Karakol bahane uyuşturucu şahane

A -
A +

Diyarbakır'ın Lice ilçesi Kayacık Köyünde bir kişinin ölümü, 9 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan olayların görünür ve gerçek sebepleri nedir?  Son aylarda MİT, Jandarma ve polis güney sınır bölgelerimizde kaçakçılara büyük darbeler vuruyor. Çözüm süreci nedeniyle operasyonlar olmadığı için güvenlik birimleri her türlü kaçaklığın takibi ve engellenmesine vakit ve enerji harcayabiliyor. Mesela son 15 günde Suriye sınırına yakın bölgelerde güvenlik güçleri 5 bin 634 kaçakçı yakaladı.  Bunların yükleri arasında uyuşturucu, silah, mermi, sigara, cep telefonu ve akaryakıt olduğu belirlendi. Ayrıca çözüm süreci başladığından bu yana özellikle Diyarbakır ve çevresinde narkotik operasyonlar hızlanmış. Güvenlik güçlerinin Hint keneviri tarlalarına yönelik operasyonları artmış. 23 Mayıs 2013'te yani daha bir ay önce Lice'de 70 milyon liralık uyuşturucunun ele geçirildiği bir operasyonun ardından bu karakol saldırısı geldi. Çünkü güvenlik güçleri bölgede yeni büyük bir operasyon planlanmışlardı. Karakola saldırıda amaç; hem o yeni operasyonu engellemek hem de dikkatleri başka istikamete çekip güvenlik güçlerini başka işlerle uğraştırmak.  

Yaklaşık 30 gündür İstanbul polisi "Gezi" olayları ile uğraşırken beyaz zehir tacirleri İstanbul'da cirit attı. Evvelsi gün İstanbul'da 1 ton 750 kilo esrar yakalandı. 22-27 Haziran tarihleri arasında Türkiye genelinde düzenlenen operasyonlarda 5 ton 581 kilogram esrar esle geçirildi. 23 Mayıs'ta Lice'deki esrar operasyonunda bilgisayarına el konulan ve operasyondan sonra firar eden Bedri Kocakaya Kayacık Karakolu'na saldırı olayında ortaya çıkmış ve ilk mermiyi onun attığı söyleniyor. 
Güvenlik güçlerinin kaçakçılık, uyuşturucu operasyonlarından rahatsız olan PKK, uyuşturucu baronları, bölgede geçimini kaçakçılık ve uyuşturucudan sağlayanlar karakol ve baraj yapımını bahane ederek çözüm sürecini sabote ediyorlar. Sivil halkı önlerine alarak halkın karakollara, asayiş noktalarına yürümesini sağlamaya çalışıyorlar. Hiç kimse ülkemizdeki en büyük uyuşturucu trafiğinin Diyarbakır ve çevresindeki bölgelerde olduğunu inkâr edemez. Lice ilçemiz maalesef uyuşturucu konusunda iyi bir sicile ve geçmişe sahip değildir. Diyarbakır merkez bu işlerle uğraşmaz ama çevre ilçelerde PKK'nın Hint keneviri tarlalarının varlığını bilmeyen yok. Uzun yıllardır Ortadoğu-İran-Afganistan ve Güneydoğu bölgesinin uyuşturucu trafiği PKK'nın kontrolündedir. PKK uyuşturucudan ciddi rant elde etmektedir. Bu bölgelerde bu işlerle uğraşanlar PKK ile iş birliği içinde olmak zorundadır. Ayrıca Suriye-Irak-İran sınırından kaçakçılık yapanlar bunun karşılığında PKK'ya pay ödemektedirler. Çözüm süreci ile güvenlik güçlerinin kaçakçılıklara yönelmesi, PKK'nın da süreç nedeniyle güvenlik güçleriyle çatışmaktan kaçınması kaçağı ve uyuşturucu trafiğini zora sokmaya başlamış ve rant azalmıştır. Bu işten büyük paralar kazanan PKK, uyuşturucu baronları ve bu işten ekmek yiyenler güvenlik güçlerinin kaçağa ve uyuşturucuya yönelik operasyonlarını durdurmak için yeni yol ve yöntemler aramaya itmiştir. Sivillerin organize edilerek karakollara yürümesinin sağlanmasını PKK'nın elebaşlarından Fehman Hüseyin talep etmiştir. Görünür amaç karakol ve baraj inşaatlarını engellemek, gerçek amaç güvenlik güçlerinin kaçakçılık ve uyuşturucu operasyonlarını engellemek diğer bir amaç ise güvenlik güçlerinin bölgeyi terk etmesi ve bölgenin güvenliğinin asayişinin PKK'nın öz savunma güçlerine bırakılmasının altyapısını hazırlamaktır. 
"Gezi-Lice omuz omuza" diye KCK'lılarla birlikte sokağa dökülen saf vatandaşlarımız umarım tezgâhın farkındadırlar. Herkes o karakolun yeni yapılmadığını yıllardır orada olduğunu sadece orada yapılan işin bir iyileştirmeden ibaret olduğunu biliyor. PKK yokken de o karakol vardı. Barışı talep edenler asayişi sağlamakla görevli olanlardan neden rahatsız olurlar?  Hangi demokraside polisle jandarma yoktur. Çözüm sürecini baltalamayı amaçlayan bazı gruplar karakol ve baraj inşaatlarını bahane ederek bölgede ikinci bir "Gezi" eylemini başlatmayı hedefliyorlar. Böyle bir süreç hem hükümeti baskı altına alır, hem de güvenlik güçlerinin uyuşturucu kaçakçılık operasyonlarını engeller. KCK Doğu ve Güneydoğu'da halkı sokağa dökerek Gezi parkının Kürt versiyonunu devreye sokmak istiyor. Dikkatimi çeken son nokta şudur; bu nasıl bir Tayyip Erdoğan nefretidir ki Ergenekoncular solcular ve PKK'lılar kol kola girdi ve omuz omuza Taksim'e yürüdüler!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.