İçeride ve dışarıda AK Parti iktidarıyla sorunu olanlar, Taksim Platformu üyelerinin, Başbakan Vekili Bülent Arınç'la yapacağı görüşmeyi duyunca harekete geçmişler. Öğrendiğim kadarıyla Taksim Platformu üyelerine ulaşan Almanya Başbakanı Merkel, "İstanbul'a üçüncü havalimanı yapılmasın. Yapılırsa Lufthansa Havayolları, hava ulaşımındaki liderliğini Türk Hava yollarına kaptıracak. Bu projeden vazgeçilmesini temin ederseniz Lufthansa'nın hava ulaşımındaki liderliği devam edecek ve biz platformunuza minnettar kalacağız" demiş. Platform üyeleri Sayın Merkel'in isteğini, Sayın Arınç'a sunacakları talep listesine eklemişler. Durumdan bir şekilde haberdar olan İngiltere Kraliçesi Elizabeth, Reuters'in Gezi Parkındaki muhabiri aracılığıyla Taksim Platformu üyelerine ulaşmış ve "Kanal İstanbul projesini iptal ettirin. Bu proje yapılırsa Montrö Anlaşmasının bir anlamı kalmayacak. Boğazların kullanımı üzerindeki etkimiz sıfırlanacak. Bu projeyi İngiltere'nin ali çıkarları için iptal ettirirseniz Britanya krallığı platformunuza minnettar kalacak" demiş. Platform Başkanı, "Sen hiç üzülme kraliçem. Sen İngiliz medyasına söyle, tahrike devam etsin. Biz Kanalİstanbul'un yapılmamasını öneri listemize koyarız" demiş. Hükümete verilecek talep listesinin hazırlandığını Türkiye'de mezhep kışkırtması yapmakla görevli ajanlarından öğrenen İran cumhurbaşkanı da Platformla irtibat kurarak, " 3.köprüyü iptal ettirin. Ettiremiyorsanız adının değiştirilmesini sağlayın. Yavuz Sultan Selim ismi bizi rahatsız etti" demiş. Ona da, "tamam merak etme listeye ilave ediyoruz" demişler.
Masumane çevreci gösterileri istismar ederek camı çerçeveyi indiren, belediye otobüslerini, ambulansları ateşe veren, AK Parti binalarını yakan, şiddeti bir yol olarak kullanan, sosyal medya üzerinden asılsız haberlerle halkı tahrik eden, iş makinalarını yakan, otobüs duraklarını kullanılamaz hale getiren militanların ağa babaları, Taksim Platformu üyelerine, "listenize gözaltına alınanların kovuşturma yapılmadan derhal ve koşulsuz serbest bırakılmalarını ekleyin" demişler. Onlar da, "merak buyurmayın o konuyu taleplerimiz arasına koyacağız" demişler.
Türkiye'nin en güçlü lobilerinden olan ve yıllarca Enerji Bakanlığını ve enerji politikalarını kontrolü altında tutan Doğalgaz Lobisi de ulaşmış Platform üyelerine: "Doğalgazdan elektrik üretmek varken, HES projeleri, yerli kömürden enerji elde etmek için yapılan projeler neyin nesi? Bu projeler durdurulsun. Bu talebi listenize koyun. Biz çevrecilere destek veririz" demişler. Taksim gönüllüleri de onları da kırmayıp talep listesine koymuşlar ve HES'ler durdurulsun demişler.
CHP lideri Kemal Kılıçadaroğlu, alanda nöbetçi gösterici olan bir CHP Milletvekili aracılığıyla şu notu illetmiş, Sayın Arınç'a gidecek heyete:
"AKM, Topçu kışlası gibi projelerin ne olacağı konusunda asla halka sorulmasın şartını taleplerinize ekleyin. Referandum olursa kaybederiz. Halkın reyi sorulmamalı. Buralara ne yapılacağına seçkinler karar vermeli."
Heyet Kemal Beyi kırmayıp bu konuyu da talep listesine koymuş.
Hükümet Taksim Platformu Üyelerini dinlemekle doğru bir iş yaptı. Onların dile getirdiği taleplerden makul olanların gereği yapılmalı. Ama heyet üyeleri; hem oluşturdukları talep listesiyle hem de yaptıkları basın açıklamasındaki üslupla sınıfta kaldılar. Tepeden bir üslup, buyurgan ve hoyrat bir tarzla.Taleplerini meydan okur gibi dikta etmeleri rahatsız ediciydi. Oysa onlar sadece çevre için yola çıkmışlardı. Onlarca maddeden oluşan talep listesinde çevreyi ilgilendiren sadece iki başlık vardı. Gerisi, içeride ve dışarıda Hükümeti köşeye sıkıştırmak isteyenlerin talepleriyle örtüşen istekler. Almanya'nın, İngiltere'nin, İran'ın hatta Yahudi lobisinin, Doğalgaz lobisinin talepleri bu listeye nasıl girdi? Herhalde tamamen tesadüftür.
Çevre ile ilgili duyarlı insanların hassasiyetini tahrik eden bazı siyasi partiler işi uzatmak ve gösterileri kalıcı hale getirmek için Alevi kardeşlerimizi bu oyunda kullanmaya çalışıyorlar. Çekin elinizi bu insanların yakasından, utanmıyor musunuz! Dersim'de atalarını katlettiğiniz bir kesimi yıllardır istismar ettiniz. Türk-Kürt çatışmasından umudunu kesenler bunun yerine herhalde mezhep kavgaları ikame etmek istiyorlar. İngiliz, Alman ve ABD basını da bu projeye gönüllü destek veriyor. Lütfen uyanık olalım.
