Yeni yıla girerken...

A -
A +

 2013 yılını, Hükümete yolsuzluk kılıfı ile yapılmak istenen mini bir yargı darbesi ile kapatıyoruz. Yılın son günü bile AK Parti'den bir milletvekili istifa ettirildi. Hâlâ gerginliği sürdürmek isteyenler var. İyi de nereye kadar? Kontenjandan iki vekil kaldı; biri İstanbul'dan diğeri İzmir'den... Onları bari istifa ettirmeyin de AK Parti'de ne olup bittiğinden haberiniz olsun...

Benim açımdan 2013 yılının en önemli olayı Çözüm Sürecidir. Türkiye'nin hiçbir dış destek almadan kendi öngörüsü, iradesi ve imkânlarıyla yürüttüğü yerli bir süreçtir. Bir yıl boyunca teröre kurban vermeyişimiz, akan kanın durmuş olması 2013 yılının en büyük kazanımıdır ve çok da değerlidir. İnsanlar bu sürece sahip çıkmıştır. 2014 yılında, aksaklıkları giderilerek devam etmesini diliyoruz. Fakat 2014 yılında 2 seçim olması süreci sıkıntıya sokacaktır. Umarım hiçbir sorun çıkmadan çözüm süreci devam eder.
Türkiye-İsrail ilişkilerinde yaşanan sorunlar, Türkiye'nin Suriye politikası ve Türkiye'nin bölgesinde önemli bir aktör hâline gelmesinden rahatsız olan küresel ve bölgesel aktörlerle, Tayyip Beyle sandıkta mücadeleden umudunu kesen yerel aktörler iş birliği yaparak önce Gezi olaylarını çıkardılar. Şimdi de 17 Aralık Operasyonunu yaptılar. AK parti ve Erdoğan karşıtı tüm çevreler iş birliği yaptılar ama Gezi'de sonuç alamadılar. Gezi olayları, şiddet içeren sivil bir darbe girişimiydi.  Hükümet milletin yardımı ile üstesinden geldi. 2013 yılında çok önemli reformlar içeren bir demokratikleşme paketi hayata geçirildi. Başörtüsü sorunu; hem üniversitede, hem kamuda hem de TBMM'de çözüldü. Yıllarca Türkiye'nin enerjisini tüketen bu sorun tarihin çöp sepetine yollandı.
2013 yılının son çeyreğinde dershane tartışmaları başladı. İlgili taraflara 2 yıllık geçiş süresi sağlayarak gerilimi düşürdüğünü düşünen Hükümete; 17 Aralık Operasyonu yapıldı. Türkiye'nin yeni vesayet sahipleri ortaya çıktı ve yolsuzluk kılıfı üzerinden iktidara darbe girişiminde bulunuldu. 2013'ün son günlerine denk gelen bu girişimin de etkisiyle son yılların en büyük Kabine Revizyonu yapıldı.
Yılın son günü karşılaştığım ve konuştuğum AK Partili siyasetçilerin ciddi hayal kırıklıkları yaşadıklarını gördüm. İşte bunlardan bazıları... Bir milletvekili diyor ki: "11 yıllık iktidarımızda elimizdeki imkânların yüzde 90'ını Hizmet Hareketi'ne kalan yüzde 10'unu diğer sosyal gruplara/cemaatlere kullandırdık. Bizim sayemizde 100 kat büyüdüler. Son yapılanları hak etmedik."
Diğer bir vekil ise "Biz; İmam Hatiplerde katsayı adaletsizliğini kaldırarak, başörtüsü sorununu her alanda çözerek, ortaokul ve liselerde Kur'an-ı kerim ve Peygamber Efendimizin hayatının öğretilmesini ders haline getirerek, Kur'an Kursları ve camiler açarak dinimize hizmet ettik. Bu hizmetleri yapan bir Başbakan'a; Ulusalcılarla, Kemalistlerle Gezicilerle yan yana gelip saldırmak hangi akılla, hangi vicdanla izah edilebilir?" Bir başka vekil de diyor ki: "Dua edelim, herkes fabrika ayarlarına geri dönsün."
Hizmet Hareketi'nin tabanının bu işlerde bir günahının olmadığını söyleyen bir siyasetçi de; Hizmet Hareketi adına bu operasyonlara destek verenlere Enfal Süresinin 26. âyetini hatırlatıyor; "Hatırlayın ki, bir zaman siz yeryüzünde aciz tanınan az (bir toplum) idiniz; insanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz da şükredesiniz diye Allah size yer-yurt verdi, yardımlarıyla sizi destekledi ve size temizinden rızıklar verdi."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.