Türkiye Gezi Parkı'ndan ibaret değil

A -
A +

Taksim'de başlayıp birilerinin özel gayreti ile ülkemizin bazı noktalarına taşınan gösteriler sessiz yığınları rahatsız ediyor. Bu sessiz çoğunluk sükut ve sabırla, itidal içerisinde gelişmeleri yakından izliyor. Hem de eylemcilerin tüm  tedirgin edici kışkırtmalarına rağmen. Adamlar trafiği kapatıyor, yolları kesiyor gece boyu korna çalarak insanlarda huzur bırakmıyorlar. "Gürültücü azınlığın bu rahatsız edici azgınlığı ve tahrikleri karşısında nasıl oluyor da sessiz yığınlar tepki göstermeden sükûnetini koruyabiliyorlar" dediğimde bir arkadaşım bana Yüce Peygamberimizin şu hadisini okudu: "Fitne çıktığında at binen insin, koşan yürüsün, yürüyen dursun, duran otursun." Bu sözü duyunca bu sabır ve itidalin sebebini anladım.

Başbakan Erdoğan hafta sonu Ankara ve İstanbul'da gerçekleştireceği mitinglerle bu sessiz yığınların sesini hem Türkiye'ye hem de dünyaya ulaştırmayı hedefliyor. Bazı uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye'deki işbirlikleri ile gösterilerin Türkiye'nin tamamına şamilmiş gibi takdim etmelerinden rahatsızlık duyan Başbakan Erdoğan; "Sanki bütün Türkiye yanıyor, bütün Türkiye yakılıyor. Yapacağımız mitinglerle dünya kamuoyuna gerçek bir Türkiye fotoğrafı sunacağız" diyor.
Taksim'de 3-5 bin insanın katıldığı gösteriyi ve devamında 300-500 kişinin devam ettirdiği eylemi 9 saat kesintisiz yayınlayan CNN International, inşallah Sayın Erdoğan'ın mitinglerine katılacak yüz binlerin haykırışını da 9 dakika yayınlar. Taksim meydanı ve Ankara'da Kuğulu Park'ı, "Türkiye'nin tamamı ayakta" diye dünyaya aktaran ahlaksız yabancı medya, evvelsi gün Londra'da G-8 zirvesini protesto eden gruplara polisin uyguladığı şiddeti görmezden geldi. İstanbul'u manşete çeken Batı Basını, Londra'daki polis şiddetine kör ve sağır kaldı.
Gezi Parkı-Topçu Kışlası ve çevre duyarlılığı konusunda hükümet samimi. Herkesle bu konuları her düzeyde konuşmaya, tartışmaya açık. Polisin ilk gün uyguladığı orantısız güç kullanımı ile ilgili soruşturma açılmış durumda. Diğer yandan İzmir'de Gezi Parkı protestosuna müdahale ederken deniz kenarında oturan gençleri coplayan 3 çevik kuvvet polisi açığa alındı. Gezi Parkı temsilcileri ve sanatçılarla görüşen Başbakan Erdoğan; "Gezi Parkı ve Topçu Kışlası ile ilgili olarak bir taraftan yargının kararını bekleyeceğiz, diğer taraftan da bu konuyu İstanbul halkına sorarız. Plebisit noktasında adımımızı atarız. Halk ne derse onu yaparız. Dur derse dururuz, kal derse kalırız. Başka hiç kimsenin dayatmasına kulak asmayız" dedi.
Çevre duyarlılığı ile gösteri yapanlar bu taahhütlerden sonra Gezi Parkı işgaline son vermelidirler. Mahkemenin ve İstanbul halkının dediği yapılacak. Gösteri amacına ulaştığına göre Gezi Parkı'nı işgal etmenin bir anlamı yok. Orada kalmakta ısrar edenler illegal yapılardır. Masum-duyarlı vatandaşlar oradan çekilirse illegal yapılar iyot gibi açığa çıkar, devlet illegalite ile kolayca mücadele eder. Ama illegal yapılar sıradan, masum gençlerin orayı terk etmemesi için ellerinden geleni yapacaklardır. Çünkü o gençler çekilirse bunlar neyin, kimin arkasına saklanacak, sığınacaklar?
Gezi Parkı'nı halka terk edin artık, sessiz çoğunluk üzülmesin. Türkiye Gezi Parkı'ndan ibaret değil...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.