Marmaray'ın düşündürdükleri

A -
A +
Marmaray pek çok özelliğiyle dünyanın en özgün projelerinden biri. 29 Ekim'de, Cumhuriyetimizin 90'ıncı yılında açılmasının da sembolik anlamı büyük. Türkiye'nin bu açılışta yaptığı vurgu, kendisini konumlandırdığı yeri de tahkim ediyor. Asya-Avrupa, Doğu-Batı buluşması, Türkiye'nin Doğu'nun Batı'ya, Batı'nın Doğu'ya bakan yüzü olması Marmaray açılışında bir kez daha en üst dille vurgulandı. Bunun yanında yapım süreci devam eden üçüncü köprü, Avrasya tüp geçidi, üçüncü havaalanı gibi dünyanın dikkatini çeken altyapı yatırımları düşünüldüğünde; Hükümetin İstanbul için "dünya şehri" planlamasının isabeti de görülüyor. Yakında açılacak İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren projesi ve Marmaray, Pekin'den Londra'ya uzanan Modern İpek Demiryolu güzergâhında genelde Türkiye'yi, özelde İstanbul'u gözde hale getiriyor. Küçük büyük pek çok istikrarsızlıkla, batısında küresel krizin sarstığı, doğusunda çatışmaların güvensiz hale getirdiği ülkelerle çevrili Türkiye'nin, böylesine önemli projelere imza atmasının istikrara, huzura, refaha ve gelecek projeksiyonuna tekabül eden anlamları var... Marmaray'ın açılmasının hemen ikinci günü kısa süreli enerji kesintisi, yoğunlukta bazı yolcuların acil imdat fren kollarını çekmeleri, kapıları kendilerinin açmaya çalışmaları, istasyonlardaki acil durum butonlarına basmalarıyla yaşanan küçük çaplı aksaklıkların giderildiğini, seferlerin son dört gündür aksamadan devam ettiğini görüyoruz. Ancak ilk günlerdeki medya baskısı nedense "Devrim Otomobili" hikâyemizi hatırlattı bana... Elbette Marmaray'ın "Devrim Otomobili" gibi rafa kalkması, gözden çıkarılması mümkün değil. Ortada işleyen bir sistem var bu yazının yazıldığı saatlerde yaklaşık 2 milyon 100 bin yolculuk yapılmış...
Üç beş dakikalık elektrik kesintisi ve imdat kollarına basmadan kaynaklanan kısa süreli aksaklıkların "fiyasko" olarak görülmesi, bazı çevrelerin Marmaray'ın anlamını zayıflatmaya, karalamaya yönelik niyetlerine malzeme olabilir. İyi niyetli eleştirileri yabana atmamak lazım... Kaldı ki, bu tür büyük projelerin işletilebilir olması sadece işleticinin ve yapıcının inisiyatifiyle de olmuyor. Uluslararası sertifika kuruluşlarından sertifika alınıyor, işletilebilirlik kararı çerçevesinde işletiliyor. Zeminde çökme olduğu söylendi, söylenen asılsız çıktı. Kumanda merkezi yok dendi, denilen asılsız çıktı. Acil müdahale lokomotif ve araçlarının olmadığı iddia edildi, iddialar asılsız çıktı. Buna benzer ortaya atılan ithamların tamamının bir şekilde gerçeği yansıtmadığı anlaşıldı. Kim ne derse desin bir hakikat var ortada; o da şu: Marmaray yapıldı! İki kıta birleşti! Her gün 300 bin civarında vatandaşımız yolculuk yapıyor! Bırakın bu sevinci Türkiye yaşamaya devam etsin! Aceleye gelen bir şey yok, asıl geç kalmışlığına yanmalı Türkiye!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.