, STK'lar ve odalar. İkinci kesim ise marjinal örgüt ve gruplar. Kamuoyu anketlerinde önümüzdeki seçimlerde AK Parti'nin açık ara önde olduğu gözüküyor. Sandıktan umutsuz olan siyasetçiler seçim öncesinde AK Parti'yi zayıflatmak için olayların devamından yanalar. Birileri gösterileri hükümeti devirmeye yönelik bir başkaldırıya çevirmeye çalışıyor. Bu tercih, demokrasi dışı yöntemlerden medet ummaktır. Gösterileri çatışmaya dönüştürme gayretleri var. Korna çal, tencerene vur, ışığını aç-kapat, slogan at ama yol kesip araçları tekmelemek, mahalle aralarında terör estirmek bizi başka bir yere götürür.Hükümete mesaj vermek, uyarmak başka bir şey, hükümeti devirmeye veya seçimlere yaralı şekilde girmesini sağlamaya çalışmak başka bir şey. Sokakta şiddeti ve vandalizmi bir yöntem haline getirenlere karşı kimse müsamaha gösterilmesini beklememelidir. İçerde veya dışarıda birileri Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi sokak yoluyla alaşağı etmek istiyor. Meşru yollardan umutlarını kesmişler. Ama iktidar sokakta değil sandıkta aranır.Türkiye demokratik bir ülke, burada seçimle gelen seçimle gider. Bu ülkede iktidar hür ve serbest seçimlerle el değiştirebilir.
Gürültücü azınlığın sesi duyulmuş ve anlaşılmıştır. Bu gürültücü azınlık sessiz çoğunluğu yok saymakta ve sabrını test etmektedir. Günü geldiğinde sessiz çoğunluk ülkeye yön verir. Başbakan Erdoğan'ın üslubunu, siyaset yapma tarzını ve ideolojisini beğenmeyebilirsiniz. Eleştirebilirisiniz ama 11 yıldır gecesini gündüzüne katıp bu ülkeye hizmet eden bir lidere hakaret edemezsiniz. Yazıktır, ayıptır. Sokaktaki iki kişiden birinin oy verdiği bir lidere bu muameleleri layık görmek vefasızlıktır. Ona oy veren geniş kitlelere saygısızlıktır. 
İstanbul sermayesinin ve İsrail lobisinin önünde diz çökmeyen-biat etmeyen başbakanlar hep diktatör ilan edildi. Bir seçimle iktidara gelen ve girdiği tüm seçimleri oylarını artırarak kazanan bir siyasetçiye diktatör denemez. Başbakan'ın çalışma ofisine, evine ve başbakanlık binasına yönelik gösteriler yanlıştır. Başbakana oy veren herkes bu durumu yakından takip ediyor. Bu tercih, kör göze parmak sokmaktır. Milleti tahrik etmek, alnından kaşımaktır. Bunu tavsiye etmiyoruz. Bu millet kendisine hizmet edeni yalnız bırakmaz, bırakmamalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.