Mısır'ın başkenti Kahire'nin Adeviye Meydanı ve Kahire Üniversitesi önünde ve İskenderiye'de toplanan milyonlarca Mısırlı "Seçtiğimiz Cumhurbaşkanı nerede, benim oyuma ne oldu, oyum nerede?" diye sloganlar atarak darbeye ve darbecilere direniyorlar. Birkaç gün önce darbenin ardından Tahrir Meydanı'nda darbeyi havai fişeklerle kutlayan eski rejim yanlılarına bakıp Mısır halkının demokrasi anlayışı ile ilgili kuşku duymuştum. Ancak Mısır'ın Tahrir'de darbeyi kutsayan bir avuç ahmaktan oluşmadığını birkaç gündür demokrasi için sokağa dökülen darbe karşıtlarının milyonlara ulaşması ile fark ettim. Alanlarda toplu halde namaz kılıp dua eden milyonlarca Mısırlı "Mursi'yi almadan eve dönmeyiz" sloganları atıyor, verdikleri oylara ne olduğunu soruyorlar. Sizce çok mu haksızlar?
Batının sonuçlarını legal gördüğü bir seçimle Mısır halkının yüzde 52'sinin oyunu alan bir Cumhurbaşkanı'nın Filistin Davası'na ve Gazze'ye destek veriyor diye İsrail ve küresel aktörlerin teşviki, eski rejim yanlılarının iş birliği ile ordunun görevden alıp, tutuklaması, Anayasayı askıya alması akıl alır bir durum mudur? Seçimler yapılıyor, heyecanla sandıklara koşup programını ve politikalarını beğendiğiniz bir adaya oy veriyorsunuz, sonuçlar açıklanıyor ve oy kullananların yüzde 52'sinin "Evet" dediği bir isim Cumhurbaşkanı seçiliyor. Bu seçilen ismi sandıkta yenemeyen rakipleri, Mursi'den ve politikalarından rahatsız olan dış aktörlerle iş birliği yapıp önce sokağı kışkırtıyorlar, darbenin zeminini hazırlıyorlar, sonra da ordunun üst kademesini "Kan dökülecek, memleket elden gidiyor, müdahale edin ülkeyi kurtarın" diye ikna ediyorlar.
Üç beş tane atamayla gelmiş general, milletin iradesini silah zoruyla hapse tıkıyor ve irade üzerine çarpı işareti atıyor. Bunu kim adına, kimin izniyle hangi hakla hangi yasaya dayanarak ve kimin çıkarı için yapıyorlar. Onlara sorarsanız Mısır'ın ve Mısırlının çıkarı için yaptıklarını söylerler. Mısırlılara rağmen Mısır'ı Mısırlılardan korumak nasıl bir yaklaşımdır. Bu sonuçtan en fazla diktatör Esad ve İsrail memnun olduğuna göre acaba bu darbeyi kimin adına yapmışlardır. Bu duruma demokrasiye inanan her Mısırlı isyan etti ve sokağa döküldüler. Tankların önünde durdular, Kahire'de bu silahlı darbeye direnen bütün Mısırlılara şapka çıkarıyor ve onları saygı ile selamlıyorum. Tarih onlardan demokrasi kahramanları olarak söz edecekler, oylarına ve iradelerine sahip çıktılar, tanklardan, zırhlı araçlardan ve helikopterlerden atılan mermilerden korkmadılar. Cadı avından, tutuklamalardan ve işkencelerden çekinmediler. İbadet ediyorlar, haykırıyorlar ve dua ediyorlar, kırmıyorlar, dökmüyorlar ve kamu malına zarar vermiyorlar. Şiddetten uzak duruyorlar. Helal olsun size, ileride çocuklarınız ve torunlarınız sizden gururla bahsedecekler. Bizim 60'larda, 70'lerde ve 80'lerde yapamadığımızı siz bugün yapıyorsunuz. İyi ki de yapıyorsunuz yoksa ileride siz de bizim gibi Menderes'in, Özal'ın utancına benzer utançlar yaşarsınız. Size, haklı davanıza ve şiddetten uzak asil direnişinize selam olsun.
Mısır'da ordunun yönetime el koyup Cumhurbaşkanı dahil tüm seçilmişleri içeriye tıkmasını hâlâ "bu bir darbe midir yoksa devrim midir" diye tartışan CHP'lilerin Mısır halkından öğreneceği çok şey var. Çevre duyarlılığı ile ortaya çıkıp sokakları savaş alanına çeviren ortalığı kırıp döken, kamu malına zarar veren, Taksim Meydanı'nda diktatör Esad'a destek pankartı açanların Mısır halkından alacakları çok dersler var sanırım. Mısırlılar biz dahil bütün dünyaya iyi bir demokrasi dersi veriyorlar. Gönlümüz ve duamız onlarla. Allah yardımcıları olsun.
