Milletimiz artık tuzakları seziyor

A -
A +
Anayasa Mahkemesi, CHP'li vekilleri olan Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın uzun tutuklulukla ilgili başvurularını haklı buldu ve temsil hakkının engellendiğine hükmetti. Balbay'a 5 bin lira tazminat ödenecek. Ya özel yetkili ya da Yargıtay tutukluluk tedbirini kaldıracak, Balbay'ın yargılama süreci tutuksuz devam edecek. Yargıtay'da karar kesinleştiğinde karar ne yönde ise onun gereği yapılacak.
Bu kadar açık ve net olan bir konunun gazetelerimizin manşetlerine farklı farklı yansıması habercilik etiği açısından düşündürücüdür. Anayasa Mahkemesinin Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesinin kararlarına ilişkin açıklamalar yaparken çok dikkatli ve titiz davranır. Her kelimeyi tartarak sarf eder. Balbay ile ilgili kararın çıktığı gün Sayın Başkanı aradım. Kararla ilgili kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına düşüncesini öğrenmek istedim. Haşim Bey, son derece dikkatli ve özenli cümlelerle yukarıdaki bilgileri verdi. Kalan tutuklu vekiller ile ilgili konuşmak istemedi. Yargıtay ve yerel mahkeme açısından İhsas-ı rey sayılabilecek imalardan uzak durdu. Bu kadar titizliğe rağmen gazetelere yansıyan bilgilere bakınca şaşırdım doğrusu. Acaba Başkan Bey bizden esirgediği bilgileri diğer meslektaşlarımıza mı verdi diye düşündüm. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin yayınladığı yalanlamayı görünce Başkan'ın herkese aynı ölçüde bilgi verdiğini ama bazı meslektaşlarımızın bu açıklamalara uydurma bilgiler eklediğini anladım. Böyle davranmayı alışkanlık haline getiren meslektaşlarımız yüzünden haber kaynaklarımız telefonlarımıza cevap vermiyor. Kimsenin, gazetecilerin güvenilirlik durumunu tartışılır hale getirmeye hakkı yok.

AK Parti'ye muhalif arayışı

Yahudi lobisinin öncülüğünde ABD-İsrail ve İngiltere'de bazı güç odakları genelde AK Parti'ye özelde Başbakan Erdoğan'a muhalefet edebilecek aktörler arıyorlar. Öncelikle Sayın Erdoğan'dan bilahare de AK Parti'den kurtulmak istiyorlar. Bu amaca Türkiye'de mevcut muhalefet partileri ile ulaşamayacaklarını biliyorlar. Eskisi gibi ellerinde Hükümeti köşeye sıkıştıracak askerî vesayet de yok artık. Gezi Parkı olaylarından tutun da Alevi-Sünni, Kürt-Türk gerginliğine kadar her yolu deniyorlar. Şimdi de hükümetin tabanını teşkil eden cemaatlerle Başbakan'ı kavga ettirmeye çalışıyorlar. Twitter'dan atılan mesajlara, gazetelerde atılan manşetlere ve köşe yazılarında ortaya çıkan kızgınlıklara bakılırsa neredeyse amaçlarına ulaştıklarını düşünüyorsunuz. Ben ülkemizde yüreğinde birazcık Allah korkusu olan, birazcık vicdan taşıyan hiçbir cemaatin veya cemaat mensubunun bilerek-farkında olarak bu tuzağa düşeceğine inanmıyorum. Her mümin ilmi siyaseti bilmeli ve uyanık olmalı, kendini kullandırmamalıdır. Daha dün cemaatleri ve üyelerini bir kaşık suda boğmak için fırsat kollayanların, önerge üstüne önerge verenlerin, bugün puslu havayı fırsat bilip Hizmet Hareketi'ne methiyeler düzmesine kimse inanmasın, kimse kanmasın. Bunlar tiyatro yapıyorlar. Bu tartışmalar bitip sular durulunca kurulmak istenen tezgâhı herkes daha iyi fark edecek. Milletin rızasını alamayanlar milleti birbirine düşürerek amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Ama bu millet artık o kadar saf değil. Bu tuzakları sezecek ve bozacak ferasete sahiptir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.